Yasemin...
Bu konuşmayı gerçekleştirmeliydim...
Durduğumuz yokuşta, arabaya yaslanmış aşağıda yer alan manzarayı izliyorduk.
Ona söylemek istediklerim vardı. Yanımda sessizce beklese de kaçamak bakışlarında gizlenmiş merakı görebiliyordum.
İstemsizce parmaklarımla oynarken kendimde konuşmak için yeterli gücü bulmaya çalışıyordum.
"Ben, bana karşı hissettiklerinin farkındayım Peter ve sana yalan söylemek istemiyorum. Sen çok daha iyisini hak ediyorsun." konuşmak istediğinde elimle susturdum onu
"Lütfen izin ver bitireyim." sessiz kaldığında devam ettim
"Sana karşı şuanda öyle şeyler hissetmiyorum" diye itiraf ettim ona karşı dürüst olmak istiyordum
"Ama senin yanında iyi hissediyorum, güvende ve bunun benim için önemini anlatamam bile"
Kahve gözlerinde bir öfke veya üzüntü aradım ama oldukça sakin duruyordu. Belki de duygularını gizleme konusunda benden çok daha iyiydi.
"Eğer bana zaman tanırsan, belki o zaman hislerimde değişir ama tanımazsan da anlarım ve hayatından çıkarım. Benim yüzümden acı çekmeni istemiyorum. Benim için önemlisin" sustuğumda kahve gözleri kıpırdamadan gözlerimdeydi bana içimi görmek ister gibi bakıyordu
"Acı çekmiyorum" dediğinde bunun doğru olmadığını biliyordum. Bana uzandı, dokunmak istediğini görebiliyordum ama korkuyordu. Eli geri indiğinde
"Yanında olmak istiyorum, seninle olmak ve bunun ne kadar acı çektirdiği umurumda değil!" dediğinde ifadesi oldukça ciddiydi
"Söyleyeceğin başka bir şey yoksa, gidelim mi artık?"
"Hayır, aslında var" dediğimde bende onun endişeli yüzünü izliyordum
"Nedir?" diye sorduğunda bu kez çekinken di
"Şey, sen?"
"Evet"
"Bana dokunmaya korkuyorsun" dediğimde bu aslında bir soru bile değildi
"Seni incitecek bir şey yapmak istemiyorum" dediğinde sesindeki sıkıntıyı duyabiliyordum
"Bu, beni incitmez" dediğimde ona verdiğim tavizin o da en az benim kadar farkındaydı. Hala kararsız görünüyordu
"Artık bana dokunurken izin istemene gerek yok" dedim önceden söylediklerime atıfta bulunarak. Yüzünde gizemli bir gülümseyiş belirdi
"Emin değilim. Bu iyi bir fikir olmaya bilir, yani senin için"
"Neden?" diye sorduğumda şaşkındım
"Bu muhtemelen yanından hiç ayrılmamam demek olabilir. Seni bir an bile bırakmayabilirim"
omuz silkerken
"Belki de bırakmanı istemiyorumdur" diye mırıldandım. Kahve gözleri parıldarken, bu kez tereddüt etmeden uzandı ve beni göğsüne çekerek sıkıca sarıldı
"Bende asla bırakmam"
Arabaya bindiğimizde bile elimi tutuyordu bu yol boyu bile sürdü, arabayı kullanırken elleri bir an bile ellerimden ayrılmadı, yüzünde de en tatlı gülümseyişi vardı. Yurda vardığımızda benimle beraber indi