Yasemin...
"Evet iyileşecek ve ben yanında olacağım, sonsuza kadar!" ve dudaklarını son kez saçlarımda hissettim...
Ona ne kadar acı çektirdiğimi şimdi daha iyi anlıyordum, onu ne denli üzdüğümü... Hayatımdaki tek iyi şeyi kendi elimle mahf ediyordum. onun ağzından duyduğum şeylerden sonra ona sırtımı dönüp gidemeyeceğimi de biliyordum, zaten bunu yapmakta istemiyordum. O benim iyileşmek için son şansımdı.
"Peter çıktıktan sonra anca gözlerimi açtım. Baş ucuma birde not bırakmıştı.
"Hey günaydın" diyen Rozanın sesi gerginliğini gizlemeye çalışır gibiydi
"Günaydın" dediğimde benim sesimde kısıktı
"Peter gitti, senin için bir not bıraktı" dediğinde zaten fark ettiğim notumu aldım
"üzerimi değişmek için eve gidiyorum. Kahvaltı için taze çörek alacağım, kahvelerde senden. Kafede görüşürüz"
notu okumayı bitirdiğimde, hazırlanmak için kalktım. Roza bana baktı
"İyi misin Yasmin? konuşmak ister misin?" Onun endişeli yüzüne baktım ve daha fazla öfkelendim kendime, bundan sonra kimseye böyle hissetirmeyecektim.
"İyiyim. Artık daha iyi olacağım!" banyoya hazırlanmak için geçtiğimde, nasıl daha iyi olunur bilmiyordum. Bir ara makyaj yapmayı bile düşünmüştüm ama o kadar uzun süredir yapmıyordum ki onu bile becerebileceğimi düşünmüyordum.
Kafeye geçtiğimde Peter henüz gelmemişti.
"Hafta sonunuz nasıl geçti, eğlendiniz mi?" diyen Toma baktım
"Evet, Peterle yamaç paraşütü yaptık çok eğlenceliydi!"
"Peter macerayı seviyor"
"oldukça!" her zamankinden fazla konuşuyor, mutlu görünmeye çalışıyordum ama kısa süre içinde bunu başaramadığımı anladım. Çünkü Tom bana hayalet görmüş gibi bakıyordu. Birazdan Peter geldi
"Günaydın ! " dedim hemen, neşeli görünmeye çalışarak
"Günaydın" derken kaşı havalanmıştı
"Hoş geldin Peter" diyen Toma da selam verdi Peter ve bana döndü
"Çörekleri getirdin mi? kahveleri hallediyorum ben" şüpheli bir ifadeyle yüzüme baktı
"Evet?"
"Bende acıkmıştım" derken mutfağa geçtim. O da beni izledi. Ben kahveleri hazırlarken o çörekleri servis tabağına alıyordu ama aslında amacı beni izlemekti
"Her şey yolunda mı?" ona baktım
"Evet, bir sorun yok!"
"Sen?" diye mırıldandığında
"Ben iyiyim. Sadece biraz acım" yanıma gelerek kolumu tuttu
"Yasemin?" gözlerinde cevapsız sorular vardı
"Sen haklıydın. İyileşebilirim, sadece daha çok çaba harcamalıyım" omuz silktim
"İyi olacağım" gözleri hala endişeliydi
"Benim için endişelenme, ben şefkatini hak edecek biri değilim" dediğimde, hızla karşı çıktı
"Sen harikasın, her anlamda ve şefkat göstermiyorum. Gerçekten endişeleniyorum"