5. Yabancı

103 10 13
                                    

Bir Annenin Oğluna Nefreti Günlüğünden Alıntı;

Kimse senin için hiçbir şey yapmayacak, erkek çocuğu.

Kavga etmişsin bugün okulda. Kimse sana yardım etmemiş, geldiğinden beri niye kimse beni sevmiyor diyerek ağlıyorsun. Seni kim, niye sevsin ki? Yüzünü gördüm, kan içindeydi. Anne dedin ağlayarak, canım acıyor. Benim istediğim bu zaten erkek çocuğu, niye bana ağlıyorsun? Belki büyüyünce diyeceksin kendine, bana kaç kere ağladın... Söyleyeyim erkek çocuğu, sana hiç ağlamadım. Kızımın saçının teline zarar gelse gözyaşlarım sel olur dünyayı bir annenin gözyaşları esir alır. Ama sen benim hatamsın erkek çocuğu, oğlum değil.

Sen, sana ağlamamı bile hak etmiyorsun.

Deli'den;

Küçükken annem benimle ilgilensin diye hastayken pek naz yapardım. Hastayken çok çekilmez biriydim, kimse de çekmemişti zaten beni.

Hiçbir şey yapasım gelmiyordu. İştahım kapanmıştı, yataktan çıkmaya bile üşeniyordum. Bugün ortak avlu günüydü. Birkaç koğuş birleşip bir avluda toplanıyordu. Açıkçası çıkmak istiyordum, temiz havaya ihtiyacım vardı fakat her ayağa kalktığımda başım döndüğü için yanımda birine ihtiyacım vardı. Ama burada kimseden isteyemezdim.

"Nasıl oldun?"dedi yanıma gelen Selim.

"En azından artık üşümüyorum." diye mırıldandım. "Ama boğazım fena acıyor."

"Kahvaltıdan sonra nane limon yaparım sana, iyi gelir."

"Eyvallah."dedim kafamı sallayarak. Gülümsedi.

"Ne diyeceğim sana,"dedi ufak bir heyecanla. "Sen ateşlenince Karan abi baya korktu. Onu daha önce hiç böyle görmemiştim. Seni geri yatağa yatırdı, uyudun hatırlarsan. Adam resmen dakika başı gelip ateşine baktı. Yükseliyor gibi olduğunda panikleyip seni revire götürmeye kalktı ama düşürdük ateşini."

Hayretle gözlerim büyüdü. Karan'a nolmuştu da ayıdan dayıya dönüşmüştü?

"Pişmanlık duyduğu için böyle galiba,"dedim utançla.

"Galiba."dedi Selim de fakat sesinde bariz bir ima vardı.

"Bugün avlu günü. Çıkabilecek misin?"

"Bilemiyorum. Çok fazla ayakta kalınca başım dönüyor."

"O iş Karan abide."diyerek göz kırptı. Yutkundum. Beni çıplak gördüğü için utanıyordum, nasıl olacaktı bu iş...

Selim yanımdan ayrılıp Karan'ın yanına gitti. Bir şeyler söylediğinde Karan'ın gözleri beni buldu. Utançla bakışlarımı kaçırdım. Yanaklarım yanmaya başladı.
Ben, annemin karşısında bile çıplak kalmamıştım.

Ona bakmamak için başımı yana çevirdim. Annemin günlüğü görüş açıma girdi. Sesli bir nefes verdim. Okumalı mıydım? Hayır, Deli. Şimdi değil. Yıkılırsın. Şimdi değil.

"İsimsiz çocuk,"diyerek yanıma oturdu Karan. "İyi misin, üşüyor musun?"

"Hayır,"diye mırıldandım. "Üşümüyorum."

"Güzel."dedi başını sallayarak. "Avluya çıkmak istiyor musun?"

"Bilmiyorum."

Verdiğim kısa cevaplar ona garip geliyor olmalıydı. Fakat çok utanıyordum, iletişim kurmak bile yanaklarımın kızarmasına yetiyordu.

"Baş dönmesini sorun ediyorsan etme, ben yanında olacağım."

"Söz mü?"dedim birden.

"Söz."dedi ve hafifçe güldü. Onu ilk defa gülerken görüyordum. Gülümsemesi çok güzeldi. Tövbe tövbe neler diyordum ben?

Kalbimin MahkumuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin