Toprak'tan
Nereden nasıl başlasam bilmiyorum ki. Sana nasıl anlatacağım onu da bilmiyorum. Ben sana anlatsam sen yine konuşmayacak ve susacaksın bunu da biliyorum.Ama anlatacağım artık.Bundan tam 1 sene önceydi abimin karanlığını öğrendiğimde.Etrafı da kendisi gibi karanlıktı tabi.
Babam onu kendi haline bırakınca eve gelmemeye başladı Rüzgar.Bi kaç günde bir eve uğruyordu. Geldiği zamanlar bir kaç saat uyuyor ya da benimle konuşuyordu.Sanki çok umrundaymışım gibi.
Ama ben bu hayatı istemiyordum ki. Bende herkes gibi normal bir yaşam sürmek abimle birlikte eğlenmek istiyordum. Ama değil yakınlaşmak abim beni kendisinden giderek uzaklaştırıyordu.
Yine bir sabah gürültülü seslerle uyandım.Babam evde yoktu sanırım. Abim ve üvey annem Nur her zaman ki gibi kavda ediyorlardı. Uykudan uyanmamında verdiği sinirle hemen aşağıya indim.Bende bağırmak ve içimdeki zehri kusmak istiyordum artık. Bu evde sadece susan ben olmak istemiyordum.Sinir ve hınçla aşağıya indim ve '' yeter artık '' diyerek bağırmaya başladım.Ben bağırınca Nur hanım da yanıma yaklaştı. Önce şaşkınlık içinde yüzüme baktı. Şaşırması doğaldı çünkü ona hiç bir zaman bağırmamıştım ben . Bana bakarken birden gülmeye başladı. Kahkahaları giderek artıyordu. Bir an durdu ve yüzüme bir tokat attı. Ben ne olduğunu anlamadığım için şaşkınlıkla bakakalmıştım suratına. Anlaşılan abim onu yine sinirlendirmişti ve hıncını benden almaya çalışıyordu. Artık bu duruma sessiz kalmayacaktım. Tam ağzımı açmış konuşacakken abim öne doğru bir kaç adım yaklaştı. Nur Hanımın suratına bakarken birden onu duvara yasladı ve boğazını sıkmaya başladı. '' Öldürürüm lan seni.Bir daha ona dokun yemin ederim seni gebertirim seni anladın mı '' diye bağırdı. Bunun üzerine Nur Hanım daha çok kahkaha atmaya başladı.Rüzgar giderek sinirlenmeye başlıyordu.Bu yüzündeki gerilmiş olan kaslardan ve gözlerindeki öldürme isteğinden belli oluyordu. Nur Hanım '' istersen boğazımı bırak yoksa toprak her şeyi bilmek zorunda kalır rüzgarcım '' demişti.Son kelimeyi ayrı bir vurgulamıştı. Abim bu kelimeleri duyar duymaz şaşkınlık içinde bir bana bir de ona baktı.Sonra kapıya yöneldi ve kapıyı sert bir şekilde açtı. Dışarıya çıktı ve kapıyı aynı şeklide çarparak gitti.Ben ne olduğunu hala anlamamış bir şekilde bakıyordum.Şu an ne yapmalıyım onu da bilmiyordum.Üvey annemin bile bildiği ama benim bilmediğim ne olabilirdi ki...
Bu her neyse öğrenmeliydim. Nur cadısı abimi bununla tehdit ediyorsa kesinlikle bilmemem gereken bir durum vardı. Düşüncelerden silkelenip hızla evden çıktım. Abimi takip edecek nereye gittiğini öğrenecektim. İlk defa böyle bir şey yapıyordum. Korkuyordum aslında nedenini bilmememe rağmen ayaklarım beni sürüklüyordu. Cadde boyunca yürüdükten sonra ara sokaklardan birisine girdi.
'' Ama bu da ne , abimin bu caddede ne işi olabilir ki ? '' diye kendi kendime konuşurken hala onu takip ediyordum. Bir kapının önüne geldi ve durdu. Önce etrafına bakındı ve içeriye girdi. Merakım iyice artmıştı ama bunun yanında bedenimi korku sarmıştı.Burada , bu caddede olmaktan çok korkuyordum, burası çok tehlikeliydi. İçki , kumar , esrar , kaçırılma , tecavüz gibi olaylar burada çok olurdu çünkü. Düşüncelerimden hemen silkelenip abimin girdiği kapıya doğru yaklaştım.İçimde inanılmaz bir şey vardı sanki. Kalbim yerinden çıkacak gibi atıyor ve beynimden ayrı hareket ediyordu. Kapının önünde durdum. İçeriye girip orada neler olduğunu görmek istiyordum. Kalbim bunu desteklerken ; beynim , mantığım adeta benimle zıtlaşıyordu ve oradan uzaklaşmamı söylüyordu.Tam içeriye girecekken kapı açıldı. İşte şimdi korkum daha da artmıştı. Kaçıp gitsem beni kolayca yakalardı. Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum ki , birden bir sesle irkildim. '' sen de kimsin ufaklık '' dedi bana. Ağzım sanki mühürlenmiş gibi konuşamıyordum ki cevap vereyim.Sonra kekeleyerek '' be- ben toprak .Rü-rüzgarı arıyordum '' dediğimde kahkaha atmaya başladı ve ardından yüzüme bakmaya başladı. '' rüzgarı napacaksın '' dediğinde kendimde istemsizce bir cesaret oluşmaya başladı. Sanki korkumun azalmaya başladığını hissettim. Kendimi güçlü göstermek istercesine başımı diktim , parmaklarımın üzerine yükselerek ona doğru yaklaştım ve '' kardeşiyim '' diye fısıldadım. Bir anda gözlerini gözlerime sabitledi. Neden tepki vermiyor ki anlam verememiştim.Hissettiğim , anladığım tek şey vardı oda gözlerinde okuduğum nefretti. O bana böyle bakmaya devam ederse kendimi tutamayıp ağlayabilirdim. Az önceki güçlü kız kanatlanıp , uçup gitmişti bedenimden. Sessizce bekliyorduk ikimizde . Gözlerini üstümde sabitlemişti. Daha fazla dayanamayıp '' o nerede '' dedim. Yürümeye başladı. Ama nem hala acizliğime kızarak korkuyordum. '' Neden geldim ki buraya ben ? ''
'' ne yapacağım ben şimdi ''
'' kaçamam da buradan '' diye düşünürken bana doğru döndü ve '' hadi ufaklık abinin yanına '' dedi. Bu içimi biraz olsun rahatlatsa bile onunla gitmeye hala emin değildim. Tekrar konuştu. '' abin az önce arkada taraftaki kapıdan çıktı ve seni bekliyor hadi götüreceğim seni '' dedi. Bende başımla onaylayarak onu takip etmeye başladım. Bir kaç sokak yürüdükten sonra son model bir arabanın yanında durduk. Başıyla binmemi işaret etti ama ben hala kararsızdım. Bir yola çıkmıştım sonun ne olursa olsun bunu yapacaktım. Hem ne olabilirdi ki. Hayatımda daha fazla ne kaybedebilirdim. Ben yeniden düşünmeye başlamışken arabaya bindi ve bende bindim. Ellerimi önüme birleştirerek parmaklarımla oynamaya başladım. Arabayı daha çalıştırmamıştı. Bir anda bir ses duydum ona baktığımda arabadan inmişti ve telefonla konuşuyordu. O an onu incelemeye başladım. Gerçekten mükemmel bir yüzü , fiziği vardı. Yakışıklıydı aslında. Ama bir şeyler vardı ve ben bunu hissediyordum. Arabadan inmek istedim ama bacaklarımın beni taşıyabileceğini düşünmüyordum. Bu yüzden uslu uslu arabada oturmaya ve kötü şeyleri düşünmemeye çalıştım.
Arabaya bindiğinde üzerimdeki bakışları hissedebiliyordum. Daha sonra arabayı çalıştırdı ve '' intikam '' diye fısıldadı kendi kendine. Neydi bu şimdi ne düşünüyordu. Anlam veremiyordum bir türlü. Yol boyunca arabada sessizlik hüküm sürmüştü. Başımı cama yaslamış sadece düşünüyordum. Araba bir an anda durunca istemsizce gözlerimi ona çevirdim. '' Gel '' dedi. Sesindeki o soğuk tınıyı hemen farketmiştim. Arabadan indik ve bir kapının önüne geldiğimizde bana dönerek '' artık zamanı geldi''dedi.Biraz durdu ve bana bakarak tekrardan ''intikam''diye fısıldadı. Nefesini yüzümde hissetmiştim.İşte şimdi boğazıma bir şey oturmuştu. Nefes alamadığımı hissediyordum.Gözlerim yine bana itaat etmeyip dolmaya başlamıştı bile.Buğu yeniden sarmıştı gözlerimi. O anda cebinden bir şey çıkardığını farkettim. Bu bir mendildi . Elinde mendille bana yaklaştı ve burnuma getirdi. İşte o an minik bir bebek gibi istemsizce uykuya teslim etmiştim kendimi. Gözlerim kapanmıştı. Daha fazla dayanamayıp bıraktım kendimi .Karanlığa gömülmüştüm işte. Çıkamıyordum bir türlü . Uyandığımda beni neler bekliyor düşünemiyordum bile. Artık hissizleşmişti duygularım. Ya da bir daha uyanamayacaktım .
BÖLÜM SONUUU :) :)