Güz Güzeli-(Ⅰ)-Korur Musun Her Şeyden?

56 4 0
                                    

Bismillah diyerek başlıyoruz bakalım😽💗

•Ali Asaf ApalaySezen Aksu-Masum Değiliz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

•Ali Asaf Apalay
Sezen Aksu-Masum Değiliz

✵ ✵ ✵

Kar taneleri süzülüyordu gökten kızın saçlarına. Sarıya çalan kumral saçlar her bir adımda serbestçe geriye doğru uçuşuyordu. Kocaman ormanlık alanda bir kurşun sesi daha yankılanırken Pirayenin dudaklarından buharlı bir soluk kaçtı.

Silah sesinden oldu olası korkmuş ve nefret etmişti. Elini bir ağacın kavuğuna yaslayarak ağzından derin derin nefesler vermeye başladı.

"Piraye!" Yeri göğü inleten bir ses ile yorgun bir halde elini ağaçtan ayırıp koşmaya devam etti. Sonbaharın getirdiği yağmur her yeri ıslatmış ağaçların kuru yapraklarını yere sermişti. Üzerinde gri renkte montu vardı Piraye'nin. Lakin ormanın titreten soğukluğunu iliklerine kadar hissediyordu.

Ayakkabıları sünger ayakkabı olduğundan suyu olduğu gibi içine çekmiş çoraplarını ıslatarak daha da donmasını sağlamıştı. Karnındaki ve göğsündeki ağrıda yaşadığı durumun cabasıydı.

Yaklaşık iki saattir aralıksızca koşuyordu ardındaki adamlardan. Halbuki bir ay önce herkes nasıl da mutluydu kadının ölüm fermanını imzalarken. Gözlerinden yaşlar yarım saat önce de olduğu gibi boşalırken ellerini soğuktan kuruduğu için tuzlu suyun yaktığı yanaklarına sürtüp yaşları sildi.

"Orospunun doğurduğu kızdan ne beklenirdi zaten! Çık gel lan buraya!" Ve bir kurşun sesi daha.

Sözlere kulak asmazken gözlerini etrafta gezdirdi. "Allah'ım ne yapacağım şimdi?" Çıkış kapısı kalmamış gibi etrafta gezinen gözleri sonunda üstünde dumanı tüten kulübe cinsi yere takılırken dudaklarını birbirine bastırıp oraya doğru adımlamaya başladı. Neredeyse sürükleniyordu artık yerde.

Dudaklarından bir hıçkırık kaçarken elini dudaklarına bastırdı. Karnındaki ağrı şiddetini o kadar çok arttırmıştı ki şuan ayakta durduğuna hayret ediyordu.

Sonunda tahta kulübeye ulaştığında elini kaldırıp iki kez yumruğunu vurdu. Kapı uzunca bir süre açılmazken alnını kapıya yaslayıp dudaklarından küflü soluğunu dışarıya bıraktı. "Lütfen aç kapıyı." Sessiz mırıldanışının ardından ormanlık alanda tekrar bir kurşun sesi yankılandı.

"Piraye şimdi çıkarsan karşıma bir şey yapmayacağım!" O adamın ses tonu bütün vücudunu titretirken aklına ilk gece ona yaşattıkları geldi. Kabustu sanki. Kabuslar bile o gece kadar korkunç ve ızdırap dolu olamazdı.

Kapıyı tekrar çaldığı sıra kapının ardından elinde havlu ile saçlarını kurulayan bir adam çıktı. Burnuna anında dolan mentol kokusu ile titrek bir soluk çıktı dudaklarının arasından.

Güz  GüzeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin