11.Bölüm

1.5K 21 2
                                    

Slm herkese bölüm hazır olunca dayanamadım.

Burak değilmiş gelen

Nedir bu kadınların çektiği ya hu

Kısa geçiş bölümü

***


Tufan denen şerefsiz beni beklemişti belli ki. Neyse ki sokak tenha değildi bir şey yapmaya kalkamazdı ama sesi ve varlığı beni tiksindirmeye yetti.



-Eee Arzu'm nasılsın! Seni evine bırakayım mı? Hem orada biraz vakit geçiririz emin ol gönlünü hoş tutarım. Sonra devamlı beni istersin.



Tekrar yürümeye başladım. Konuşmak istemiyordum yoluma bakıp devam edecektim ama susmadı.



- Arzu o kalçaların o güzel dudakların aklımdan çıkmıyor yıllardır seni düşünüyorum. Bir kere bana şans versen olmaz mı? Bir kere o bacaklarının arasında olsam sen de benden vazgeçemezsin, memnun ederim kızım seni.



-Tiksinti ile dönüp baktım arkama resmen o pis gözleriyle beni baştan aşağı süzüyordu. Öfkelendirmek de istemiyordum ama uzaklaşmam lazımdı. Otobüs gelseydi binip giderdim niran önce. İnşallah peşimden gelmez diye ümit ettim ama kelimelerine sahip çıkamıyordu bu geri zekalı adam.



Etraf kalabalıklaşınca kulağıma kadar eğildi:



-Alacağım kızım seni bir gün, bugün değilse yarın benim olacaksın. İnleteceğim seni altımda bak görürsün demedi deme şimdi git. Ben seni nasıl olsa bulurum. Emin ol bu çok uzun sürmeyecek dedi.



Ellerimde torbalar durakta kaskatı duruyordum. Ne konuşabiliyor ne adım atabiliyordum bitmemişti kabusum yıllardır içimi kemiren korku, onun yüzünden kendimi hayattan soyutlamam bitmemişti. Ufak bir titreme aldı beni sonra soluma doğru baktığımda pis pis sırıtarak gidiyordu Allah'ın belası.



Duraktaki bankda oturdum öylece bekledim. Birçok otobüs geldi geçti ama ben ne yapacağımı bilemedim. Hangisine binecektim nasıl gidiliyordu evime aklım durmuştu.



Kendime geldiğimde hava kararmıştı. Bu sıcak havada ellerim ayaklarım buz tutmuştu. En sonunda gelen otobüse binip evime doğru ilerlemeye başladım.



Peşimi bırakmayacaktı bu Allah'ın belası, beni rahat bırakmayacaktı. Bir şeyler yapmam gerekiyordu yoksa sonu iyiye gitmiyordu.



Birkaç otobüs değiştirdikten sonra sonunda evime vardım, içeri girdiğimde Tarçın beni bekliyordu. Onun ihtiyacını gidermek için hızlıca parkta bir tur attırdım.



Eve gelince kenara bıraktığım eşyaları mutfak dolabına kaldırdım sonra ılık bir duşa girmek için banyoma girdim. Saat geç olmuştu duştan çıktıktan sonra vücudumda bir titreme olduğunu fark ettim. Ateşim vardı bu adam yine benim bedenimi ve ruhumu hasta etmişti.



Ateşimi ölçtüğümde ateşimin çok olduğunu fark ettim, ilaç alıp yatağa yattım babamla konuşmak istiyordum ama şu an geç olduğu için bunu başka güne ertelemek zorunda kaldım. Zaten kolumu kaldıracak halim de kalmamıştı.



Ateşim biraz düştüğünde üstüme kalın battaniyeyi çekip uyumaya çalıştım. Rüyamda devamlı Tufan denen iğrenç adamı görüp irkilerek uyanıyordum. Tekrar dalıp uyuduğumda yine Tufan pisliğinin bir yerlerde bana saldırdığını görüyor tekrar uyanıyordum. Ateşim biraz düşmüş olsa da hala kendimi hasta hissediyordum.



Sabah kalkıp projeyi teslim etmem sonra da duygularımı Burak Bey'e bir şekilde açmam gerekiyordu ama o kadar halsiz ve hasta hissediyordum ki bugün işe gitmem imkansızdı. Sabah Tuğçe'yi aramış hasta olduğumu söylemiştim. Sonra da Tekin Bey'i arayıp haber vermiştim. Keşke dün annemlere gitmeseydim diye düşündüm.



Tekin Bey rahatsız olduğum için iki gün gelmeyebileceğimi söyledi ama bu sabah projelerin sunumu olduğu için Tuğçe erkenden uğramış benden almıştı. Bugün el mahkum sunumu Tuğçe yapacaktı. Acaba Burak Bey ne düşünmüştür diye aklımdan geçti.



O kadar özledim ki o deniz kokusunu, keşke yanımda olsa bana sarılsa dizlerinde yatsam. Bana hepsi geçecek hep yanındayım dese. Az kaldı deniz kokulum sana duygularımı söyleyeceğim az kaldı.

Buraya Tufan itine tokat yumruk tekme küfür bölümü bıraktım atış serbest.

Ay duygularımızı söylemeye az kaldı.

Çok heyecanlı.


ARZUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin