VI

192 3 0
                                    

Medya: Melike Karalı

Arkadaşlarrrrr ekrana lütfen bir kere basıp sonrasında voteee!!! Noğlar yıldıza basın yıldızım sönükk.

Eheheheh yine bana beddua edeceğiniz bir bölüm ile geldimm!!

Annem Diyar'ın ölmesini istemedi dua edin ona.

BAŞLIYORUUUUUZZZZ

---
Dewran Atabay'dan

"Elimizden gelen herşeyi yaptık ama... Dündar Bey dayamamadı maalesef başınız sağolsun."

Herkes ilk cümlesi ile yıkılmak üzereyken sonrasında gözlerimiz sonuna kadar açılmıştı.

"Dündar kim?"

"Siz Dündar Bey'in yakını değil misiniz?"

"Doktor Dündar kim dedik tanıyor mu oluyoruz şimdi?"

"Çok üzgünüm o zaman Diyar Atabay'ın yakını olmalısınız. Diyar Hanım'ın ameliyatı başarılı geçti 10 dakika içersinde çıkar. Geçmiş olsun."

Melike kendini bırakarak ağlamaya başlamışken Delal ile Azad, annem ile babam ben ile de Derbas birbirimize sarılmıştık. Derbas benden ayrıldıktan sonra koşar adımlar ile Melike'nin yanına gitmiş ona sımsıkı sarılmıştı.

Yanıma doğru gelen Berfu dolu gözlerine rağmen gülümsüyordu. Yanıma geldiğinde gözlerini gözlerime dikti ve hafifçe kollarını kaldırdı. Hiç beklemeden ona sarıldığımda neden böyle birşey yaptığımızı sorguluyordum. Sadece sarılmaya ihtiyacım olduğu içindi belki.

Berfu'dan yavaşça ayrıldım ve annemlerin yanına doğru adımlamaya başladım. Anneme sıkıca sarıldıktan sonra babam ile de sarıldık. O sırada Diyar çıktı.

Yanına hızlıca geldiğimde elini tuttum ama gözleri kapalıydı. Diyar'ı odaya alacaklarını söylediğinde sessizce peşlerinden ilerledim.

Doktor ve hemşireler odaya girip işlerini bitirdiğinde çıkarken onları durdurdum.

"Görebilir miyim?"

Doktor tereddüt ile baktı bana. Sonrasında hafifçe başını salladı.

"Görebilirsiniz ama çok yormayın lütfen. Geçmiş olsun."

"Sanki oyun havası oynatacağım."

Kendi kendime bir yandan söylenip bir yandan içeri girmek ile meşguldüm. Arkamdakiler bu halime gülseler de şuan işim vardı onlarla uğraşamazdım.

İçeri girip yan tarafta ki küçük sandalyeye oturdum.

"Abim, fıstığım benim... Diyar'ım."

Hastaneye geldiğimizden beri tuttuğum göz yaşları bir bardak misali boşaldı gözlerimden.

"Diyar ben, ben çok korktum abicim sana zarar gelecek diye sana birşey olacak diye. Özür dilerim verdiğim sözü tutamadım. Koruyamadım seni... Ama özür dilerim Diyar bilerek olmadı ki abicim ben istemeden bile senin canını yakamıyorum bile isteye nasıl yaparım?"

Gözyaşlarım hızlandı kafamı elinin üzerine koyup ağlamamı sürdürdüm.

"Haklısın bende kendimi böyle görmekten hoşlanmıyorum ama çok korktum, yapacaklarımdan korktum, kendimden korktum en önemlisi sana zarar gelmesinden korktum. Yemin ederim ki senin çektiğin acının bin mislini yaşadım orda Diyar bana dedin ya 'Abi canım çok acıyor.' öldüm ben orda Diyar beynimden vurulmuşa döndüm. Gülmedin bana Diyar gülmedin bana.. Daha büyük birşey var mı diye sordum kendime, yokmuş."

İhanet •Berdel•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin