İnsan bazan hayattan vazgeçmişken hayat ona tahmin etmeyeceği bir mutluluk sanıyor.
Baran Aksoy'dan devam
Eve geldiğimde hemen odama çıkmıştım. Çünkü dedemle karşılaşmak istemiyordum. Yine tatsız bir olay geçirmek istemedim. Odama çıktığımda hemen duş almaya çıktım. Bir duş alıp çıktım. Üzerime siyah eşofman altı siyah tişört giyinip Yatağıma uzandım. Bugün olanlar aklıma geldi. Hayatımda ilk defa biriyle bu kadar eğlenmiştim. Lara çok farklı bir kızdı bugün bunu fark ettim. Onunlayken sanki baran değilde başka birisiymişim gibi oluyorum. İlk defa bir kızın yanında hiç bir neden bile yok ken bile gülebiliyordum. Larayla arkadaş olmuştuk hata en iyi arkadaşım diye bildirdim. Çünkü ben bile bugün yaptığım şeyleri başka biri olsaydı asla yapmazdım. Nedense onunlayken kendimi özgür olarak hissediyorum. Bu duyguyu ilk defa hissediyorum. Lara sanki bana iyi geliyordu bir arkadaş olarak, bugün o miço dene adam onunla öyle samimi konuşunca içimde o kadar sinirlenmiştim ki beli etmemek için kendimi zor tutmuştum. Aşık olduğumdan değil sadece bu duyguya anlam veremediğim içindi. Telefonuma bildiri geldi telefonumu elime aldığımda, Lara Yılmaz sizi takip etmeye başladı. Demeki attım isteği kabul etmiş onun hesabı her kese açık olmadığı için fotraflarına bakmamıştım. Hemen profil fotoğrafına baktım. Küçük bir kediyle çektiği bir profildi paylaştı fotraflarına baktım sınıf arkadaşlarıyla çektiği fotoğraflar vardı hata miço denen çocuklada çektiği fotoğraf vardı o fotoğrafın altındaki yorumları okumaya başladım. Lara ben daha güzel çıkmışım burda boşuna heveslenme. Hahaha çok komik bana yalvaran kimdi lütfen Lara benle bir fotoğraf çekte kızlar beğensin. Dil çıkartan emoji var di. Ben de bir kahkaha attım. Gerçektende deli bu kız ya kendi kendime güldüm. Larayı tanıyalı iki gün oldu. Ama sanki daha önce karşılaşmışım gibi geliyor. Bana sanki onu daha önce tanışmışım gibi geliyor. Bugün çok yoruldum için telefonumu masaya bıraktım. Uyumaya karar verdim.
Sabah uyandığımda saat 8.26 di banyoya gittim. Elimi yüzümü yıkadım. Saçıma bir şekil verip çıktım. Bugün şirkette gittmem gerekti şirketten sonra okula gidecektim. Üzerime her zaman ki gibi beyaz gömlek siyah kot pantolu giydim. Aslında bütün dolabım siyahla dolu farklı renk sadece beyaz vardı, Kol saatimi takıp odadan çıktım. Günaydın Baran bey, Günaydın emine abla dedem uyanmışmı " Evet Baran bey." Bahçede kahvaltı yapıyor. Anladım dedim bahçeye doğru çıktım. Günaydın dedim. Dedem bana dün ki yaptığım şeyden için sinirlidi amcam yengem günaydın dedi dedem. Hiç bir şey demeyip kahvaltısını yaptı. Bende hiç bir şey demeden kahvaltımı yapmaya başladım. Baran kahvaltını yaptığın da odama gel senle konuşacak şeylerin var. Tamam dede dedim sadece dedem kahvaltısını yaptı masadan kalktı, Bende kahvaltımı yapmaya başladım. Kahvaltım bittikten sonra dedemin odasına gittmeye karar verdim. Kapıyı çaldığımda. Dedem gir dedi bende içeriye girdim. Gel Baran dedi. Dedemin karşısına geçtim bir şey mi oldu dede dedim. Yok sadece seni bir konuda uyarmak istiyorum bu sana ikinci uyarım artık o eski hattını bırakmanı istiyorum. Çünkü artık sen Aksoy ailesinin başına geçeceksin ve hala çocuk gibi davranıyorsun. Bakın dede ben o gün sedece kızın hayatını kurtardım. Ve bir daha olsa hiç çekinmeden yine aynı şeyi yaparım. Eski hayatım diyorsun yaa ben her şeyi geçmişte bıraktım. Buraya geldiğimden beri senin bana ayarladığın hayat kurallarına ayak uymaya çalışıyorum. Sırf sen istedin diye Amerika'daki hayatımı bırakıp geldim. Artık ne kadarını bırakmamı istiyorsun dede bu kadar yetmez mi. Dedem tekli koltukta oturmuş beni dinliyordu bende içimde ne birikmişse hepsini tek seferde döktüm. Baran ben sadece sen baban gibi olma diye bunları yapıyorum. Çünkü baban da gidip saçma sapan bir kadına aşık oldu şimdi ne hâlde görüyorsun değil mi bende sen onun gibi olma diye yapıyorum sana. Asla hayatın baban gibi olmayacak ben sana sunduğum hayatı yaşıyacaksın. Artık daha fazla dedemi dinlemek istemiyordum. Dede ben bir hayvan ya da bir evcil hayvanı değilim benim hayatımı yöneteceksin. Baran bak oğlum sen beni anlamıyorsun ben sadece öldüğümde gözüm arkada kalmasın diye yapıyorum. Güzel bir hayatın olsun diye Aksoy ailesine yakışır bir şekilde davranmanı istiyorum. O kadar hiç bir şey diyemedim. Arkamı dönüp odadan çıktım. Hayat bu mu diye düşündüm. Kendi kendime neden hep başkaların kurallarına uymak zorundayız ya da niye kendi kararlarımızı kendimiz vermiyoruz. O sırada telefonum çaldı. Burak arıyordu. Söyle Burak Baran acilen şirkete gelmen gerek bir sorun oldu. Tamam Burak yarım saatte ordayım. Dedim telefonu kapattım. Lan ne hayatmiş 5 dakika bile insana huzur yok arabama binip şirkete doğru gittim. Şirkete gittimde aksesuar firması ile görüştüm. Bazı çizimlerde hata olmuş onları hallettim. Şirketteki işim biraz uzun sürdü. Şirketteki işlerimi bitirip okula gittim. Dersin başlamasına iki dakika kalmıştı benle Burak hızlı bir şekilde derse yetişmeye başladık gittimizde hocayla birlikte sınıfa girdik, Burak hemen sınıfa baktığımda ilk gözüme çarpan Lara oldu başıma la ona selam verip iremin yanına oturdum. Burakta Lara nın yanına gidip oturmuştu ders başladığında Lara Burak aralarında sessiz bir şey konuşuyorlardı nedense ben çok merak etmiştim ders başladığından beri gözüm hep oraya düşüyordu hoca da bana soru sorduğunda gözüm oraya tutmuştu ve hoca Burak ve lara'yı aranızda ne konuşuyorsunuz ders var. Burak hemen suçu laraya atmıştı lara'da pis yalancı demişti. Şey aslında hocam burak bir soruyu anlamamış Bana söyledi ben de 10 dakikadır anlatıyorum o yüzden hiçbir şey anlamıyor o yüzden suç bana attı. Ne sorusuymuş Burak, Burak aniden kekelemeye başladı şe... şey hocam Lara hemen cevap verdi ne şey Burak gülümseyerek Burak'a göz kırptı ders boyunca hoca tüm soruları Burak'a sormuştu, ders bittiğinde Burak hemen larayla dönmüştü. Lara alıcağin olsun hemen beni satın. Hadi lan ordan benle konuşan sensin hoca sorar sormazda bana suçu atın. İrem hemen konuşmayı kesti ayy yeter yemin ederim gına geldi bana Burak Lara birlikte susup ireme bakmışlardı. Ay canım bana hiç öyle bakmayın yeter be sabahtan beridir kedi köpek gibi birbirinizle kavga ediyorsunuz. Bende hadi Burak gidelim dedim. İrem nereye yaa birlikte bir kahve içmeye gidelim dedi. Burak gülümseyerek vallah çok iyi olur. Dedi hep birlikte okulun kafeteryasına gittmeye karar verdik. İrem le Burak önden gittiler benle Lara arkada kaldık. Lara bir anda söylenmeye başladı yuh bee. Anlamdım dedim sırada hemen bana bakıp çok tatlı bir gülümsemeyle hiç dedi. Burak la çok iyi anlaştınız dedim. Tabi ya nedemesin demin beni hocaya şikayet eden kim di acaba dedi. Bende güldüm aslında derse konuşmasaydın onunla senle çok iyi bir arkadaş olurdu. Ama ben onunla konuşmadım ki o benle konuştu bana soru sorunca da bende cevap verdim. "Ne gibi sorular sordu mesela sana." Dedim kaç kişiyle çıktın hiç sevgilin oldu mu nerde yaşıyorsun onun gibi sorular işte. Sen ne cevap verdin ben de ne aklıma geldiyse söyledim. Anladım. Aslında biraz bozulmuştum laraya burakla konuştuğu şeyleri bana söylememişti. İçinde neyse artık burak'tan öğrenirim. Ama bana ne ki sonuçta kızın hayatı ama merak ettiğim için buraka söyleyecektim. Kafeteryana gittiğimizde İremle Burak cam kenarında oturmuşlardı bizi gördüklerinde İrem el sallayıp buraya gelin dedi bizde yanlarında oturduk. Oturduğumuzda içecek bir şeyler istedik Burak la İrem sohbet ederken Lara telefonunda bir şeylerle ilgileniyordu aniden Burak lara'nın telefonunu elinden çekti Lara yerinde sıçradı " Ne yapıyorsun Burak sen." Ver şu telefonumu dedi kızım sabahtan beridir burada konuşuyoruz tek tük bile konuşmuyorsun. Seni buraya telefonla ilgilen diye mi getirdik. Ver ya şu telefonumu. Hayır vermiyorum. Bu nedir ya biz de burada insanız sonuçta. Burak'ın bu yaptığı davranış beni nedense çok sinirlendirmişti ben de masadan kalkıp benim işim çıktı gitmem gerek dedim. Patron nereye ya 15 dakika bile olmadı burada oturalı işim çıktı Burak benim gitmem lazım. Diyip orda hızlı adımlarla uzaklaştım. Nedenini bilemedim Bir sinir krizi geçirdim. Lan oğlum sana ne oluyor bırak ne yapıyorsa yapsın sana ne bahçeye çıktığımda temiz hava bana iyi gelmişti okul terasına çıkmaya karar verdim. O sırada telefonum çalmaya başladı arayan kişi Buraktı söyle Burak dedim. Patron nerdesin sen niye öylece masadan çekip gittin ki. Sana ne Burak. Tamam nerdesin onu söyle bari. Okul terasına çıktım tamam bende şimdi oraya geliyorum. Telefonu Burak'ın yüzüne kapattım. Neden bu kadar sinirlendim ki çok saçma sapan bir şey yüzden neden öylece masadan kalktım ki kafayı yemek üzereydim. Burak yanıma geldi hiç bir şey olmamış gibi davrandım. Sadece canım sıkıldı o yüzden masadan kalktım. Burak başıyla anladım derecesinde başını salladı Burak dedim. Sen sınıfta laraya ne dedin yine kendimi tutamadım söyledim. Haa şey hayatını araştırdığımda kimseyle çıkmadığını öğrendim ben de merak ettim bakalım doğruyu söyleyecek mi diye. Peki doğruyu sana söyledi mı. Patron hiç düşünmeden O kağıt parçasında yazılan hayatını hiç çekinmeden doğruyu söyledi bende o sırada şaka yapmaya başladım ona senin hayatında hiç mi bir erkek arkadaşın olmadı dedim. Hayır dedi ben sadece o kızın dürüstlüğüne şaşırdım eğer başka bir kıza söylemiş olsaydım kesin hayatımda birileri oldu derdi ama o hiç çekinmeden hayatında hiç kimse olmadı dedi hatta hayatımda dedi bir erkeğin elini bile tutmuşluğum olmamış Burak'ın bana söyledi şeyler bir kısmı nedense hoşuma gitmiştin çünkü barda elimi tutmuştu demek ki ilk elini tutan ben olmuşum. Lara çok iyi birine benziyor hatta çok saf biri her kese güvenen ama umarım zamanla pişman olmaz çünkü bu kadar saf bir insan bu dünyaya çok hafif gelir hayat onu 2 saniyede bile yok eder. Ne oldu Burak onu hemen aşık mı oldun. Tabii ki de hayır sadece bana arkadaş olarak iyi geldi. Sen de biliyorsun ki bu hayatta irem'den başka hiç kimseyi sevemem. Biliyorum kardeşim. Ama böyle de yaparsan irem'i kökten kaybedersin. Çünkü kız hala senin onu sevdiğini bilmiyor. En azından bir kere şansını dene denemekten zarar çıkmaz. Dedim. Baran ya beni istemezse ya da bu kalan arkadaşlarımızı da bitirirse ben o zaman ne yaparım ki iremsiz bir günüm bile gitmiyorken onu tamamen kaybedemem. Burak'a bir yerden hak vermiştim ama söylemesi daha doğruydu dedim. Baran benden sana bir kardeş tavsiyesi lara'yı kaybetme o sana tam da yakışacak biri sen dürüst insanları seviyorsun ve Lara da sana göre tam dürüst bir insan hem hayatı çok seven bir insan dolu dolu yaşayan biri. Burak ne saçmalıyorsun sen sadece o benim bir arkadaşım o kadar başka bir şey yok sen öyle zannet dedi. Hadi gel içeri geçelim dedim. Nedense Burak böyle konuştuğunda içme bir huzur kaplamıştı yanlış anlamıştım Burak'ın artık irem'i unuttuğunu zannettim. Ama artık anladım Burak la Lara sadece arkadaşlıktan başka bir şey olamazdı sınıfa gittim de Lara tek başına oturmuş kitap okuyordu. Sen burda niye tek başına oturmuşsun dedim kitabını kapatıp masaya bıraktı şey aslında dışarıya çıkmaya hevesim yoktu ben de oturup kitap okumaya karar verdim. Güzelmiş dedim. Şey Baran benimle bir yere gelir misin dediğinde biraz şaşırdım. Nereye dedim benimle geldiğinde görürsün dedi bende hiç itiraz etmedim olur dedim gülümseyerek. Tamam o zaman hadi gidelim. Dedi birlikte benim arabamın yanına gittik. Sen şimdi bana söylemeyecek misin nereye gittiğimizi. Hayır söylemeyeceğim. Aslında söylemesem de yine de öğreneceksin çünkü arabayı kullanan sensin en azından tahmin edersin. Gülümsedim bana her türlüsü uyar sonuçta arabayı kullandığım için en azından tahmin ederim. Arabaya bindik yolu bana Lara tarif ediyordu. Arabamın üstü açık olduğu için lara rüzgarın tadını çıkarıyordu. Saçlarını bozulmasını hiç takmadan rüzgarın tadını çıkarıyordu. Gerçektende Lara bana göre herkesten farklıdı. Sanki küçük bir kız çocuğun ruhu vardı onda ben lara'nın yanında sedece bir şey fark ettim. İnsan ne kadar büyürse büyüsün hep bir tarafı çocuk ruhu vardı ve bunu beli etmiyorlar hep içinde yaşıyorlar ama Lara o çocuk ruhunu hiç utanmadan dışa vuruyordu. Bu benim çok hoşuma gidiyordu insan istediği gibi davranmalı hiç çekinmeden hiç utanmadan. Lara da bunlar hepsi vardı. Burda dur Baran dedi bende durdum etrafıma baktığımda. Lunaparka gelmiştik. Sen ciddi olmasın. Yoo gayet ciddiyim dedi hadi gel benle ilk işim seni korku tünelinden geçirmek olacak. Kahkaha attı bende Lara gel biz burda çocuk gibi ne yapacaz gel ben seni daha güzel yerlere götürecem. Başını çocuk gibi hayır anlamında salladı. Hayır Baran ben dün nasıl hiç itiraz etmeden senle geldiysem sende benle gelecen. Hiç itiraz istemiyorum. Ay yoksa sen korktun mu ben korku tünelinden bahsederken. Ne korkması Lara buraya normal olacak çocuklar gelir o yüzden dedim. Olsun bizde hala çocuğuz yaşımız ne kadar ilerlese de yine de ruhumuzda hala bir çocuk var. Eğer korkmuyursan o zaman gidelim. Hadi gel yine elimden tutu çekiştire çekiştire lunaparka götürdü, İlk iş dediği gibi beni korku tüneline götürdü. Aslında korku tünelinden korkmuyurdum. Sadece hayatım da ilk defa gelmiştim. Küçükken dedem izin vermezdi. Hep derdi erkek çocuğa lunapark gitmek yakışmaz. Küçüklükten beri sadece hayatımda iki kez gittmiştim. O da annem götürmüştü o yüzden çocukluğumu hiç yaşayamadım. Sanki hayat bana lara'yı al çocukluğunu yaşa diye göndermiş. Larayla korku tüneline binmiştik, çarpışan arabalara binmiştik, zincirli sandalye salıncağa binmiştik, dönme dolapa binmiştik, atlıkarınca ya binmiştik. Tüm gün boyunca çocuk gibi eğlendik hayatım da ilk defa bu kadar eğlenmiştim. Ve bunu laraya borçluyum. İlk defa kendi çocukluğumdan beri hayalim olan herşey binmiştim. Ve bunu Lara sayesinde yaptım. O kadar gülmüştük ki bir ara artık delirdiğimizi düşündüm. Eh artık bugünün sadece bir etkinliği kaldı baran bey. "Neymiş o etkinlik." Gidince görürsün. Tamam o zaman bana uyar. Arabaya doğru yürümeye başladığımda. Lara arkadan seslendi. Baran arabayla gittmiyecez. Buraya yakın bir yerde mi. Elini küçülterek birazcık ama arabayla gittmiyecez. Anlaştık o zaman dedim. Yolda giderken gözüme Pamuk şekeri düştü hemen orda iki tane pamuk şekerini aldım. Lara teşekkür ederken bende hafifçe gülümsedim bugün aslında benim sana teşekkür etmem gerek hayatım da ilk defa bu kadar mutlu oldum. Lara bana gülümseyerek cevap verdi. Aslında bende hayatım da İlk kez bu kadar eğlenmiştim. Bu beni mutlu etmişti, Pamuk şekerlerimizi yedik bugün çocuk gibi eğlenmiştik larayla çok iyi bir arkadaş olmuştuk hata en iyi arkadaş diye bilirim. Çünkü hayatım da ilk kez birinin yanında kendimi huzurlu hissetmiştim. İlk kez birinin yanında bu kadar rahat davrana biliyordum. Geldiğimiz yere baktığımda sinemaya gelmiştik. Nasıl ama bugünün son etkinliği, sinemaya da benimle gelirsin dimi. Laraya baktımda çocuk gibi elini arkasında birleştirmiş dudaklarını büzmüştü. Bu son etkinliği senle seve seve gelirim. Yaaa hadi o zaman gel gidelim. Sineme salonuna gittik, orda çıktığımızda Lara çok duygulanmıştı galiba sinema ona çok duygusal gelmişti. Lara sen iyimisin. Haa şey iyim ben biraz duygulandım da. Lara sadece bir sinemaydı gerçek hayat tabiki de böyle değil. Nedense içime bir his düşmüştü sanki biz bu hayatı yaşayacakmışım gibi geliyor. Sanki hayat bana diyor ki. Laraya çok bağlanma bir gün onu benden alıcakmış gibi bu sinemada onu bana gösterdi. Larayı alıp evine bıraktım. Hala aklımda Lara vardı ya ona bir gün bağlansam hayat onu benden alırsa çünkü hayatım boyunca hem yalnızdım kim hayatıma geldiyse hep gittiler bende ondan korkuyorum. Ya bir gün lara'yı hayatıma alırsam ya bir gün onu kendimden çok seversem. Ve en kötüsü ya hayatım da giderse yol boyunca sadece onu düşündüm. Eve geldiğimde hemen odama çıktım. Banyo ya gittim bir duş alıp çıktım. Çalışma masamda duran cizimlerime baktım. Çizdimde bir tane bileklik vardı özel tasarım olarak sergilenecekti, ama ben bu bilekliği sadece Lara için yapmıştım. Bu bilekliğin ona çok yakışacağını eminim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kader oyunu
Teen FictionBir insanı tanımak uzun yıllar alır. Yanlış tanıdığını anlamak ise bir kaç saniye alır. üniversite de başlayan bir aşk hikayesi, Baran Aksoy ve Lara Yılmaz üniversitede tanışıp birbirlerini deli gibi seven iki kalıp ama bir o kadar da imkansız. Bara...