VII

168 6 0
                                    


HELÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜ

Bu aralar biraz fazla aktifim (maşallah) ama artık haftalık yada sınırlama olacak hiç yıldızlarım parlamıo (ağlamaemojisi).

Birde ufak bir ricam daha olacak şu satır aralarına bir yorum yapın yaw.

---
"ABİ!"

Güçlü ve korkmuş sese doğru döndüğümüzde Diyar ile göz göze geldik. Hızlıca yanıma koşup başını göğüsüme koyduğunda gözleri korumaların silahına takılmıştı.

"O sil- şeylerleri ya şimdi belinize sokarsınız yada ben sonra başka yerlerinize sokarım."

Ömer'in baş haraketi ile adamlar silahları bellerine koyarken Diyar yavaşça doğrulup ellerini yanaklarıma koydu.

"Söz vermiştin..."

"Diyar abinin bir suçu yo-"

"Sana soran oldu mu Ömer Abi?"

Abi kelimesini üzerine basa basa söylediğinde Ömer'in gözlerinde ki o acıya bizzat şahit oldum. Gözleriyle beraber yumruklarını da sımsıkı sıkıp gözlerini yavaşça açtı ve Diyar'ın tamamiyle öfke dolu gözlerine bakarak kafasını çok az sağa yatırarak yapma der gibi baktı.

Diyar'ın gözlerinden bir anlık üzüntü geçti gibi oldu ama toparlayıp kafasını daha da dikleştirdi. Bu iğrenç an bir an önce bitsin diye boğazımı temizleyip Diyar'ın elini tuttum.

"Kardeşime yaklaşırsan seni diri diri gömerim Ömer Taşlıca!"

"Eyvallah!"

Arkamdan yükselen sesin sahibine bakma gereğinde bulunmadan konaktan çıktık.

Diyar, ben ve Derbas...

Arkamızdan gelen adamlar arabalara yerleştikten sonra Derbas ben ve Diyar tek bir arabaya oturduk.

"Sen nasıl gelirsin kızım oraya?"

"Asıl siz nasıl gidersiniz oraya? Abi..."

İkimize bir bakış attıktan sonra konuşmaya devam etti.

"Lerim, ben şuanda yanınızdayım ama o adam tehlikeli biri. Sizi kaybedersem hiç kimsem kalmaz benim lütfen bu şekilde kafanız estiği gibi her yere gitmeyin hem bana sözün vardı hani o şeyi bir daha kullanmayacaktın."

"Diyar, ben yaşıyorum abicim ve bu şeyden bana hiçbir şey olmaz. Kızım ben 27 yaşındayım hayatımın yarısını şu şeyle geçirdim. 14 yaşımda verdiler bana, bize. Bu bizim zorunluluğumuz ayrıca konu sen veya Derbas Abin olursa gözüm hiç birşeyi görmez benim."

"Biliyorum aşırı çekici bir insanım ama şu gaza basta ayrılalım şu bo- iğrenç konaktan."

Diyar'ın gülme sesi arabada yankı yaparken bizde ona katıldık. Arabayı çalıştırdıktan sonra arabanın sesini Derbas'ın güçlü sesi bastırdı.

"Harbi annemler nasıl izin verdi çıkmana?"

"Annemlerden izin alan kim?"

Gülmeye tekrardan başlarken kardeşlerime baktım. Onlar benim herşeyimdi.

"Ay abi o ne öyle sevdalı gibi ikide bir gülüyorsun. Melike'ye tutuldun yoksa?"

Aniden sorduğu soruyla yutkunma isteği gelirken başaramayıp öksürme krizine girdim.

"Helal helal!"

Diyar bir yandan sırtıma vururken bir yandan da konuşuyordu. Bense arabayı sürmeye çalışıyordum. Konağı henüz bitiremeden sağa çekerek arabayı park ettim.

"Abim öyle aniden sorulur mu ya Melike'den bahsediyoruz sonuçta. Ayrıca hepimiz gülüyoruz şey yani"

"Ne yani? Hem nolmuş ki Melike olsa bence Derbas ile gayet yakışıyorlar bak bakayım bana evet çok yakışıyorlar."

"Boşver abim."

Aynadan Derbas ile göz göze geldiğimizde korkakça gülümsediğinde içten bir gülümseme ile karşılık verip önüme döndüm. Koskoca Derbas Atabay ufacık bir kıza sevdalanmaktan korkuyordu.

Sahi hep öyle olmaz mıydı? Tüm dünyaya kafa tutarsın, hepsini ezer geçer zirveye çıkarsın ama gittiğin yolda birini görürsün kafa tuttuğun dünya başına yıkılır. Zirveye çıkabilecekken o kişi için o aşağı iniyor diye peşinden gidersin... Masallarda hep böyle olmuyor muydu?

•SON•

Hayatımda yazdığım en kısa bölüm bundan sonra böyle yazmayı düşünüyorum kısa kısa ama sık sık dediğim gibi sınırlama yada haftalık yapacağım şimdilik, iyi bakın kendinize💗

İhanet •Berdel•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin