Okuldan çıktıktan sonra miço'ya yardıma gittim. Sahil kenarında kumsalın üzerinde beyaz perdeli ve beyaz güllerle süslenmiş bir Çardak vardı daha biraz eksikleri vardı tabii miço Burası çok güzel olmuş. Tabi güzel olacak kızım sonuçta tasarlayan benim dimi. Ay miço hemen havalara girme birinden yardım aldın kesin, kızım senden başka arkadaşım mı var. Hah gel de buna inan, ben bunu hiç inanmadım kesin eski sevgililerinden yardım istemişsin. Lara bari öyle bir şey söyleseydin ki inanasaydım eski sevgilimden nasıl yardım isteyeceğim hem de Yeni sevgilim için. İşte miço sana baktığımda ne görüyorum biliyor musun. " ne görüyorsun Lara." Yüzüne biraz yaklaşıp sır veriyormuş gibi konuştum. "Yalancının tekisin" kesin burada sana yardım edenin kişinin kandırdığını adım gibi eminim. Mico deli gibi kahkaha attı nasıl bildin ama, çünkü kendi malımı gözüm kapalı tanıyorum da. Miço kahkaha atıp elini omzuma attı. Lara seni alan şimdiden vay haline. Bende omuzuna vurdum. Hadi be ordan aslında beni alan yaşadı benim gibi güzel ve dürüst birini nerde bulacak, aslında seni alan vay haline bee senin gibi yalancıya kim bakar şimdiden ece'ye çok acıdım. Belki de kabul etmez seni ne dersin miço, of Lara sus da motorun biraz soğusun vallahi kızım sen de nasıl bir çene varsa artık pili bitmek bilmiyor. Bende onun omuzuna sert bir şekilde yumruk attım. Ama nafile çünkü benim yumruğum onun sırtında kuş tüyü gibiydi. Geri kalan hazırlık işlerini yapmaya başladık. Bir iki saat ordaki işleri bitirdik sadece kemancı kalmıştı onu da çağırdık. Miço ben eve gidiyorum artık hazırlanmam lazım. Tamam eve gittiğinde beni ara. Tamam ararım arkamı dönüp tam gidecekken miço bana seslendi. "Lara her şey için çok sağol" bende hafifçe gülümsedim " rica ederim bay yalancı" arkama dönüp ordan çıkmıştım. Gökyüzüne baktığımda güneş batmak üzereydi hemen otobüs durağına yürümeye başladım, otobüse binip eve gittim. Eve gittiğimde babaanneme seslendim. Babaanne ben geldim. Hoş geldin kuzum. Hoş bulduk babaannem hemen mutfağa gittim babaanneme sarıldım. Yanaklarından kocaman öpüp ne yapıyormuş acaba benim kralicem bugün. Akşama yemek yapıcam en sevdiğin yemeği hemde patates köftesini yapacam. Şey babaanne bugün yapmasan o yemeği, niye kuzum yoksa canın başka bir şey mi istedi. Yok yok Babaanne ben bu gece miço'yla ece'yle sahil kenarında da yemek yiyeceğiz de. Bak lara diğer seferki gibi olursa bu sefer elimde çekeceğin var ona göre. Yok yok söz bu sefer hiç bir şey yapmıyacam. O zaman saat 10 da evde ol tamam mı babaanne saat 10 da evde olmaya çalışacam, çalışacam değil Lara saat 10 da burda olacaksın o kadar yoksa evden cıkmana izin vermem. Peki Babaanne söylediğin saatte burada olurum. Aferim benim kızıma sözüm den çıkma. Tamam babaanne çıkmam dedim ona sıkıca sarılıp odama çıktım. Hemen bir duş alıp çıktım acaba ne giysem ben diye düşündüm. Dolabımın kapısını açtım elbislerime baktım, gözüme bir tene sade beyaz elbise düştü hemen onu alıp üzerime giydim. Uzunluğu dizime kadar geliyordu etek kısmı biraz buldu yani çokta uzun değil di ince askılı bir elbiseydi, gümüş rengi saten topuklu ayakkabı giydim, siyah ele tutulan çantamı yanıma aldım. Saçımı çok uzun olduğu için acaba ne şekil versem diye düşünüyordum saatime baktımda çok geç kalacaktım o yüzden sadece düzeltip uçuşlarını yine her zaman ki gibi hafif dalgalar verip omzuma attım. Hafif bir makyaj yapıp odamdan çıktım. Babaanne nasıl olmuşum ben dedim. Kızım benim her zaman ki gibi yine çok güzelsin. Teşekkür ederim o sizin güzelliğiniz dedim. Hemen babaannemi öpöp çıktım. Hemen miço'yu aradım. Alo miço orda her şey tamam mı var mı bir eksiklik. Yok yok lara her şey tam tamına. Tamam diyip telefonu kapattım. Eceyi aradım hazır mı diye onunla da konuştuktan hazır olduğunu söyledi kapıda onu beklemeye başladım. Lan arkadaş okulda ders işleyen ben sahilde tonca işi yine yapan ben ama yine bekleyen kişi ben oluyorum anlamadım gitti. Orda söylene söylene eceyi bekledim. Ece geldiğinde "ay kız Lara Sen ne kadar güzel olmuşsun böyle." Teşekkür ederim Ece hanım O sizin güzelliğiniz. Senin kadar değil ama bende hemen gülmeye başladım. Hadi kızım ordan sırf ben burda seni bekledim diye bana böyle iltifatlarda bulunuyorsun Ece bir kahkaha attı. Benim laram her zaman güzeldir. Bende Ece ye sarıldım. Sende çok güzelsin güzelim benim. Birlikte taksi durağına gittik, taksiye binip miço'nun söyledi adrese gittik, bara gittiğimizde miço'yu gördük, miço çok şık giyinmişti beyaz bir gömlek siyah kot pantolon. Ooo miço beyh hayırdır bu ne şıklık bugün. Aslında hanımlar siz bugün çok şık giyinmişsinizdir. Teşekkür ederim tam bay yalancı diyecektim ki Ece yi hatırladım. Sadece kuru bir teşekkür ettim. Ece de kahkaha atıp teşekkür ederim dedi. Aslında Ece küçüklükten beri dir miço dan hoşlanıyordu ama bir türlü beli edemiyordu aslında cesaret etmiyordu, miço'nun eceyi sevdiğini bilmiyordum taki bugün bana diye ne kadar. Ama eceyi çok uzun zaman biliyordum. Barda çok eğlenmiştik dans ettik deli gibi. Ece lavaboya gideceğini söyledi bende onunla birlikte lavaboya gittim, lavaboda bir iki kız vardı böyle serseri tipler gibi biri sarışın kısa boyluydu diğeri de kızıl saçlı orta boy vardı. Ece lavaboya gitti bende aynanın karşısına geçtim makyajıma baktım saçımı düzeltim. Kızıl saçlı olan kız bana bakıp gülümsediğini gördüm. Sarı saçlı olanda bana baktığını fark ettim, sarı saçlı olan kız hemen konuşmaya başladı "sen o geçen ki gün mazaginlere çıkan kız değil misin" anlamadım dedim. Kızım bu anlamama numaralarını bırak. Sen kime kızım diyorsun lan dedim. Kız bir anda gülmeye başladı bak bak sen şu varoşa dili de pabuç gibi. Bana bak düzgün konuş benimle seni burda ayağımın altına almıyım dedim. Bir anda Ece lavabodan çıktı. Lara ne oluyor burda dedi kolumdan tutup beni cekiştirmeye başladı. Bende kıza bağırmaya başladım bir daha karşıma çıkma yoksa kötü olur anladın mı beni. Kızıl saçlı olan kız bana bakıp alaylı bir kahkaha attı sen şuna bak yaa gelmiş burda bize artistlik ediyor ergen dedi. Bana bak oruspu seni buraya gömerim dedim bir anda kızın saçlarından tuttum. Ece benim kollarımdan tutup cekiştirmeye çalışıyordu o sarı saçlı kız da o kızıl olan kızı elimden kurtarmaya çalışıyordu. Ece beni çekiştire çekiştire koridora çıkardı, bırak beni Ece ya bırakta ben bu oruspu ya haddini bildireyim. Kızım bir sakin ol yaa kendine gel kızın saçlarını yolladın. Az bile yaptım o dua etsin de onun dilini koparmadım. Miço hemen yanımıza geldi "Lara ne oldu sana" boş ver miço buradan gidelim. Hadi gel gidelim miço ben sana sonra anlatırım dedi Ece bende sinirden deliye dönmüştüm dışarı çıktığımızda temiz hava bana iyi gelmişti miço'nun arabasına doğru yürümeye başladık arabanın yanına geldiğimiz de parkta yeni kavga ettim kızları gördüm yanında iki tane erkek vardı. Haha şimdi elime düştünüz siz gör bakalım varoş neymiş ben size gösterecem. Bak sen bu eziklere diye bağırdım miço ece benim kolumdan tutup arabaya cekiştirmeye başladılar. Ben yine de konuşmaya başladım size diyorum heyy beni duymuyor musunuz ezikler diye bağırdım. Sarı saçlı kız yanıma geldi. Bak burda bela arıyorsun arama yoksa kötü olur dedi. Hadi bana göstersene nasıl kötü olunuyormuş kızın yanındaki erkeklerden biri yanıma geldi uzun boylu siyah saçlı biri di işte. Bak kızım çok fazla şansını zorlama yoksa kötü olur. Adamın böyle konuşunca sanki beynime kan fışkırmış gibi oldu. Miço adama bağırdı sen ne biçim konuşuyorsun lan dedi Ece onun kolunu tutmuştu, adamın sesi hala kulağıma yansıyordu bir anda bağırmaya başladım lan itt sen kime kızım diyorsun hayvan herif bir andan adamın üstüne atladım. Adam neye uğradığına şaşırmış gibi olmuştu adamın saçından tutup çekmeye başladım tırnaklarımı yüzüne batırdım adam bağrıma ya başladı ama kurtaran kimse yoktu çünkü miço diğer erkekle kavga ediyor du ece de diğer iki kızla kava ediyordu. Sonumuz yine her zaman ki gibi karakolda bitti yine üçlü takım yine karakolu yine biz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kader oyunu
Roman pour AdolescentsBir insanı tanımak uzun yıllar alır. Yanlış tanıdığını anlamak ise bir kaç saniye alır. üniversite de başlayan bir aşk hikayesi, Baran Aksoy ve Lara Yılmaz üniversitede tanışıp birbirlerini deli gibi seven iki kalıp ama bir o kadar da imkansız. Bara...