5. BEKLENMEYEN DURUMLAR

65 7 11
                                    


5. BEKLENMEYEN DURUMLAR

gece mavisi, elyas & taha

"Hadi millet, acele edin, kalkın, gidiyoruz."

Beynimin içerisine şimşek gibi çarpan cümle, zihnimin içerisinde birkaç kez tekrar etti.

Ne oluyordu? Neden gidiyorduk?

Şaşkınca Ceylin'e baktığımda, çarpazımda uzanan Tanay'ın ayaklandığını ve onun da benim gibi şaşkınca baktığını fark ettim.

"Nereye lan?" diye sordu Tanay şaşkınca Ceylin'e bakarken. Daha sonrasında bana baktı. "Ee, bu güzellik bana daha makyaj yapacaktı?"

"O güzellik bu gece sana makyaj falan yapamaycak canım," dedi Ceylin. Bana bakarken gülümsedi. "Bunun gıcıklığından bugün kurtulsun, hadi iyisin, Alinoş."

"Neden ki?" diye sordum şaşkınca. Ceylin tam ağızı açıp bir şey diyecekti ki, Tanay'ın sesi kulaklarımı doldurdu. "Ne oldu güzellik? Beni çok mu sevdin?" Ceylin'e baktı. "Bak, beni hani sevmezdi? Sevdi, sevdi. Çok güzel sevdi."

Ona doğru baktım. Yüzümde yapmacık bir gülümseme oluştuğunda dudaklarımı araladım. "Bayıldım ya sana."

"Bak," dedi Tanay göğüslerini kabartarak. "Bana bayıldığını biliyorduk."

Ters ters ona bakmaya başladığımda Ceylin kahkaha attı ve kafasını iki yana salladı. "Salak bu çocuk."

"Cidden öyle." diye mırıldandım. Sessiz bir şekilde mırıldandığımı zannediyordum ki, Tanay'ın bakışları bana doğru döndü.

"Ne dedin, ne dedin?" diye sordu şaşkınca. "Az önce dünyanın en mükemmel insanı sensin diye iltifat ediyordun!"

"Buna yoldan öylesine geçen birisi bile inanmaz," dedim göz devirirken. Sandalyenin baş ucuna düşen çantamı aldım ve omuzlarıma taktım.

Saçlarımın tekrardan belime doğru akmasını sağlarken Ceylin'e baktım. "Bir sorun mu var?" diye sorduğumda Ceylin telefon ile ilgileniyordu. Bakışlarını bana doğru çevirdi ve tebessüm etti.

"Hayır," Derin bir nefes aldı ve ellerini yüzüne doğru tutarak hava almasını sağladı. "Aslında evet."

"Ne oldu?" diye sordu Tanay. "Bugün de başımızdan bela eksik olmuyor anasını satayım ya."

"Harbi," dedi Ceylin, cümlenin içerisinde kurduğu kelime beni neden şaşırtmıştı bilmiyordum. Bana doğru baktığında yüzü sıkıntılı bir hal aldı.

Ne oluyordu? Hiç başlamadan gitmemi mi isteyeceklerdi? Elimdeki tek şans da mı gitmişti yani?

Nefes al, Alina. Derin derin nefesler al.

Ceylin dudaklarını aralarken, "Set arasında oluşan teknik sorunlar dolayısıyla bugün çekim olmayacak. Gecenin köründe seni böyle rahatsız ettiğim için üzgünüm." diyerek cümlesine devam etti.

"Sorun değil." dedim samimi bir şekilde. Gerçekten sorun değildi. Ama bir daha hiç mi gelmeyecektim? "Görev hâla benim üstümde mi peki?"

"Hayır hayır," dedi Ceylin hızlıca. "Sen görevine devam ediyorsun. Sadece çekim ertelendi. Ne zaman olur bilmiyoruz. Yedek malzemeler hazırlanıyor şimdi. Yarın gece olur büyük ihtimalle. Ben duruma göre sana haber vereceğim."

Rahat bir nefes aldım. Kurduğu cümle beni fazlasıyla rahatlatmıştı. Eğer bu sefer de olmasaydı gerçekten pes etmeyi düşünürdüm. Yüzerken durmadan kıyıya vurmaktan sıkılmıştım çünkü. Cidden hak ediyor muydum böyle olmasını? Tam elime nihayet o makyaj malzemelerini alacağım dediğimde neden tüm bunlar oluyordu? Şansızlık mıydı bunun adı?

GECENİN ARDINDA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin