8.Bölüm

16 1 56
                                    

İyi okumalaarr🌸☁️

Herkes kafasını çevirip kapıya baktığında gelen kişi Aras'tı yani Aras Bey.

Aras kim diye soracak olursanız da Ateş'in en yakın arkadaşı, kardeşi gibi gördüğü kişiydi. Kendisini bir kaç kez hem Özge' ye yavşarken hem de Ateş'in yanında bir kerecik görmüştüm.

Şaşkınlıkla kafamı çevirip Ateş'e baktığım da kaşlarını çatmış sinirle Aras'a bakıyordu. Sanırım toplantıyı böldüğü içindi bu siniri pekte emin değildim.

Aras Bey neyi böldüğünü farkedince Ateş'e mahcup bir şekilde baktı.

Ve "Pardon kardeşim, toplantı da olduğunu bilmiyordum." dedi. Aras Bey böyle dedikten sonra Ateş'te sıkıntı yok dercesine kafasını sallayıp "Sorun yok Aras toplantı bitince haber veririm" diyip gitmesi için kafasıyla kapıyı işaret etti.

Aras Bey zaten dünden razıymış gibi hızla çıkarak kapıyı kapattığı gibi kapı tekrardan hızla açıldı ve bu sefer gelen kişi ise Asu'ydu.

Ben kafamı çevirip güzel gözlüme baktığımda ise gerçekten de fazla gerildiğini suratına bakınca bile anlayabiliyordum.

Asu ise kimseyi takmayarak "Ateeş, aşkıııımm" diyip 'ı' harfini uzattığı yetmezmiş gibi bir de o kadar gıcık bir biçimde söyledi ki bunu gerçekten de o an ağzına elimin tersiyle çarpasım geldi.

O da yetmezmiş gibi birde Ateş'in yanına gidip sarıldı. Benim gözümün önünde gülüşüne şiirler yazdığım, her hayalimin baş kahramanı olan adama, ilk defa kalbimi bu denli hızlandıran, her şeyimin onunla olmasını istediğim o adama sarıldı. Zaten gözümün önünde öpüşmüşlerdi ki ben daha onu kaldıramazken şimdi o kadının aşkım diyipte sevdiğim adama sarılması yüreğimi kor gibi yakıyordu.

Hadi onu bunu da geçtim utanmaz mısın sen be kadın gelip yapışıp sarılıyorsun sevdiceğime hem de Zehra ablanın ve Ümit abinin gözünün önünde BENİM SEVDİĞİM ADAMA BENİM SEVDİĞİM ADAMA BİRDE BAK, bunları her ne kadar içimden söylesem de, o ne kadar bilmese de onu sevdiğimi yine de banane benim sevdiğim adamdı Ateş, ben onu parası ve nâm-ı için sevmiyordum ki hem, neyse sakin oluyorum ve olanları unutup Asel, balıma odaklanıyorum çünkü bir tek o beni şu an mutlu ederdi.

Tam Asel'e bakıyordum ki Ahu'nun bana sinirle bakarak Ateş'e "Ateş hayatım bu kızın burda ne işi varyaa ne yapıyor burda Ateş, sen kovmamış mıydın bu kızı" dediğini duydum.

Sanki biraz sinirli gibiydi ama bakın sanki diyorum. Zaten Asu'nun da siniri bana sökmezdi. Her ne kadar böyle saçma saçma hareketler yapsa bile Ateş gerçekten de sabrediyordu bunun farkındaydım fazla sinirlenmişti.

Ateş tam söze giriyordu ki, sözünü kesip
"Asu Hanım bence sınırınızı aşmayın şu an bir toplantı içerisindeyiz ve Ateş Bey'i bence daha fazla sinirlendirmeden gidin sonra gelip bana ahkam kesebilirsiniz saygılarla." dedim ve hafif alayla tebessüm ederek kalktığım yere oturup Asel'i de kucağıma aldım. O an aklıma gelen şeyle tedirgince Ateş'e bakıp tepkisini ölçemeye çalışıcaktım ki bana gururla güldüğünü ve göz kırptığını gördüm.

Ve "Asu, Su'yun dediklerine katılıyorum o yüzden bizi rahat bırakır mısın bir sen bir Aras bugün sinirlerimle oynamaya başladınız şimdi odamdan çıkar mısın." dediğini duyunca ise kalbim yerinden çıkıcakmış gibi oldu. Ben bu adamı boşuna sevmemiştim.

Asu sinirli bir şekilde "Öyle olsun Ateş Karadağ!" dedi. Sinirli bir şekilde kapıya ilerledi ve sertçe açıp dışarıya çıktı. İçimden artık sonunda be şükür dedim gerçekten de şükür namazı kılıcaktım.

ATEŞ PERİSİ (ASKIYA ALINDI!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin