1.Bölüm

3.7K 22 2
                                    

Herkese merhaba buradaki ilk kitabim. Yıllardır okuyucuyum. Ara ara da yazarım. Hiç bir yerde yayımlamadım. Okunur mu beğenilir mi bilmiyorum ama bir anı olarak kalsın istiyorum. Eğer beğenirseniz buraya yorum bırakmayı unutmayın ki bende bu macerama devam edebileyim. Ayrıca bu kitapta yetişkin içerik de bulunacaktır o yüzden şimdiden bildireyim dedim. Keyifli okumalar.




-Sevilay Hanım, mimarlıktan Arzu Hanım'ı odama çağırın. Sizin de işiniz bittiyse çıkabilirsiniz.


Mesai saatinin bitmesine bir saat kalmıştı bugün bu işe bir son vermek istiyorum diye düşündü. Zira artık dayanacak hali kalmamıştı.


Yaklaşık bir ay önce şirkete geldiği gün asansöre binmiş o günkü toplantısını düşünüyordu. Gözlerini yere dikmiş aklındaki planları tek tek sıralıyordu.


Birkaç kat çıktıktan sonra asansör kapıları açıldı. Karşısında uzun, zayıf ,beline kadar uzanan kahverengi saçları olan buğday tenli bir kadın bindi. Bu kadını ilk defa görüyordu. Kadın asansöre bindi ve arkasına döndü. Tam önünde durdu. Gözlerini kadına dikmemek için yere baktı ama bu çok kötü bir fikirdi. Dalga dalga saçları kalçalarında bitiyordu. Gözleri, dizlerinin altında biten ,siyah kalem eteğinin sımsıkı sardığı yuvarlak kalçalarına takıldı. İçi gıcıklandı, sertçe yutkundu. Tekrar gözlerini kaldırdığında karşı aynadan kadınla göz göze geldi. Siktir kadın onu incelediğini farketmisti. Tam o sırada asansör açıldı , baş döndürücü kokusu ve enfes kalçalarını da ondan uzaklaştırdı.


Bulundukları kata baktı mimarlık katıydı. Acaba müşteri mi yoksa çalışan mı diye geçti aklından .


Sonra aklında uçuşan ateşli düşüncelerini de alarak kendi katına çıktı. Odasında kahvesini yudumlarken toplantıdaki detayları düşünmek yerine kadını düşünmeye başladı.


Asla çapkın bir adam değildi. Öyle ki şirkette hiçbir çalışanına veya müşterilerine dahi o gözle bakmazdı. Hatta iş disiplini yüksek bir adamdı. Tam bir ilişki adamıydı. Gerçi uzun zamandır bir ilişkisi de olmamıştı. Şimdi bu yaşadığı neydi?


Şuan kadını masasına eğip arkasına dayanıp sıkı kalçalarının arasına dolmak istiyordu. Siktir bu düşünceden kurtulmalıyım, kadını tanımıyorum bile diye geçidi içinden. Ama bu kadını bulmalı en azından aklında yer etmesine engel olmalıydı.


Öğleden sonra yeni proje için şirketteki bütün mimarların olduğu bir toplantı ayarlattı. Eğer bizim şirkette ise onu ancak bu şekilde bulabilirdi. Umarım müşteri çıkmazdı.


Birkaç saat sonra büyük toplantı salonunda bütün mimarlar toplantıya katıldılar. Salona girdiğinde hızlıca gözleri onu aradı. Toplantı kalabalıktı onu bulması biraz zaman aldı. Demek bizim çalışanımız diye içinden geçirdi. En azından onu gün içerisinde bir şekilde görebilirdi. Neden ona karşı bu kadar çekildiğinin de farkında değildi doğrusu. Sadece onu etrafında istediğinden emindi.


Yeni projesi ile ilgili detayları anlatırken ayağa kalktı ve salonda dolaşmaya başladı. Bundaki amacı kadının parmağında yüzük olup olmadığını tespit etmekti. Dikkat çekmemek adına birkaç tur dolandı ve en sonunda kadının başucuna dikildi ara sıra etrafa bakıyor göz ucuyla da kadını inceliyordu.


Sonra kadının adının ne olduğunu bilmediği aklına geldi o kadar dalmıştı ki adını öğrenmek şimdi aklına geldi. Nasıl öğrenebilirdi? Proje ile ilgili bir soru sordu ve çalışanlardan fikrini söylemelerini istedi. Bu sayede sesini de duyabilecekti. Belki sesini duyarsa ilgisini de kaybeder diye düşündü.


Sıra kadına gelince siz ne düşünüyorsunuz diye sordu ve hemen arkasından ekledi.


- Pardon isminiz neydi?


Kadın adeta büyülü sesiyle adama cevap verdi.


- Adım Arzu Uysal, Burak Bey dedi.


Demek adı Arzuydu sesi de adeta ruhunu okşamıştı. Adamın düşündüğü gibi olmadı, belki sesini duyarsa içindeki bu histen kurtulur diye düşündü ama aksine adeta içinde bir alev topu oluştu.


Kendine bir türlü anlam veremiyor, uzun zamandır yaşamadığı hislerin içerisinde buluyordu. Bir de üstelik bugün kadına yakalanmıştı. Allah'tan şirketin patronuydu. Arzu proje ile ilgili konuşuyor ama bir türlü adamın kulağına gitmiyordu. Adeta şiir okuyor gibi geliyordu kulağına. Üstüne üstlük gözlerini dikmiş kadını incelerken birden toplantıda olduğunu hatırladı.


Dikkat çekmemek adına birkaç kişiye daha söz verdi ama onları da dinlemedi. Amacına ulaşmıştı. Çekildiği bu kadının kendi şirketinde çalıştığını ve adının Arzu Uysal olduğunu öğrenmişti artık. Umarım adı gibi arzulu ve uysaldır diye geçirdi aklından. Parmağında da yüzük olmadığına göre artık bu kadın radarına girmişti. Aklında çok fena düşünceler dolaşıyordu.


Birkaç haftadır türlü bahanelerle Arzu ile görüşmüş ama bir türlü ilerleme kaydedememişti. Sık sık onu inceliyor konuşmasını tavrını ölçüyordu. Konuşması gayet kibardı. Akıllı ve becerikli olduğu da aşikardı. Giyim kuşamı gayet düzgün tavırları da asla lakayt değildi. Yüz hatları olarak harikulade değildi belki ama kendine has duru bir güzelliği vardı. Nerdeyse hiç makyaj yapmıyor denecek kadar sade makyaj tercih ediyordu. Ela gözlerini çevreleyen kirpikleri uzun ve hacimliydi. Dudakları kalın ama asla silikonlu durmuyordu. O dudakları soluksuz bırakacağı günü iple çekiyordu.


Gördüğü ilk günden beri asla göğüs dekoltesi görmemişti. Halbuki göğüsleri hatırı sayılır derecedeydi. Elleri ah o elleri bir gün orada sorgusuzca gezecekti.


Yürürken gayet zarif kuğu edasıyla salınıyordu Her daim dizlerinin altında giyiniyor ve çoğu zaman o kalçalarını gözlerinden mahrum edecek eteklerle dolaşıyordu. Halbuki onu her gördüğünde aklına ilk ,ikiye ayırdığı bacaklarının önünde nasıl sergilendiğini hayal etmek , sonra da deli gibi içini doldurduğu düşünceler doluşuyordu.


Acaba neydi bir türlü adını koyamıyordu .Şehvet mi? Bunu denedi başka kadınlarda birlikte oldu ama hala onu istiyordu. Gizem mi? Hayatını araştırmış her şeyi öğrenmişti. Hala istiyordu. Son olarak; Aşk mı dedi? Aşk nasıl birsey onu bilmiyordu.


Çevresinde birçok kadın vardı hayatına girmek isteyen. Kimisi şehvetiyle kimisi gizemiyle etkilemeye çalışıyordu. Halbuki Arzuda bunların hiçbiri yoktu. Hiçbir şekilde ne dikkat çekecek kadar çarpıcı giyiniyor, makyaj yapıyor. Ne de kendisine karşı bir alakası olduğunu hissettirecek hareket yapıyordu. Dümdüz sadece bir kadındı. Burak artık karar vermişti. Arzu onun hayatında olmalıydı ama nasıl? Bugüne kadar hep kadınlar onun hayatına girmeye çalışmıştı. Şimdi Arzu'nun hayatına nasıl gireceği ile ilgili hiçbir fikri yoktu.

Umarım beğenmişsinizdir . Beğendiyseniz devam bölümlerini de atarım. Teşekkürler


ARZUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin