(Tuzak bölümü Chris'in gözünden)İnşaatın karşısındaki binanın penceresinden ekibine bir şeyler anlatan komiseri izliyordum. Bana tuzak kuracaktı, biliyordum. Telefonum çalmaya başladığında açtım.
"Efendim, Minho."
"Aradı."
"Ne dedi?"
"Onu arayacakmışsın, öyle diyor."
"Tamam." Tam telefonu kapatacağım sırada beni durdurmuştu.
"Chris, kendini bitiriyorsun. Yapma."
"Minho, biliyorsun. Daha fazla dayanamıyorum. Ya onunla, ya hiç."
"Onun gözü kör olmuş, anlamıyorsun. Seni seviyorsa bile senin yanında durmaz, onu en iyi sen tanıyorsun. Sen... Kendi ölümünü planlıyorsun."
"Biliyorum. Seni zorlamıyorum, Minho. Bana yardım etmek zorunda değilsin. Benimle yanmak zorunda değilsin."
"Her şey birlikte kardeşim, her şey birlikte." Gülümsemiştim.
"Elveda, dostum."
"Elveda." Telefonu kapatıp hızla Seungmin'i aradım.
"Alo-" Konuşmasına izin vermeden konuştum.
"Seungmin, iyi misin? Ne oldu? Neredesin? Geleyim mi?"
"Chris, lütfen hemen gel. Çok kötüyüm, lütfen." Ağlamaklı konuşuyordu. Onu tanımayan biri gerçekten ağladığına hemen inanabilirdi. Çok iyi rol yapıyordu.
"Neredesin?"
"Bugün senin saklandığın inşaattayım. Lütfen hızlı ol." Hıçkırmaya başladığında sırıtmıştım. Yüzüm ve ses tonum o kadar birbirinden farklıydı ki...
"Hemen geliyorum. Sen sakin ol."
"Hm hm." Telefonu kapatıp hızlı adımlarla inşaata yönelmiştim. Kendimi bitirmeye gidiyordum, biliyordum. Komiserin aklından ne geçiyorsa hepsini planlamıştım.
Oldukları kata gidince telaşlı bir ifadeyle hemen yanına gittim.
"Ne oldu?" Yanına çöküp yüzünü avuçlarım arasına almıştım. "İyi misin?" Ağlamaya başlayıp bana sarılmıştı. "Seung, iyi misin?"
"Bilmiyorum..." Biliyorsun.
"Ne olduğunu anlatacak mısın?" Kafasını olumlu anlamda salladı.
"Seni zayıf noktandan vurmak istemiştim... Sonra..." Yaptın.
"Kendini mi vuracaksın komiser?" Bana sarılmayı bırakıp omuz silkti.
"Gerekirse. Sonra şey oldu... Başardım."
"Ne? Anlamadım?" Anladım. Her zerresini ben planladım.
"Şimdi!" Bir anda etrafımızı silahlar sardığında gülümsemişti. Hiçbir tepki vermemiştim Ayağa kalkıp beni kelepçelemeye başladı. "Avukat tutma ve konuşmama hakkın var, eğer durumun yoksa sana özel olarak devlet verecektir. Mahkemeye çıkmaya hakkın var. Söylediğin her kelime mahkemede delil olabilecek niteliktedir." Beni kelepçeleyip kaldırdığında ona hayal kırıklığıyla bakmıştım. "Gerçekten ağlayıp sana sarılmamın gerçek olduğunu mu sandın?" İçinde bana karşı en ufak sevgi kırıntısı kalmamış...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Corpse and Love / Chanmin
Fanfiction"Selam Komiser." Onun sesini duymamla hızla ayağa kalktım. "Neredesin Bang?" "Ne o? Özledin mi beni?" Göz devirdim. "Kes sesini. Neredesin?" "Seni görebilecek bir yerdeyim." Dikkatlice etrafıma baktığımda kimseyi görememiştim. "Boşuna bakınma. Görem...