~Tu ressembles à un écureuil~

364 14 3
                                    

Sabah annemin mutfaktan gelen seslerine uyanmıştım. Telefonumu elime aldığımda saatin 11.30 olduğunu fark ettim. Yataktan doğrulup banyoya doğru ilerledim. Sıcak bir duş alıp bornozumu giyindim. Şirket işini ne yapacağımı bilmiyordum. İçimden bir ses gitmemi söylüyordu. Hemen hazırlanmaya başladım. Üzerime mavi bir bluz ve beyaz bir kargocu pantolon aldım. Bluzumun önü biraz açıktı. Bol giyinmemin tek sebebi ilk günden bütün dikkatleri üzerime çekmemekti. Normalde hep dar pantolonlar giyerdim. Hazırlanıp biraz makyaj yaptıktan sonra saçıma fön çektim. Odamdan çıkıp mutfağa doğru ilerledim. Annem ve babam oturmuş kahvaltı ediyordu. Annem beni görür görmez sorular sormaya başladı.

Anne: Dışarıya mı çıkıyorsun? Kiminle? Kahvaltı etmeyecek misin?
Jisung: Evet anne dışarıya çıkıyorum. Tek gidiyorum ve kahvaltı etmeyeceğim.
Baba: Tatlım neden çocuğu rahat bırakmıyorsun. O artık kocaman bir oğlan.
Anne: Ama ne yapayım? O benim hala küçük Jisung'um.
Jisung: Ben çıkıyorum size afiyet olsun. Akşama doğru dönerim.
Anne: Tamam Birtanem görüşürüz.
Baba: Görüşürüz oğlum.

Evden çıkmıştım. Annemin böyle içli dışlı olmasından nefret ediyordum.🙄Çünkü her zaman yapmacık ve itici geliyor. Binadan çıkıp yürümeye başladım. Hwang Şirketinin yerini bilmediğimden telefonumu çıkartıp GPS cihazını açtım. Birkaç dakika sonra Hwang Şirketinin bulunduğu sokağa varmıştım. Sokakta ilerlerken bir kedinin arkamdan geldiğini fark etti. Hemen durup kedinin yanıma gelmesine bekledim. Kedi yanıma gelip ayaklarıma dolanmaya başladı. Tam kediyi severken arkamdan bir ses geldi. Sesin sahibi "Neden bir kediyi aşık olmuş gibi seviyorsun?" dedi. Sesin geldiği yöne doğru baktığımda şoka uğradım. Bu Hwang Şirketinin ortağı Lee Minho idi. Minho dediğini tekrarladı. Yanaklarım kızarmıştı.

Jisung: Ee şey.
Minho: Dikkat et buradaki kedilerin çoğu aşılı değil hastalanabilirsin.
Jisung: Beni uyardığınız için teşekkür ederim. Çok naziksiniz.
Minho: Rica ederim.

Arkasını dönmüş giderken tekrar bana döndü.

Minho: Bu arada sincaba benziyorsun.🧐
Dediği şeyden sonra ona bakakalmıştım. O da yürüyüp gitmişti. Yanaklarımın kıpkırmızı olduğuna emindim.😳 Üstümü temizleyip Hwang Şirketine girdim. Oradaki görevliye iş görüşmesi için geldiğimi bildirdim. O da birkaç kişiyi aradıktan sonra bana 11. kat, 3. odaya gitmemi söyledi. Asansöre binip 11. katın düğmesine bastım. Şansıma asansörde çok fazla kişi yoktu. Sonunda 11. kata varmıştım. Asansörden çıkıp 3. odanın olduğu koridora girdim. 3. odanın kapısını tıklattıktan sonra içeriden " gel " sesi duyuldu. İçeriye girdiğimde karşımda Hyunjin ve Minho duruyordu. Minho'nun şuan şok olduğuna emindim. Karşılaşmanın böylesi. Hyunjin bana bir form uzattı. Formu alıp kişisel bilgilerimi, hobilerimi ve gittiğim okulları yazdım. Formu Minho'ya doğru uzattım. Minho Formu alıp bir dosyaya koydu. Ardından Hyunjin imzalamam gereken bir kağıt verdi. Kağıdı imzaladıktan sonra geri verdim.

Hyunjin: Akşam bütün başvuruları inceleyeceğiz eğer girersen sana bilgilendirme mesajı yollayacağız.
Jisung: Tamamdır Hyunjin bey görüşmek dileğiyle.

Diyip kapıdan çıktım. Telefonumu elime alıp gruba girdim. Herkesin har zaman topladığımız kafeye gelmesini yazıp çevrimdışı oldum.
~BÖLÜM SONU~
Beğendiyseniz lütfen yorum yapın oy vermeyi unutmayın sizi seviyorum. Lütfen takip edin❤️‍🩹✨️

KIRMIZI GÜLLER | MİNSUNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin