Bu bölümü tugcetsvn itafen yazıyorum :) :)
Demir'den
Bayıldığında ne yapacağımı bilemez bir halde hemen kucakladım. O kadar masumdu ki pişmanlığım daha da zirvelere ulaşıyordu.
Daha 16 yaşında bir kız için bu yaşananlar kötüydü. Tabi ben de 17 yaşında olmama rağmen yaptığım pislikler de cabasıydı.
Kızı rüzgara götürürsem bu kez beni öldürürdü. Bende arabanın anahtarını alıp en yakın hastaneye gittim. Onu bıraktıktan sonra Rüzgarın evinin önüne geldim. Bi çocuk bulup evini gösterdim. Hastaneninde adresini verip köşede beklemeye başladım. Kapıyı açan bir kadın oldu. 5 dk sonra Rüzgar , bi adam ve kadın koşarak evden çıktılar. Bu iş de bittiğine göre artık gidebilirim.Rüzgar'dan
Onu buraya kimin getirdiği hakkında hiç bir fikrim yoktu. Toğrağada soramıyorum ki.
Bir sorun yok iyi ki. Doktorlarla konuştuğumda psikolojik olarak olduğunu ve onun yanında olup , sevgimizi göstermemizi söyledi.
Ayrıca bir psikolokla görüşmesinin iyi olacağını söyledi.
Toprak psikolok ismini duyarsa kesinlikle çıldırır. Asla kabul etmez. Nasıl konuşacağım hakkında hiç bir fikrim yoktu.
Kendine geldiğinde hepimiz ona ayrı şefkat ve sevecenlikle yaklaşmaya başladık. Sanırım bu duruma biraz şaşırdı.Nur hanım ben konuşurum dediğinde biraz afalladım. Ne yapacağımı bilemedim. Toprağı üzme gibi ihtimali vardı. Bu durum biraz gerilmeme sebep oldu. Toprak bunu hissetmiş olmalı ki başıyla onaylayarak dışarıya çıkmamızı istedi.
Ben yani biz dışarıya çıktık. Kapını önünde beklemeye başladım. Babam ve Elif'i kantine göndermiştim.Aradan 10 dk geçti. Nur hanım yüzünde sinsi bir gülme ile odadan çıktı. Gözlerime bakıp yeniden güldü ve gitti. O an bir şey olduğunu anlamıştım. Vakit kaybetmeden içeriye girdim. Toprak oturur pozisyonda yatakta ağlıyordu
Anlaşılan Nur hanım yine bir şey söylemişti. Hızlıca yanına yaklaştım ,kollarımı sıkıca sardım. Sakinleşmesi gereken yerde hıçkırıkları daha da artmaya başladı.
'' şşş geçti güzelim " dedim usulca. Başını yavaşca kaldırdı ve yüzüme bakmaya başladı.
" neden söylemedin " dedi aciz çıkan sesiyle.Ne demek istediğini anlamamıştım.
"Neyi" dedim düz bir tonda.
"Bana yalan söylemeyi kes artık" dedi.
" Toprak bak ben anlamıyorum" dedim.
" Aptal lösemili olduğumu neden söylemedin "dedi.
Tekrar hıçkırıklara boğuldu. Ben şaşkınca ona bakmaya başladım. Sonra olanları anladım tabi. Nur hanım acısı artsın diye ona oyun oynamış. Kahkaha atmaya başladım. Ağlamayı bırakıp bu kez o yüzüme şaşkınca bakmaya başladı. Kollarını önünde birleşririp " bakıyorum da çok sevindin "dedi. Gülmeyi bırakıp ona bakmaya başladım. Kollarımın arasına alıp saçlarını öptüm.
" Aptal olan sensin Toprak ,bunu sana Nur söyledi sende inandın öyle mi "dedim.
Önce kollarımın arasından çıktı. Anlamamış bir şekilde bana bakmaya başladı.
" şaka mı yani " dedi. Başımla onayladım. Bu kez kahkahaları doldurdu odayı . Tıpkı bir bebek gibi hiç bir şeyden habersiz gülmeye başladı yine.
Şimdi o kadar masumki. Nur u bunu yaptığına ,Toprağımı ağlattığına pişman edeceğim.
Zaten benim yüzümden iyileşmeyen ve asla iyileşmeyecek olan yarası var. Üstüne yenisinin eklenmemesi için elimden geleni yapacağım. Ben düşünmeye devam ederken Toprak "beni buraya kim getirdi " dedi.
" bilmiyorum "dedim yine ifadesizce. Ardından devam ettim. " peki sen nerdeydin ? "
Bunu sormamla gözleri yavaşca dolmaya başladı. Gözlerini benden aşağıya çekti. Derin nefes alıp "annemin yanındaydım "dedi fısıltıyla . Gözyaşları yeniden yol çizmeye başladı. Damlaları silip kendime çektim kardeşimi , toprağımı. "Dinlen artık "dedim. Benden ayrılıp burukça gülümsedi. Bende çıkmak için ayaklandığım sırada " beni buraya getireni bulmaya çalışma , benim iyiliğimi isteyen birisi olmalı " dedi.
Aslında tam da bunun için gidecektim. Ama Toprak dediyse konu kapandığı için " tamam "deyip odadan çıktım.
Toprak iyiydi ve akşam eve dönecektik. Ama içimde hâlâ anlam veremediğim duygular oluşmaya başladı. Bakalım yarın okulda Toprak nelerle karşılaşacak. Yarın okula gidip bi gözüksem iyi olacak sanırım.Bölüm sonuuu :) :) :) :)
Artık demir ve toprak sahnelerini daha fazla göreceksiniz :) :)