TANIDIK BİR ÇİFT, KAHVE GÖZ (1 Bölüm)

69 10 8
                                    

YASEMİN:


Arka patileriyle toprağı eşeledi, Rudy. Sonrasında ağzında tuttuğu kemiği, kazıdığı çukura yerleştirip üzerini kapattı.

Köpek bile olsa o da zamanın farkındaydı ve geleceği için planlar yapıyordu! Bir süre öylece durup düşündüm , cama çarpan yağmur damlaları çoğaldı ve yağmurun şiddeti arttı. aynı anda kapıya takılı zil sesini duydum, Tomdu gelen. Saat sekiz olmuş muydu?

Beni görünce gülümsedi; ondan önce gelmemede, kafeyi açmamada alışmıştı artık.

"Günaydın Yasmin!"

"Günaydın" onun coşkusunun yanında sönük bir selamdı benimkisi. Ama bana aldırmazdı, alışıktı bu duruma. Etrafa şöyle bir bakış attı ve sonrada tezgahın arkasındaki yerine geçti.

"Her zamanki gibi  bana yapacak bir iş bırakmamışsın" konuşurken bir yandan da az şekerli, sütlü kahvesini hazırlıyordu.

"Merak ediyorum hiç uyuyor musun sen?" gözlerini yüzüme dikti, yüzümde ne gördüyse başını geri çevirdi.

Nasıl görünüyordum acaba? Aynalara, görerek bakmayalı o kadar uzun zaman olmuştu ki?

"Yada uykuyu sevmiyorsun, her neyse. Su ısıtıcısının derecesini yükseltsem iyi olur. Dışarısı gerçekten çok soğuk" sessizliğime alışmıştı Tom o yüzden cevap vermememi bile umursamıyordu çoğu zaman. 

Bakışlarım yeniden cama kaydı, hava karanlıktı, güneş bulutların arkasına gizlenmiş bir türlü yüzünü göstermiyordu. Birazdan yeni kapının sesi duyuldu ve yağmurda oldukça ıslanmış olan üç kişi içeriye aceleyle girdi, beraberlerinde soğuk havayı da getirmiştiler. Üç arkadaş kendi aralarında gülüşerek cam kenarındaki masaya yöneldiler. İki kız bir erkekti, onlar montlarını çıkarırken bende kalktım yerimden. Birazdan doluşurdu burası, öğretmenlerde dahil çoğu öğrenci günün ilk kahvesini burada içerlerdi.

Saat geçtikçe yoğunlukta artmıştı, servis yaparken bir yandan da boşalan masaları toparlıyordum.

"Sanırım yeni bir garson almanın vakti geldi, böyle yetişemiyorsun. Üstelik senin içinde zor oluyor."

"Ben halimden memnunum "diye mırıldandım Toma ve bu doğruydu da. Çalışmak iyi geliyordu; kafamı dağıtıyor ve düşünmemi engelliyordu. Benimde tek istediğim buydu hiç bir şey düşünmemek! Elbette bu çok zordu ama ben bunu da öğrenmiştim, aklıma gelen kötü düşüncelerden kurtulmak için kendimi her daim meşgul tutacak bir şeyler buluyordum. Sabah saat altı olmadan önce uyanıyor ; kafeyi açıyor, servisleri hazırlayarak müşterileri bekliyordum. Sonraki beş saat tam bir koşuşturmaydı; servis yapıyor, masaları topluyor, bulaşıkları yıkıyordum. 

Tom, sürekli birilerini almaktan bahsediyordu ama ben bunu istemiyordum, halimden memnundum. Kafede işim bitince hızla çıkıp derse yetişiyordum. Ders programım yoğundu, artarda üç bazen dört derse giriyordum. Ders aralarında; kitap okuyor, ders çalışıyor her daim zihnimi meşgul edecek bir şeyler buluyordum.

Hukuk okuyordum, üçüncü sınıftım şuanda, neden hukuk bölümünü seçtiğimi hatırlamıyordum, gerçekten amacım neydi? Benim gibi bir insan nasıl başkalarını savunacaktı ki! Düşüncelerim yine yanlış yerlere kayıyordu, kaymaması gereken yerlere!

Defterime kitaptaki önemli kısımları geçirmeye başladım, öğretmen gelinceye denk bu beni meşgul ederdi.

İyi bir Hocaydı Bay Mike aynı zamanda da ilginç; sınıf içinde bizi farklı gruplara ayırıyor ve tartışmamız için değişik konular öneriyordu. Normal sessizliğimi sınıfta bozmaya çabalıyor, derslere katılmaya çalışıyordum ama bu bile yük olmaya başlamıştı bana. İnsan sustukça alışıyordu sessizliğe!

YaseminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin