GERÇEKLER

207 96 21
                                    

Demir ' den

Onu bayılttığımda rüzgardan alacağım intikamı düşünüyordum. Ona çok acı çektirmeli ve intikamımı büyük bir şekilde almalıydım. Bu masum kız ama bir o kadar da pisliğin kardeşiydi. Hem o da cezasını çekmeliydi. Hemen depodaki ameliyathaneyi ayarlattım. Onu içeriye ameliyata aldıklarında içim içimi yiyordu. Pişman mı olmaya başlamıştım ben. Ama olamazdım , intikamımı almalıydım. Sonucu her ne olursa olsun babamı felç bırakmanın intikamı ağır olacaktı.
Acaba kızın ismi neydi. Bu masum güzelliğin kesinlikle masum bir ismi vardır diye düşünüyordum.
Bana ne oluyor ki böyle işimi bitirip bırakıcaktım bi kenara zaten. Bu ilgilendirmiyordu beni.
Ameliyat devam ederken intikamımın daha acı olması için aklıma yeni bir şey takıldı. Hemen yerimden kalkıp depodaki küçük odaya girdim. Masanın üzerinde duran çikolata kutusunu boşaltıp yüzümdeki alayla odadan çıktım ve ameliyathanenin önünde beklemeye başladım. Aradan 5 dk geçmişti ki kapı açıldı ve bana istediğimi getirip verdiler. Aldığımı çikolata kutusuna koydum ve kahkaha atmaya başladım. Bir süre bu böyle devam etti. Kutuyu elime alıp kapıya doğru yönelmiştim ki '' kızı ne yapalım abi ''  diyen Bora'ya '' dikin sonra kapının önüne bırakın '' dedim. Başıyla beni onayladıktan sonra tekrar kapıya yöneldim. Arabanın yanına geldiğimde içimde bir şeyler oluşmaya başladı . Masum olan bir kızı , güzelliği söndürmüştüm işte . Abisinin acısını ona yüklemiştim. Yine pişmanlık başlamıştı bende. Ama artık olan olmuştu. Geriye tek bir şey kalmıştı oda Rüzgarın yüzündeki ifadeyi alayla izlemekti. Hem o  kızı bir daha nerede görecektim ki ben .

Düşüncelerden uzaklaşıp arabaya bindim Gözlerim ister istemez onun oturduğu koltuğa kaydı. Masum güzelliği gözümün önüne gelmişti bir anda. Benden korktuğu an  , o sevimliliği , cesur oluşu gelmişti gözümün önüne. İster istemez yüzümde  aptal bir gülümseme olmuştu bunu hissediyordum. Ama onu düşünmemeliydim artık. 

Tekrar kendime geldiğimde arabayı çalıştırdım ve gaza yüklendim. Yol boyunca o yeşil gözler gözlerimin önünden gitmiyordu. Bir anlık dalgınlık gelmişti yine. Ama çıkmam gerekiyordu. Yine kendime gelmeyi başardığımda Rüzgarın deposuna az kaldığını farkettim. Arabayı son sürat sürmeye başladım. Kapının önüne geldiğimde arabadan indim ve kutuyu da elime alarak içeriye girmeye hazırlandım.

Depoya girdiğimde herkes bana bakıyordu.Elimdeki kutuya bakıp hem konuşuyor hemde gülüyorlardı. Onlara aldırmıyordum çünkü son gülen iyi gülecekti ve o kişi ben olacaktım !

Rüzgarın odasına girdiğimde direkt konuşmaya başladım. '' Bak Rüzgar bu düşmanlığa son vermek istiyorum. Biliyorum şaşırdın ama durum böyle. Bu arada sana bunu aldım. Ağzına atıp her tadını aldığında beni hatırlarsın '' dedim ve kahkaha atarak kapıya doğru yöneldim. Kutuyu açtığında oluşan yüz ifadesini merak ediyordum ama daha fazla kaşınmamalıydım. Tekrar sırıtmaya başlayarak odadan çıktım.

Rüzgar'dan

Demir'in bu yatığı neydi hala anlamış değildim. Kesinlikle bu işte bir şey vardı ya da bir çıkar.Demir kapıdan çıkarken kutuyu açtım.

'' Bu da ne böyle , vay şerefsiz '' .Düşündüğüm şey olamazdı , olmamalıydı. Kendimi çaresizliğe gömmüştüm. Ama eğer düşündüklerim ise onu bu kez gebertecektim.Düşünmeyi bir kenara bırakıp önce hesap sormalıydım. Bu BÖBREK kardeşimin bedeninden bir parçaysa eğer ona bunu ödetmeliydim.

'' Bunun hesabını ödeyeceksin Demir Karlı '' diye bağırarak odadan çıktım. Adamlarımın hepsi şaşkınlık içinde bana bakıyorlardı. Ama onlar umrumda bile değildi , olamazdı da zaten. Tekrar    '' Demirrr '' diye bağırdığımda alayla arkasını dönerek bana bakmaya başladı. Bir kaç adım atarak ona yaklaştım hala gülüyordu. Bu daha çok sinirlenmeme neden olmuştu. Yumruğumu yüzüne geçirdiğimde sırt üstü yere düştü. Kalkmak için hamle yaptığında üstüne çıkıp arka arkaya yumruklarımı sıralamaya  başladım. Daha sonra ayağa kaldırdım ve sırtını duvara yasladım. '' Nerde lan kardeşim nerdeee ''  diye bağırdığımda susuyordu. Sadece yüzüme bakıyordu. Gözlerinin içine baktığımda pişmanlık görüyordum.Ama bu hiç bir şeyi değiştirmemeliydi. Karşımda acı içinde kıvranıyordu. Tekrar   '' eğer ona bir şey olursa seni öldürürüm lan '' diye bağırdım dişlerimin arasından. Artık dayanamayacak hale gelmişti. Yüzünde ağır hasarlar oluşmuştu. Fısıltıyla çıkan sesinde '' depo '' diye fısıldadığını duymuştum. 

Demek ki ona zarar vermişti adi. O sesi duyduktan sonra ayağa kalktım bir kaç kez karnına tekme atıp koşarak dışarıya çıktım. Arabama binip hızla yola koyuldum. Ona bir şey olmamalıydı. 

Demirin deposuna gittiğimde kapının önünde yatan kardeşimi gördüm.Yaklaştığımda kardeşim , Toğrağım sanki ismine hitaben toprağa girmek ister gibiydi. Yıllar öne canımdan bir parça olan annem gitmişti. Şimdi de yanında hayat bulduğum , kötülükleri unuttuğum Toprağımı kaybedemezdim. İzin veremezdim buna. Hemen onu kucaklayıp hastaneye yola çıktım. 

 Toprak'tan

 '' İşte böyle annem . Abim beni hastaneye götürmüş ve yine karanlıktan kurtulabilmiştim. Demir ise zaten senin yokluğunda yarım olan ruhumun yanında , benden bir parçayı böbreğimi alarak bedenimi de yarım bıraktı '' 

Saatlerce hem ağlayıp hemde anneme Demiri anlattım. Artık gözlerimin yorulduğunu hissediyordum. Kalkmak istemiyordum buradan. Zaten kalksam da ayaklarım beni taşımayacaktı. Yine acizlik gelmişti üstüme işte. Daha fazla dayanamayarak bedenimi yeniden karanlığın kollarına esir etmiştim..

                   BÖLÜM SONUUU :) UMARIM BEĞENMİŞSİNİZDİR

LÜTFEN BEĞENİ VE YORUMLARINIZI EKSİK ETMEYİN :)

DERTLERİMDEKİ SEVGİ ( DEVAM EDİLMEYECEK)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin