Bir iki saat uyumuştum. Telefonumun sesiyle uyandım, telefonu elime aldığımda kayıtlı olmayan bir numara arıyordu bende cevap vermedim. Bugün başıma gelen olaylar yüzünden aradıklarını düşündüm. Lavaboya gittim. Yüzümü ılık suyla yıkadım. Lavabodan çıktım. Masam da duran Telefonuma mesaj bildirimi geldi elime aldım baktımda kayıtlı olmayan numardan mesaj gelmişti hemen mesaj sayfasına girip baktım. Lara ben baran eğer müsaitsen konuşa bilirmiyiz sizin evin ordayım. Demişti neye uğradığıma şaşırdım. Bu neydi şimdi bu benim numaramı nerde bulmuştu okulda ireme bile numaramı vermemiştim. Bu nasıl olabilir hemde buraya gelmiş ben şimdi ne diyeceğim. Acaba benimle ne konuşacak ki, demeki çok önemli bir konu ki buraya kadar gelme gereğinde bulmuş hemen yazmaya başladım. Tabi müsayitim.Dedim ve mesajı gönderdim. Ve hemen görüldü attı yazmaya başladı. Tamam o zaman sizin evin önünde bekliyorum seni. Demişti mesajda, hemen dolabın kapısını açtım. Elime ilk ne geldiyse hemen giyinmeye başladım. Üzerime siyah tayt gri tişört giyip saçlarımı at kuyruğu yapıp hemen çantamı alıp odadan çıktım. Lara kızım arakma döndüğümde babaannem bana seslendi. Kızım kusura bakma senin anlamadan yargıladığım için biliyorsun kızım ben senin iyiliğin için Sen babandan bana Kalan tek emanetesin. O yüzden sana o kadar kaba davrandım. Babaannem için üzülmüştüm sonuçta benim iyiliğimi düşündüğü için bana kızmıştı, biliyorum babaanne haklısın her şey için ben sadece bana güvenmediğin için kırıldım. Babaannemle olan sorunumu halletmiştim. Kızım benim ben sadece o fotoğrafları öyle görünce biraz sinirlendim yoksa ben sana çok güveniyorum. Babaanneme sarılıp benim çıkmam lazım dedim. Nereye kızım bu saatte babaanne merak etme erken döneceğim biraz işim çıktı okulla ilgili deyip yanaklarından kocaman öpüp çıktım. Yine babaanneme yalan söyledim çünkü çocuk yarım saattir beni aşağıda bekliyor. Eğer babaanneme söyleseydim hayatta izin vermezdi O yüzden yine yalan söyledim. Dışarı çıktığımda baran'ın arabasını gördüm. Arabaya doğru yürümeye başladım. Arabada Baran indi gelmene sevindim. Aslında geleceğini sanmıyordum ama yine de şansımı denemek istedim. Baran'ı o kadar soru sormak istiyordum ki mesela ilk önce benim numaramı nerede bulmuştu ve sonra ne için benimle konuşmak istediğini merak ediyordum. Hiçbir şey yapmadan sadece hafifçe temessül ettim. İyi misin Lara bugün okuldan apar topar çıkınca merak ettim. " Aslında babaannem her şeyi öğrenmişti yani magazin haberlerini görmüştüm beni aradığında mecburen apar topar okuldan çıkmak zorunda kaldım." Anladım. Dedi ikimiz de aniden sessizleştik, bir şeyler içmeye gidelim mi? Hiç bir şey diyemedim. Olur gidelim dedim sadece. Arabaya tam bineceken Arkamdan bir ses geldi, Lara arkama döndüğünde miço olduğunu gördüm. Aslına isimi Miraç ama mahalledeki her kes miço diyorlardı. Kız Lara nereye gidiyon sen böyle " ah bi sen eksiktin miço sana ne acaba." Kalbimi kırıyon ama Balkız. İşim var miço benim şimdi gitmem lazım. Beni beyefendi ile tanıştırmayacak mısın. Kız yoksa sen sevgili mi yaptın. Hay ben senin ağzına tüküreyim miço ne saçmalıyorsun sen o benim okuldan arkadaşım. Haa öyle desene, başıyla baran'a selam verdi. Baran da başıyla selam verdi hadi miço fazla tutma bizi sonra seninle konuşuruz. Tamam be yemedik sizi akşam görüşeceğiz miço bu laflarını sana teker teker yedireceğim. Dedim hadi gidelim mi miço el hareketiyle güle güle dedi onu takmadan arabaya bindim. Şey kusra bakma benim arkadaşım biraz patavatsız konuşuyor da şey aslında şöyle desem daha doğru olur. O biraz kafada düz kontak da dediğim sırada Baran kahkaha attı bende biraz şaşırdım. O kadar komik bir şey söylemiştim ki "Hiç önemli değil aslında konuşması hoşuma da gitti." Çok komik birine benziyordu aslında miço öyle şakacıdır biz alıştığımız için artık takmıyoruz ama tanımayan insanlar biraz tuhaf buluyorlar. İsmi sanki biraz tuhaftı aslında onun ismi miço değil de Miraç artık bizde aramızda miço diye sesleniyoruz ağız alışkanlığı işte, anladım dedi yol boyunca sadece okul hakkında konuştuk Baran eskiden okuduğu okullardan bahsetti eski okul anılarına falan ben de Can kulağı ile dinledim. Bazen anlattığı okul anıları çok komikti ben de kahkaha atıp duruyordum. Okuduğu okullarda çok güzel anıları vardı. Tabi benim gibi değilde benim bütün okul hayatım karakollarda geçmişti çünkü ben hiç rahat durmayan bir öğrenciydim. Bende ona küçüklükten beri yaptığım kavgalardan hocalara yaptığım eşek şakaları dan bahsettim. Lise hayatım biraz çılgın gitmiş olabilirdi ama hepsi de karakolda bitmişti. Baran her konuştumda hep gülümsüyordu hatta öğrencilere yaptım eşek şakalarında kahkaha atıp duruyordu yol boyunca ikimiz de çok gülmüştük. Arabadan indiğimizde çok güzel bir kafeye gelmiştik manzarası çok güzeldi. Cam kenarına gidip oturduk, çok güzelmiş burası dedim sanki bütün İstanbul buraya sığındırmışlar gibi, evet aslında güzel ve sakin bir yer. Sen her zaman buraya geldiğine göre yalnızlığı seven birisin. " Aslında bir türlü yanlız kalamıyorumda ama yanlız kaldığım da ilk işim buraya gelmek oluyur. Denizin karşısında çok güzel bir kafeydi manzarası İstanbul'un çoğu yeri gözüküyordu. Kahvelerimizi içerken manzaraya dalmıştım ve önüme baktığımda baran'ın bana baktığını fark ettim. Tekrar bakışlarımı kaçırdım manzaraya baktım. "Atları sever misin." Bir kahkaha attım. adam bana şaşkın gibi bakıyordu kesin delirdiğimi düşünüyordu. Şey aslında atları çok severim at deyince küçük bir anım geldi de aklıma. Baran bana şaşkın gözlerle bakıyordu ne küçük anı mesela, Şey biz daha 12ci sınıftayken arkadaşlarla birlikte. At çiftliğine gittmiştik o zamanlar boyum çok kısaydı bir türlü Ata binmemiştim. Ata bine ne kadar ölmüştüm resmen Ata bindiğimde dengemi tutmayıp düşmüştüm o sırada miço benle dalga geçmişti herkesin içinde benim de zoruma gitmişti ben de miço'dan rica edip Senle binebilir miyim dedim micoya. Aslında niyetim miço'yu attan düşürmekti miço da bana kıymamıştın izin vermişti. Ben miço'nun atına bindiğimde miço'nun saçından tutup kulağını ısırmıştım miço da dengesini tutmayıp düşmüştü aslında o kadar komik bir anı değil sadece hatırladım O yüzden güldüm. Baran bana hayret kalmış gibi bakıyordu. İçimde of Lara Ne saçmalıyorsun sen adam şimdi beni deli zannedecek içimde kendimi küfür etmeye başlamıştım. Bir anda Baran benimle bir yere gelir misin. Dediğinde Şok olmuştum biraz itiraz etmedim. Olur gidelim dedim. Hadi gel o zaman Baran hesabı ödeyip yanıma geldi birlikte arabaya bindik.
Nereye gideceğimizi hiç sormadım. Arabadan indiğimizde etrafa baktığımda At çiftliğine gelmiştik orda şok olmuş gibi etrafıma bakıyordum. Baran'a baktımda bana bakıyordu. Hadi gel içeri geçelim sana attığımı göstereyim. Dedi bende onunla birlikte çiftliğin içine geçtik çok güzel bir yerdi. Burda yıllarca kalsam hiç sıkılmadan yaşardım, çünkü çok huzur verici bir yer dedim. Baran bana bakıp gülümsedi keşke her kes senin gibi deseydi. Neden ki sen olsan burda yaşmak istemez miydin dedim. Eğer şuanda hayat bana bir seçenek sunmuş olsaydı hiç düşünmeden. Burda sonsuza kadar yaşamayı seçerdim. Ama bazan her kes böyle düşünmüyor sadece eğlence amaçlı gelip gidiyorlar. Anladım dedim sadece hadi gel seni ateşle tanıştırayım. Ateş kim dedim gel gördüğünde tanırsın. Tamam o zaman dedim. Yaşlı bir amca yanımıza geldi. Hoş geldin Baran. Hoş bulduk Yaşar amca nasılsın nasıl gidiyor. İyi gidiyor evladım. Yaşar amca Ateş nerede. Bekle oğlum getiriyorum Sana. Yaşar amca bana selam verip gitti bir iki dakika etrafıma baktığımda, Yaşar amca elinde bir atla geldi siyah bir attı simsiyah gözleri vardı. Yaa bu çok güzel bir at hemen atın yanına gittim. Elimle atın sırtını okşadım. Ateş dediğin isim bu at mıydı. Evet onun ismi, ismi gibi kapkaranlıktı ama ben bu atı çok sevdim. Atı sevdiğimde Yaşar amca gitmişti geldiğinde yine elinde Beyaz bir at vardı. Beyaz ata baktığımda Baran bana baktı bu atamızın ismi de beyazlığı gibi ismide Umut oluyor. Yaa çok güzel bir isimi vermişsiniz. Beyaz atın yanına gittim onun da başına okşamaya başladım. İsimi gibi gerçektende çok güzel bir attı, baran'an bana seslendiğini duydum. İnşallah bu attan düşmezsin. hafifçe gülümsedim o bir kere olmuştu Bir daha olacağını sanmıyorum. Yaşar amca Lara hanıma yardımcı olur musunuz binmesi için. Aslında hiç hayır diyemeyecektim çünkü bir kere alttan düşmüştüm. İkincisinde hiç düşmek istemiyordum. Yaşar amca bana yardım etti Baran da Ateş dediği ata bindi. Hadi bakalım var mısın yarışa bak Sen Baran bey'e beni yarışa mı davet ediyorsunuz. Aynen öyle hadi bakalım kaybedeceğini eminim o yüzden yine de senle yarışacağım. Dedim. Fazla Emin konuşmayın Lara hanım. Göreceğiz Baran bey dedim. Ve yarışmaya başladık harika bir gün batımı vardı. Her yer yemyeşil sanki bütün huzur buymuş gibi geliyordu bana hayatımda ilk defa kendimi bu kadar huzurlu hissetmiştim. Hafif rüzgar esiyordu ben de kahkaha atıp duruyordum çünkü Baran benden biraz geride kalmıştı bir andan iki kollarımı atın üstünde havaya kaldırdım. Rüzgarın yüzüne hafif çarpması bana çok iyi geliyordu bir anda Baranın attı benim attımı geçti, Hadi Lara yetişsene diye bağırdı göreceğiz şimdi kim kimi geçiyor. Yol boyunca iki atta birbirinden çok uzaklaşmadılar. Yol boyunca baranla çok gülmüştük at çiftliğine sonunda geldik, yaşar amcaya birlikte sıcak bir çay içip sohbet etmiştik Yaşar amca çok iyi bir insan bana çok samimi biri olarak gelmişti hatta bana söylemişti Baran hiçbir kızla buraya gelmemişti ilk gelen kız sen oldun. Çaylarımızı içtikten sonra saate baktım 20:17 di baran'la birlikte Yaşar amca ile vedalaşıp arabaya binmiştik yol boyunca pek fazla konuşmadık baran'la benim kaldığım mahalleye gelmiştik. Şey Baran ben burda insem olur mu. Neden seni evin önüne bırakayım. Aslında benim bir yere uğramam gerek O yüzden bu karşıdaki eve gitmem gerek, anladım galiba miço denen arkadaşının yanına mı gidiyorsun. Bunu nerden anlamıştı diye düşünürken aniden cevap verdi öğlen dedin ya akşam senle görüşürüz diye O yüzden. Haa anladım, Aslında geçen ki gün miço'nun bir proje ödevi vardı ona yardım edecektim akşam da geri kalan ödevinde ona yardım edeceğim başıyla anladım derecesinde başını salladı. O zaman yarın görüşürüz dedim. Görüşürüz dedi ben de arabadan indim miço'nun evine doğru gittim arkamı döndüğümde hala baran'ın arabası orda duruyordu bende binanın kapısında ona gülümseyip el salladım. Oda bana hafif gülümseyip el salladı bende binaya girdim. O da gitti kapıyı çaldığımda Neriman teyze açmıştı Neriman teyze miço'nun annesi oluyor beni de kızı gibi seviyordu. Hoş geldin kızım. Hoş bulduk Neriman teyze gel kızım kapıda bekleme bende içeri geçtim. Miço nerde teyze gel kızım o mutfakta yemek yiyor. Ayı o hiç yemeğe doymaz ki Neriman teyze kahkaha attı gel kızım gel mutfağa gittimde hayvan gibi yemek yiyen miço'yu baktım. Lan az ye de sonra patlama. Miço ağzında yemekle konuşmaya başladı. Gel gel sende yemek ye belki biraz kilo alırsın böyle tahta gibi kalmasın. Kendime baktığım da ben çok zayıfmıyım diye söylendim. Zayıf ne kelime lara tahta gibi olmuşsun sen. Hadi lan ordan beni kıskandığını biliyorum. Sen ayı gibi yemek yediğin için çok kilo alıyorsun ama ben değil diyip miço'yu tirip attım. Miço yemek yediğinde salona geçip miço'nun proje ödevine baktım hepsi çizimle ilgilidi bende çizimde iyi olduğum için benim için o kadar da sorun olmaz dı. Miçoyla yarım saat gibi çizim çiziyorduk. Aklıma aniden babaannem gelmişti hemen babaannemi arayıp miço'nun evinde olduğumu söyledim proje ödevini bitirir bitirmez evde olduğumu söyledim. O da bir şey söylemedi çünkü miço'yu küçüklükten beridir tanıyor hatta çok seviyor. Aslında küçüklüğümden beri miço ile birlikte büyüdük tabii Ece de var. Ama en yakın arkadaşım Ece oluyordu miço'da hep kavga ettim kişi olmuştu hata çizimleri yaptığımızda bile miço ile ikide bir kavga ediyordum. Yüzüme aniden boya atınca ben de hemen küfür ettim. Miço da kahkaha atıp duruyordu. Çizim işleri bittiğinde miçoyla birlikte evden çıktım. Merdivenden aşağı inince ayağım takılıp düşmüştüm miço bana kahkaha atıp dururken bende oruspu çocuğu. Ne gülüyorsun beni kaldırsana, Bana mi dedin yoksa merdivene mi sana dediğim geri zekalı senden başka biri var mı burda miço kahkaha attı ver elini elimden tutup beni yerden kaldırdı bende onun omuzuna bir tane vurup bu da senin bana güldüğün için vurdum dedim miço beni eve bırakıp kendi evine gitmişti eve geldiğimde babaannem dizi izliyordu. Ne yapıyorsun benim tontuş nenem. Aa kızım geldin mi sen Evet geldim. Miço'nun ödevleri bitti mi. Evet babaanne bitti ama ben de bittim. Ben hemen bir duş alıp yatacağım. Kızım sen yemek yedin mi Evet yedim babaanne hadi sana iyi geceler şimdiden. Dedim odama çıktım. Hemen duşa gidip bir duş alıp çıktım. Üzerime rahat olacak bir eşofman giydim. Yatağıma uzandım bugün olanları düşündüm çok güzel bir gündü hayatımda İlk defa kendimi bu kadar huzurlu hissetmiştim. Acaba o da mutlu olmuş mudur. İnşallah olmuştur. Kendi kendime söylenip durdum. Aslında ilk tanışmamızda baran'dan nefret etmiştim ama tanıdıkça iyi birisi olduğuna inandım. Telefonumu elime aldım. Eceyi aradım. Bugün yaşadığım her şeyi anlattım o da şok olmuş şekilde. Lara sen ciddi misin kızım koskocaman Baran Aksoy la At çiftliğine mi gittiniz. Öyle oldu işte bende aslında çok şaşırdım ama sadece arkadaşız dedim. Ece de he he tabii tabii öylesiniz. Kızım ciddiyim ya sırf Bir iki gün konuştuk diye hemen sevgili mi olacağız, kızım sahilde dans etmeler falan filan bugün de at binemeler. Ah buraya yazıyorum sen o baran denen çocukla çıkacaksın. Kızım saçmalama yaa biz sadece arkadaşız işte Ece ile konuştuktan sonra telefonu kapattım sosyal medya hesabına gittim baktığımda birkaç bildirim gelmişti. İstek kutusuna baktığımda Baran Aksoy istek atmıştı hem de hesabında mavi tik vardı şok oldum Baran bana istek atmıştı sosyal medya hesabı her kese açıktı birkaç fotoğraf sadece paylaşmıştı ve sadece 16 kişiyi takip ediyordu ve ben 16'ncısı oluyordum. Ayy ben şok bana istek atmış yaa. Off Lara saçmalama demin çocuğun yanından geldin ne bu heyecan hemen. İsteği kabul ettim ben de ona arkadaş isteğini istek attım.Neden bu kadar heyecanlandığımı hiç anlayamıyordum. Sadece bir istek attı diye bu kadar heyecanlanmam çok saçmaydı. Sosyal medya hesabına bakıp, paylaştığı fotoğraflara baktım. Bir fotoğraftan 10 dakika baktım. Ayy Lara ne saçmalıyorsun sen hemen telefonumu yatağıma attım. Saate baktığımda 1:7 di sabah okuldan geldiğimde uyuduğum için hiç uykum yoktu elime hemen çizim malzemelerimi alıp pencerenin önüne geçtim. Odamdaki pencere den İstanbul'un çoğu manzarası gözüküyordu bende çalışma masamı oraya koymuştum. Ve hemen bir şeyler çizmeye karar verdim.
Arkadaşlar beğenmediğiniz bir yer varsa lütfen yorumlara yazın. Bu benim ilk kitabım bana destekçi olursanız çok sevinirim. Şimdi den her kese iyi okumalar.🤗💖

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kader oyunu
Teen FictionBir insanı tanımak uzun yıllar alır. Yanlış tanıdığını anlamak ise bir kaç saniye alır. üniversite de başlayan bir aşk hikayesi, Baran Aksoy ve Lara Yılmaz üniversitede tanışıp birbirlerini deli gibi seven iki kalıp ama bir o kadar da imkansız. Bara...