1.Bölüm Zamansız Tesadüfler

234 20 10
                                    

Selamm ilk bölümü yayınladım biraz düzensiz yayınlıyorum ama zamanla düzenli atacağım ve yazım yanlışlarını düzelteceğim.
Ve bölümler biraz kısa ama zamanla daha detaylı ve daha uzun yazmaya çalışacağım.🎀

İyi okumalarr.

Medya=ASİL GÖRKEM KARASOY








Hayat ne garip şeydi değil mi? Yaşadığımız şu evren bize her gün ayrı ayrı olaylar yaşatırdı. Kimimiz yeni insanlarla tanışır , kimimiz yeni bir iş bulur , kimimiz ise daha ailesiyle yıllarını doyasıya yaşayamadığı için mezarlarına konuşurdu.

Mezarlıktaydım. Ailemin mezarı.
Bu hayatta ki yaşama sebeplerim. Onlar yaşamıyorken bile ben onları içimde yaşatıyordum. Bedenleri bir mezarın içinde olabilirdi ama ruhları hala benimleydi. Onlar benim ailemdi. Onlar benim canımdı. Bu hayatta ki tek varlıklarımdı.

Bu hayat kimsesizler için zordu. Ama ben kimsesiz değildim ki, onlar vardı benim bir ailem vardı sadece benim yanımda değillerdi ama ruhları hep benimleydi.

Mezarlığa gelmiştim. Hemen hemen her ay ziyarete gelirdim çiçek eker, mezarlarına su dökerdim.

Onlarla konuşurdum sanki beni duyabiliyorlarmış gibi. Tebessüm ettim "Annecim ben geldim. Bak senin en sevdiğin çiçeği getirdim." dedim ve yavaşça annemin en sevdiği yasemin çiçeğini toprağa ektim . Annem yasemin çiçeklerini çok severdi. Babamda anneme hep yaseminim derdi.

Annemle babamın arasındaki o sevgi bağı çocukken bile beni hep büyülerdi . Çocuktum daha ama iki insanın birbirine ne denli sevgiyle bağlı olmasını annem ve babamdan öğrenmiştim .

Ve bir gün bende annem ve babam gibi birisine bu denli sevgiyle bağlanacağım diyede kendi içimde yer etmiştim .

Mezarlıktaki çeşmen'in yanındaki şişelerden birisinede su doldurmuştum. Yavaşça şişeyi alıp, suyu toprağa döktüm.

Toprak ; hepimizin bir gün yaşamının sona erince bedenlerinin dünyada ki biten hayatlarıyla beraber oraya karışacağı yer.

Çiçeği ektikten sonra annemle konuşmaya devam ettim. " Bugün sanki kar yağacak gibi görünüyor anne, desene bu kış epey üşüyeceğim." dedim gülerek.

Küçükken kar yağdığında montumu, eldivenimi ve şapkamı takmayı unutur, karla oynamak için koşa koşa bahçeye çıkardım sonra annem peşimden gelir giydirirdi.

Deli kızım derdi bu hallerime gülerek...Sonra okuldan eve gelirken de yavaş yavaş gelirdim kar'ı daha çok izleyebileyim diye.

"Şimdi kar yağıyor diyede yavaş yavaş giderim ben eve. hatırlıyomusun 8 yaşındaydım. Daha 3. Sınıfa gidiyordum. Tüm arkadaşlarım okula gitmiş ben hala kar'ın yağmasını bekliyorum, niye bizim köyün muhtarı Mehmet amca bugün kar yağacak dedi diye." dedim kendi kendime gülerek, bir tek ben gülüyordum bu anlattığıma çünkü ölüler gülemezdi.

"Bak bu sefer ben diyorum anne kesin kar yağacak ha soran olursa ben öyle diyorum diyeceğim bu sefer. "dedim ama bir yandanda gözlerimden yaşlar süzülüyordu yanaklarıma.

Annemi çok özlemiştim. Güzel kuzum diyip sarılışını, sobanın yanında ıslak saçlarımı tarayışını, narin ellerinin yüzümü okşayışını en çokta sabahları okula göndermelerini özlemiştim.

Şimdi hayatta olsaydı da sabah erkenden kalkıp beni işe gönderseydi keşke... Ne çok isterdim. Oysa eskiden kızardım. Kalkmana gerek yokki anne çocuk değilim ben arkadaşlarım tek başına gidiyor bende tek başıma gidebilirim yat sen derdim .Çünkü bilirdim bir kalktım mı daha da uyuyamazdı. Bende benim yüzümden uykusuz kalsın istemiyordum. Ama
Şimdi kalksın, sabahın köründe işe götürsün beni gıkımı çıkarırsam namerdim. Yeterki yanımda olsaydı annem. yasemin kokulu annem, babamın yasemini.

RUHUMUN ONARICISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin