Toprak'tan
Gözlerimi açtığımda hiç tanımadığım bir evdeydim. Ne yaptığımı , nasıl yaptığımı ve buraya nasıl geldiğim hakkında hiç bir fikrim yoktu. İçeriden gelen sesle bir an irkildim. Yatakta oturur pozisyona geçtim.Korkuyordum hemde çok. Yine mi benden bir parça eksilecekti yoksa. Çektiğim acılar zaten fazlayken üstüne yenisi eklenirse kaldıramam ki ben.En son mezarlıktaydım , orada ne oldu ki ? Buraya geldim.
Abim Rüzgar beni bu kez mahfedecek. Ortalıktan habersiz kaybolmamın cezasını verecek biliyorum. Acaba babam ne yapıyordur ? Peki ya Nur anne , evet evet kesinlikle sevinç çığlıkları atıyordur. Yine içinden çıkamayacağım bir durumla karşı karşıyaydım. İçeriden bir kez daha ses geldi. Hemen yataktan kalktım. Aşağıya inip olanları öğrenmeliydim.
Tam aşağıya inecekken boy aynasında kendimi gördüm. Berbat haldeydim , saçım dağılmış , makyajım akmış. Çantam , acaba çantam nerede diye kendi kendime sorarken yatağın yanında olduğunu farkettim. Hemen içinden ıslak mendil alıp yüzümü güzelce temizledim ve saçımı sıkı bir at kuyruğu yaptım. Artık aşağıya inip nerede ve kiminle olduğumu öğrenip , gitmeliydim.
Çantamı da alarak kapıdan çıktım. Merdivenlerden aşağıya indiğimde öncelikle etrafı incelemeye koyuldum. Genellikle siyah ve grinin ağır olduğu tonlarda bir salondu. Gerçekten iç açıcı bir özelliği yoktu. Böyle bir ev kesinlikle mafya ya da silahlı adamlarda görülür. İçimi iyice bir korku kapladı. Boğazıma yine bir şey tıkanmıştı işte.
Arkadan '' uyanmışsın '' diyen sesle irkildim. Nasıl bir yere düşmüştüm ben. Arkamı dönemeye hazır mıydım bilmiyorum. Ama ani bir hareketle arkamı döndüm. Merdivenlerin hemen altındaki kapının pervazına yaslanmış bana bakıyordu.
O da ne ?
Yine mi bu adam ?
Hayır bu olamaz ?
Beni o mu getirdi ?
Bunları düşünürken iç sesim cevap verdi. '' Düşünmeyi bırak da ona hesap sor. '' Evet evet iç sesim haklıydı. Ona bunun hesabını sormam lazımdı. Gözlerimi ona dikmiş bir şekilde yavaş adımlarla ona yaklaştım. Gözlerine nefretle bakmaya başladım. O ise boş gözlerle bana bakıyordu. '' Benim burada ne işim varrrr '' diye bağırıp yüzüne sert bir tokat attım. Bu tepkime şaşırmış olmalı ki yüzüme bakmakla yetindi.
Ben hala ne yapacağımı düşünüyor ve ağlamamak için gözlerimle savaşıyordum. Yine özgür kalmalarını istemiyordum. Bana itaat edip , güçlü görünmelerini istiyordum. Tekrar eskilere dönüp yeni sönmeye başlamış acımı tazelemek istemiyordum. Gözlerini gözlerimden çekip mahçup bir şekilde bana bakmaya devam etti. Bense gözlerimi gözlerinden çekmiyordum. Gözlerinde anlayamadığım duygu karmaşası vardı. Ne demek ya da ne yapmak istediğini anlamıyordum. Zaten o da sessiz kalıyordu. Daha fazla dayanamayıp tekrar bağırmaya başladım. '' Yine ne istiyorsun benden pislik herif , şimdi sıra hangisinde söyle . Bu kez hangi organımı almaya geldin. Bu kez beni nasıl yarım bırakacaksın. Aldın mı yine hediye kutunu. Yine mi abimin intikamı , yoksa başkası mı ? susmasana söyle , söyleee '' giderek sesim kısılmaya başlamıştı. Gözlerimde bana daha fazla itaat etmeyip yanaklarımdan yol almaya başladı. Ben de izin vermiştim zaten. Bacaklarımda giderek güçsüzleşiyordu. İstemediğim bir titreme başladı bedenimde. Kendimi bırakmak üzereydim. Dayanmaya çalıştım ama yine başarılı olamadım.
Hep karanlığa çekilmek zorunda mıydım ? Evet belki de zorundaydım. Yine karanlık esir almıştı işte , acizliğim yeniden gün yüzüne çıkmıştı. Bakalım bu kez uyandığımda beni neler bekleyecekti.
..............
Gözlerimi açmaya çalıştığımda burnuma o koku doldu. Tam olarak tanıyamasamda annemi kaybettiğimde bedenimi saran o koku vardı işte.
Etraftan uğultulu sesler geliyordu. Gözlerimi tekrar açmaya çalıştığımda birisinin '' kendine geliyor '' dediğini duydum. Gözlerimi açmıştım ama hala tam olarak göremiyordum. Işığa alışmam zor olacaktı. Tekrar gözlerimi kapatıp dinlendirmeye karar verdim. Etraftaki sesler kulaklarımda uğultuya dönmüştü. Ve sonra uğultular da kayboldu.
Annem vardı işte. Tam da karşımda bana bakıyordu .Üstüne giydiği beyaz elbiseyle tıpkı bir meleğe benziyordu. Yüzünü unutmuştum. Sesini unutmuştum. Onun bana bakışlarını unutmuştum. Gözlerimin en derinlerine bakıyordu. Kollarını açarak yanıma yaklaşmaya başladı. Bende aynı şekilde onu beklemeye başladım. Yanıma oturduğunda sımsıkı sarıldık. Sanki gerçek gibiydi. Bu bir rüya ise uyanmak istemiyordum.Sonsuza kadar burada haps olmak istiyordum. Bedenimden kollarını çekti ve yüzümü elleri arasına aldı .
'' kızım '' dedi. Unuttuğum o ses tonuyla. Derin nefes aldı , sanki uzun zamandır nefes almıyormuş gibi. Tekrar konuşmaya başladı. '' Bırakma kendini , yaşamak için tutun , aşkını bul '' dedi ve gözden kayboldu.
Gözlerimi açtığımda ağlıyordum. Abim , babam , elif ve Nur anne vardı. Abim beni kolları arasına alıp '' geçti güzelim. '' dedi. Elif elimden tutmuş sulu gözlerle bana bakıyordu. Babam saçımı okşamaya başladı. Nur anne ise kenardan sadece bana bakıyordu. Bi dakika o ağlıyordu. Ama neden ?
Bana ne olmuştu ki böyle ? Gözlerimi tekrar kapatmak gördüğüm rüyayı bir daha yaşayıp, hissetmek istiyordum. Gözlerimi kapattım ama olmuyordu işte. Annem yine yanıma gelmiyordu. Ona olan özlemim bir kez daha artmıştı. Ne kadar da sıcaktı sarılması , gülümsemesi , bakışları , konuşması...
Gözlerimi tekrar açtım. Boş gözlerle etrafa bakınmaya başladım. Herkes bana bakıyordu. Ama onların varlığını hissedemiyordum. Yerdeki fayanslara odaklanıp bir süre orayı inceledim. Neden beni hastanede tutuyorlardı ki ?
Beni buraya o adam mı getirmişti ?
Abim gördü mü acaba ?
Benden yine ne istiyordu ki ?
Bunları düşünürken dudaklarımdan istemsizce bir hıçkırık döküldü. Ardından bir daha ve bir daha. Elif ve abim yanıma gelip bana sarılmaya başladılar. O sırada birisi yalancı bir öksürük gönderdi , ardından konuşmaya başladı.
'' ımm bize biraz izin verir misiniz ? Ona olanları ben anlatmak istiyorum. Biraz konuşursak hem o da rahatlar. '' Başımı konuşan kişiye çevirdiğimde Nur anne olduğunu anladım. Abim yanımda derin ve sık nefesler alıyordu. Bu onun yine sinirlendiğini gösteriyordu. Ona doğru bakıp buruk bir gülümseme gönderdim. Tıpkı bedenim ve ruhum gibi. Başımı onaylarcasına salladım. O bana baktı ve gülümsedi. Elif'e baktığımda çaresiz gözlerle bana bakıyordu. Ona da gülümsedim. Bana baktı ardından Sıcak bir gülümseme gönderdi.
Herkes yavaş adımlarla kapıya yöneldi. Onlar çıkar çıkmaz Nur anne kapıyı iyice kapattı. Gülerek yanıma gelmeye başladı. Az önceki kadına ne olmuştu ki ?
Yatağımın kenarına oturup gözlerimin içine uzun uzun baktı. Sonra tekrar gülmeye başladı. Ben anlamamış , boş gözlerle ona bakıyordum. '' Ben kazandım '' dedi dişlerinin arasından. Adeta tıslıyordu. Ona bakmaya devam ederken yine aynı cümleyi tekrarladı. '' Ben kazandım. ''
Neyden bahsettiğini hala anlamamıştım. Fısıltıyla çıkan sesimde '' neyi '' diyebildim sadece. Yine gülüyordu. Ardından nefret dolu gözlerle gözlerime sabitledi gözlerini. '' Sende öleceksin küçük lösemili. Tıpkı annen gibi acı çekerek öleceksin'' dedi ve kapıyı açıp çıktı.
Duyduklarım karşısında adeta yıkılmıştım. Şimdi anlamıştım bana karşı bu kadar sevgiyle yaklaşmalarının nedenini. Bana böyle yaklaşmaları için cidden hasta mı olmam gerekiyordu. Peki ya şimdi ne olacak ?
Aslında olacaklar belli. Yavaş yavaş ölümü tadacaktım hem ruhumda hem de bedenimde...
Evet arkadaşlar bölüm sonu. Umarım beğenmişsinizdir. Lüften yorum yapın . Eksiklerimi görmek ve düzeltmek istiyorum. Şimdiden çoook teşekkürler.