Güz Güzeli-(IX)-Sözler Silahından Çıkan Deli Kurşunlar.

20 4 0
                                    

Fatma Turgut-İlkbaharda Kıyamet

✵ ✵ ✵

Telefonu yan bir şekilde çevirip mutfak masasının üzerine koyduktan sonra arkasına da tuzluğu koydum. En kolay yapılışı buydu en çok yorum alan video da üstelik buydu. Bilindik bir kanaldan açmıştım risk almamak için.

Evde kuru fasulye ve et olmadığı için yarım saat strese girmiş en sonunda Öykü'nün yanına gidip ondan yardım istemiştim. Tamamen kendim yapmak istediğimden sadece ipuçları almıştım ondan. Ve fasulye ile ete ve hatta pirince ihtiyacım olduğunu söylemiştim. Sitenin kapıcısına söyleyip getirmesini rica etmişti tabii o da. Beş dakika içerisinde de gelmişti istediğim malzemeler.

Öykü malzemeleri tezgaha yığmış benimle birlikte yapabileceğini söylemişti ama tabiki de reddetmiştim. Kendi el lezzetimi katmak istiyordum sadece. Tabi varsa...

Video bittikten sonra başa sarıp bu sefer malzemeleri gösterdiği gibi yavaş yavaş yapmaya başladım. Soğan soyma işlemi benim için biraz göz yaşartıcı bir iş olsa da sonunda becermiştim. Tencerenin içerisine döküp dolaptan salça aldım. Kapağı daha hiç açılmamıştı. Konserve salçanın metal kısmını açtıktan sonra elimdeki kepçe kaşıkla salçayı soğanların içerisine attım.

Salçada bir güzel yağla harmanlandığında elime jülyen doğranmış eti atıp onunda kızardığını düşündüğümde hazır kuru fasulye paketini aldım elime. Kuru fasulyeyi tencerenin içerisine boşalttığımda birden üzerime yağ sıçraması üzerine geriye doğru sektim acıyla inleyerek. Daha dün yanan elime gelmişti kızgın yağ. Ellerimin bu dünyadan çekeceği vardı herhalde.

Tariften gördüğüm kadar su katıp yarım yemek kaşığıyla tuz attım. Yine tarifte öyle yazıyordu. Tencerenin kapağını kapatıp bu sefer pilav yapmaya koyuldum. Saat dört buçuğa geliyordu. Beşte Ali Asaf'ın işten çıkacağını biliyordum çünkü Öykü'lerde ilk akşam yemeğimi yemeğe gittiğim zaman üzerindeki forması yerini koruyordu. Sonraki günde öyle olmuştu. Beş buçukta Öykü'lerin evinde oluyorlardı.

Pirinçleri bir kaç kez sudan geçirip Öykü'nün verdiği şehriyeden bir avuç atıp yağda kızarmasını bekledim. Kahverengiye dönük olduğunda pirinci eklememi söylemişti Öykü. Dediğini yapıp pirinci döktüm yağın içerisine. Bu yine kızgın yağın etrafa saçılmasını sağlayan bir şey olmuştu. Bu sefer yağa yakalanmadan geri çekilerek pirinci karıştırmaya başladım.

Öykü pilavın renk değiştirmesini beklemememi bir dakika tuttuktan sonra ne kadar pirinç döktüysem o kadar su dökmemi istemişti. Bir
Su bardağı su atıp pilava da az bir şey tuz kattıktan sonra tencerenin kapağını kapattım.

Onları olmaya bırakırken buzdolabına yöneldim tekrardan. Öykü Ali Asaf'ın portakallı keke bayıldığını söylediğinden onu yapacaktım. Malzemeleri çıkarıp mermere koydum. Yine telefondan tarif videosunu açıp bu sefer kupaya yaslarken telefonu kadın ne katarsa içine bende aynı şekilde onu katıyordum. Normalde tarçını seven birisiydim ve tarifte de tarçın vardı lakin Ali Asaf için kullanamazdım. Adamı öldürmek değildi niyetim sonuçta.

Keki bir güzel çırparken evin içerisinde zil sesi yankılandı. Çırpma telini kovanın içerisinde bırakıp kapıya doğru adımlamaya başladım. Delikten baktığımda Öykü'nün gelmiş olduğunu gördüm. Hemen kapının arkasındaki kilidi açıp kapıyı aralarken Öykü gülümseyerek elindeki poşeti bana uzattı. Kaşlarımı kaldırıp poşeti elime alırken başımı hafifçe iki yana salladım. "Hoş geldin Öykü de bu ne?"

"Biraz karışık kuruyemiş aldım. Çay yanına yersiniz diye. Kahve yanına da kuş lokumu ile çikolata falan aldım. Hem nasıl gidiyor işler yolunda mı diye sormak istedim." Gülümseyerek başımı salladım. "Çok teşekkür ederim. Şimdilik yolunda duruyor."

Güz  GüzeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin