Bölüm: 1

7.7K 162 9
                                    

Yoğun ses, içki kokusu babam yine ve yine bana hakaretler savurup beni aşağlamıştı. Elimden bir şey gelmiyor. Bu adam ile baş edemiyordum. Bende buraya sığnıyor tükettebildiğim kadar alkol tükettiyordum. Peki elime ne geçti yoğun bir baş ağrısı, tanımadığım bir oda da tanımadığım bir yatakta bulmuştum kendimi.

İlk ilişkim, hım dün geceden elimizde ne kalmış bakalım: Sikik bir baş ağrısı, ilk ilişkinin ağrısından ölen bir kadınlık,  ağzımda içkinin verdiği kusma hissi. Evet herşey harika!! Oda da
Yan tarafta ki komidinin oradaki telefonuma uzandım. Aramalara baktığımda  "Babam" yazısı ile biraz gerildim. O beni acil birşey olmadıkça aramazdı ki , çekingen bir tavırla aramanın üzerine basıp geri arama gerçekleştirdim.

"Nerdesin sen!? Hangi cehenneme girdiysen çabuk şirkette gel! Bu toplantının değerini biliyor musun? Senin keyfinimi bekleyeceğiz burda!?

Buna karşılık sadece " Geliyorum "çıktı ağzından. Telefon yüzüme kapandığında işte buydu babam da ki önemim . Şirketi Dedem ölürken  hisselerini bana devretmişti. Yani şuan şirketin en büyük hissedarıyım. Babam beni değil hisseleri mi istiyor. Ama dedeme verilmiş bir sözüm var. O hisseler ancak çocuğuma kala bilir. Ne babama ne de başka birine benden ancak çocuğuma geçe bilir.

Dedem babamın bu ayrıntıyı bilmesini istemediği için sadece ben ve dedemin avukatı Selim abi biliyoruz. Yavaş bir şekilde yataktan kalktım. Bedenimde ki ağrılar bir bıçak gibi saplanıyordu. Ama en çok ruhum acıyordu. Odanın içindeki banyoya doğru ilerlemeye başladım.

Her adımımda bedenimdeki ağrılar katlanarak artıyordu. Aynadan kendime baktığımda boynumdaki morluklara şaşkınlıkla bakmayı sürdürmüştüm.
Dudaklarım şişmiş, göğüslerim ise şiş ve  morluk içindeydi. Aniden kasıklarıma  giren sancı nefes almamı zorlaştırıyordu.
Hızlı olmalıydım ama bu benim için ölüm gibiydi. 

Odadan çıkacağım anda yerde bir kağıt olduğunu fark ettim. Bir adres ve isim yazıyordu ne yani beni bu şekilde bıraktıktan sonra onu arayacağımı mı felan düşündü? Avcumu iyice sıkarak kağıdı elime hapis ettim.  az ilerde üç adamın konuştuklarını gördüm.Takım elbiseli adam koruma kılıklı olanlara ciddi birşey anlatıyordu Onlara fark etmeden ,kimsede görünmeden dışarı çıktım.  Soğuk hava yüzüme vururken aklımda sadece bir tek soru vardı.  "Ben şimdi ne yapacağım? "

***
Şirketin önüne geldiğimde korkak adımlarla  içeri girdim. Asansöre bindiğimde derin nefesler alıp veriyordum. Kasıklarımda ki ağrı varlığını belli ederken gergin bir şekilde önümdeki kapıyı tıklattım.
İçerden "Gir" Diye bir ses duyuldu.
Kapıyı araladığımda koltuğunda oturan çatık kaşlı adam bana bakıyordu.

'Babam' hiçbir zaman  baba olamamış olan babam. Bana masanın önündeki sandalyeleri göstererek sert sesiyle  "otur " demişti.  Dediğini yaparak
sandalyelerden birine oturdum. Derin bir nefes aldı ve direk konuya girdi. Sanki bu konuyu sadece mecburiyetten yapıyormuş gibiydi.

" Nerden geliyorsun bilmiyorum ama bundan daha önemli dertlerim olduğunu biliyorum. Mesela seni topantı için çağırmadığım gibi. Biliyorsun ki  yakın zaman da dedeni  kaybettik. Bu hepimiz için acı bir ölümdü ama artık bağzı konuların konuşulması gerek. " Diyerek lafa başladı.

Duruşumu dikleştirdim , " Mirasında o çok sevdiğin deden mal varlığını sana bırakmış. Hım ne yaptın, nasıl gözünü boyadın da bütün mal varlığının kendi üzerine geçmesini sağladın? "Bana gözlerini kısarak bakmayı sürdürdü. " Ne yaptın bilmiyorum ama o mal varlığını istiyorum dedenden sana kalan ne varsa şirket, yalılar, yatlar, oteller herşeyi ben onun oğlu iken bana tek bir kuruş bile bırakmamış olamaz. Sana ne kaldıysa babana vermek zorundasın! " Gözünü öyle bir hırs bürümüş ki kendi öz kızını bile acımadan tehtit eden bir adam. İşte benim babam.

Yerimde rahatsız bir şekilde kıpırdandım ve ardından duruşumu düzelttim. Masaya doğru eğildim ve korkusuzca baktım. Baba dediğim bu adama  "Holdingi mi istiyorsan?" İçime derin bir hava çektim , "Mirası mı istiyorsun?",  masadaki isimliğini düzelttim. Beni dikkatli bir biçimde izliyordu. İçime derince bir nefes çektim. Yüzüne daha çok eğilip nefesimi dışarı doğru verdim.

Fısıldar gibi konuştum. " Önce nefesi mi kesmelisin! " Kendimden emin tavrım baba mı daha deli etmişti.  "Ediz!! " Diye bağırmaya başladı. Bu ismi babamın ağzındın duymak çok zordur. 'Ediz' ne demekti 'Ediz' ?  Ediz tam olarak bendim. Annem kendi ayaklarım üstünde durmamı beni yıkanı  yıkmamı istediği için koymuş bu ismi bana anlamı ' Kadın hükümdar' olan bu ismi koymuş.

Ben babasına karşı gelmek hükmetmek isteyen bir 'kadın hükümdar' dım. Öyle olmak zorundaydım. Ama babam en iyi yaptığı şeyi yine yapmıştı. Tacımı çaldı.

Yenilgi ile fırladım odadan arkadan gelen bağrışları duymadan. Gözyaşlarım bana ihanet ederken nefesim kesiliyordu. Holding'ten çıkarken ardıma bile bakmadım. Bakamadım o günden tek hatırladığım korna sesleri ve insanların  Yardım çığlıkları oldu.

Ağa KocamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin