BENDEN VAZGEÇİN (2 BÖLÜM)

39 10 0
                                    



Yasemin


"Rica ederim" onları arkamda bırakıp işime geri döndüğümde kalbim, göğsümden çıkmak ister gibi çırpınıyordu, titreyen ellerimin de bana pek yardımcı olduğu söylenemezdi. Mutfağa geçtiğimde biriken yığınla bulaşığı gördüm, hızla bulaşıkları yıkamaya başlarken. sıklaşan nefesim bana yeni bir krizin eşiğinde olduğumu gösteriyordu. Derin nefesler alıp verirken bu anda kalmaya çalışıyordum, elimden kayıp düşen fincan parçalara ayrıldığında. Gözlerimden de yaşlar boşalmaya başlamıştı. 

Bende kırık fincan parçaları gibiydim, binlerce parçaya ayrılmış, tozla buz olmuş bir ruhu bu bedende bir arada tutmaya çalışıyordum!


Tom geldiğinde kırıkları topluyordum.

"Her şey yolunda mı?" gözlerimi sildim hızla

"Evet, bir fincan sadece." yüzüne bakmasam da sesinden endişelendiğini anladım

"Sen iyi misin? bulaşıklar sonraya da kalabilir."

"Her şey yolunda" dememe rağmen hala bekliyordu. Başımı kaldırarak ona bakmaya zorladım kendimi

"Gerçekten"...

Yurda döndüğümde oda arkadaşım yoktu. Anlaşılan bir hoş çakalı bile çok görmüştü bana, bir sakıncası yoktu ben alışıktım nasılsa, hoşlanmazdım zaten vedalardan da. Uzun süre ders çalıştıktan sonra yatağa girdim.  Yarın cuma günüydü.  Ayşe ile konuşacaktım; önce hatırımı soracaktı, nasıl olduğumu, havayı, derslerimi,  sonra kendi anlatacaktı ; orayı , olanları, onları ama ben dinlemeyecektim onu! tabi o beni görmediği için bilmeyecekti bunu anlatacaktı, anlatacaktı... sonrada kendime iyi bakmamı söyleyip kapatacaktı.

Avucuma aldığım yüzüğü, sıkarak uyumaya çalıştım...

İkinci kez çaldı telefon ve sonra Ayşenin sesi duyuldu. hızla konuşmaya başladığında sıkıntıyla soludum: "Burada havalar çok soğudu bu kış çetin geçecek, sizinkiler desen-" açık bir şekilde masaya koydum telefonu ve başımı ellerimin arasına aldım. sesi uzaktan vızıltı gibi geliyordu, hala anlatıyordu! Dalgın bakışlarım dışarda hızlanan yağmurdayken kapının sesi duyuldu, zil sesinden sonra saçlarından sular damlayan Peter içeriye girdi, yüzünde bir gülümseme vardı.

"Dışarısı çok soğuk, yağmur hiç durmayacak gibi!" gözlerine bakmadan yüzüne diktim bakışlarımı. saat kaç olmuştu acaba? telefon hala açıktı ve ayşenin vızıltıyı andıran sesi duyuluyordu.

"Evet, tabi" derken. geçip cam kenarındaki masaya oturdu. Masanın üzerinde açık duran telefonu alarak, kapatmam gerektiğini söyledim. görmesem de Peterin bakışlarının üzerimde olduğunu hissedebiliyordum.

"İçecek bir şeyler ister misin?" masada duran bardağıma baktı

"Evet iyi olur, sen ne içiyorsun? aynısından olabilir"

"Kahve, sade" dediğimde gülümsedi

"harika olur!" ben onun kahvesini hazırlarken oda camdan dışarıda ki köpeği izliyordu, kafeyi açarken yemesi için çörek vermiştim ona şimdide kafenin etrafında dolaşıp duruyordu. kahvesini masaya koyarken bakışları üzerime döndü

"teşekkür ederim. Sanırım oda yağmurdan pek hoşlanmıyor" diyerek köpeği kast etti. benim bakışlarımda köpeğe döndü

"Adı Rudy biliyorsun değil mi? aslında bunu unutmuştum o yüzden

YaseminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin