4. Hasta

98 8 10
                                    

Bir Annenin Oğluna Nefreti Günlüğünden Alıntı;

Seni hiç iyileştirmeyeceğim, erkek çocuğu.

Baban söyledi, ateşler içindeymişsin bugün. Bunu ilk duyduğumda çok sevindim, belki havale geçirir geberip giderdin. Ama mutluluğum kısa sürdü, o iğrenç sesin tüm evde yankılanıyordu. Anne, diye haykırıyordun. Yardım et. Komiksin erkek çocuğu. Senin bir annen yok ki. Senin bir annen yok ve hiçbir zaman olmayacak. Bunu kabullenmen daha ne kadar sürer bilmiyorum ama bir an önce alışsan iyi olur bensizliğe. Şifalı çorbalarım, bitki karışımlarım sadece kızım için. Sana yok. Sana yasak.

Sen, seni iyileştirmemi bile hak etmiyorsun.

Deli'den;

"Deli, kalk hadi."

Birkaç kez öksürüp yüzümü yastığa daha da gömdüm. Üşüyordum. Boğazım da acıyordu. Hay anasını, hasta mı olmuştum?

"Noldu?"dedim kısık çıkan sesimle.

"Kahvaltı saati."

"Aç değilim."

Battaniyeyi üzerime iyice çektim. Yanaklarım çok fena yanıyordu ama ben üşüyordum. Saçlarım terden ıslanmıştı. Dudaklarım titredi.

"Bir sorun mu var Selim?"

"Deli'nin bir şeyi var abi ama çözemedim. "

Derin bir sessizlik oldu. Yavaş nefes alışlarım kulağıma dolarken ateşten aşağı olmayan tenime elimi bastırdım. Ateşim vardı. Hay ben böyle işin amına koyim. Bir bu eksikti.

"Deli?"dedi Karan sorarcasına. "İyi misin?"

Cevap vermeye mecalim yoktu. Titreyen dudaklarımı birbirine bastırdım ve yorgunca gözlerimi kapattım. Büyük ihtimal az sonra havale geçirecektim ama umrumda değildi. Zaten eninde sonunda ölecektim. Bu dünyada bana yer yoktu.

Bir sandalyenin çekildiğini duydum, irkildim ve daha da battaniyenin içine girdim. Terliyordum fakat buna rağmen donuyordum. Hasta olmaktan nefret ediyordum.

Birisi hızlı adımlarla yatağıma geldi. Oturduğunu çöken yatak ucundan anladım. Karan'dı bu.

"Deli,"dedi endişeyle. "Ses ver."

Bir şey demek istedim fakat dudaklarımı bile oynatamadım. Bilincim kapanmaya başlıyor gibiydi, aşırı uykum vardı.

Karan hızla battaniyeyi üzerimden çekip aldı. Yüzümü buruşturup kollarımı bedenime sardım. "Üşüyorum, üstümü ört." diyebildim zorlukla. Birkaç kez öksürüp gözlerimi sımsıkı kapattım.

Karan'ın sıcak eli alnıma değdi. Tepki vermeyerek gözlerim kapalı durmaya devam ettim.

"Sen yanıyorsun Deli!"dedi büyük bir endişeyle. Ayaklarımın üstünde duran battaniyeyi tamamen üzerimden aldı. Daha fazla üşümeye başladım. "Çok soğuk Karan."dedim titreyen sesimle.

"Ne yapacağız Selim?!"dedi korkuyla. Sesindeki korkuya anlam veremedim. Benim için niye korkuyordu ki?

"Abi soğuk duş falan mı aldırsak?" Selim de endişeli duruyordu. Az da olsa gülümsedim. Birileri benim için endişeleniyordu, bunu bilmek bile o kadar güzel bir histi ki.

"İyi fikir, ben yaparım."

Ben dalga geçtiğini falan düşünürken Karan'ın kaslı kolları bedenime dolandı. Bir kolunu dizlerimden geçirdi, diğer kolu ise belimi kavradığında hiç zorlanmadan beni kucağına aldı. Şokla duraksadım. "Karan, napıyorsun ya? İndir beni."

"Ateşin var Deli,"diye mırıldandı. "Duş alman lazım."

Cümle kuramayacak kadar yorgundum. Başım Karan'ın geniş göğsüne düştü. İlerlemek üzereyken göğsüne yaslanan başımla duraksadı. Gözlerinin yüzümde olduğunu hissettim fakat gözlerimi açmadım.

Boğazını temizleyip hızlı adımlarla ilerlemeye başladı.

"Abi, yardım lazım mı?"

"Hayır,"dedi keskin sesiyle. "Sakın içeri girmeyin."

Tuvalete girince beni tutan kolları daha da sıkılaştı. Aynı hızla duş kabinlerinin olduğu yere doğru ilerledi. Önüne ilk çıkana girdi. Kapıya arkamızdan kapatınca derin bir nefes aldım. Beni diziyle tutup suyu açtı. Ardından tekrar güçlü koluyla bedenimi sardı.

Soğuk su bedenimle temas ettiği anda titremeye başladım. "Çok soğuk."diyerek inledim.

"Geçecek,"dedi Karan fısıldayarak. Benimle birlikte o da ıslanıyordu. Benim için. Benim için soğuk suya maruz kalıyordu ve sesini bile çıkarmıyordu.

Islanan tişörtümün altından muhtemelen yaralarım görünüyordu. Bu utanmamı sağlasa da çok takmadım.

Ne kadar orada durduk bilmiyorum. En sonunda Karan suyu kapattığında seslice öksürdüm. Karan büyük bir hızla kapıyı açtı ve tuvaletlerin olduğu yere giderek beni bir klozetin üstüne oturttu.

"Kıyafet ve havlu alıp geleceğim, bekle tamam mı?"

Yalnızca kafamı salladım. Kısa sürede geri döndü. "Kendin giyinebilir misin?"

Havluyla saçlarımı iyice kuruladı. Emin değildim, kolumu kaldırmaya bile mecalim yoktu. Ses çıkarmayınca durumu anlayıp derin bir nefes aldı.

"Kollarını kaldır." Tişörtün uçlarından tuttu ve tek hamlede çıkardı. Karşısında çıplak kaldığımda irkilerek kollarımla kapatmaya çalıştım bedenimi.

Karan'ın vücudumu incelediğini fark ettim. İlk karnımdaki sayısız morluğa baktı. Daha sonra yanık izleri olan omzuma kaydı gözü. En son bir yerde takılı kaldı. Göğsümden başlayıp karın boşluğuma kadar inen bıçak izi. Annemin eseri.

"Göğsüne,"diye mırıldandı şaşkınca. "Noldu?"

"Kavga,"dedim omuz silkerek. "Önemsiz."

"Hayır, önemli." Kaşlarını çattı. "Kim yaptı bunu?"

"Karan, gerçekten önemsiz. Ayrıca lütfen acele eder misin, üşüyorum."

Sesli bir nefes verip yeni tişörtü kafamdan ve kollarımdan geçirdi. Zorlukla tişörtü düzelttim.

"Eşofmanı ben giyerim,"dedim sessizce. "Her şey için teşekkürler."

"Bekliyorum kapının önünde, bir şey olursa seslen."

Dışarı çıktığında ıslak pijamayı çıkartıp yeni getirdiği eşofmanı giydim. Zorlamıştı beni ama yapmıştım. Kapıyı açarak dışarı çıktım. Başım bir anlığına döndüğünde dengemi kaybettim. Yere düşmeyi beklerken öyle olmamıştı. Güçlü kollar beni yakalamıştı. Karan'ın göğsüne yaslıydı omzum.

"Neden beni çağırmadın?"diye mırıldandı endişeyle. Dizlerimi kavrayıp beni tekrar kucağına aldı. Başım anında göğsüne düştü.

"Karan,"diye mırıldandım uykuya dalmadan önce.

"Hm?"dedi sorarcasına.

"Teşekkür ederim, her şey için."

Uyku beni esir aldı. İyi bir dinlenmeye ihtiyacım vardı. Karan'ın derince iç çektiğini duydum.

Ateşim biraz da olsa düşmüş gibiydi çünkü daha az üşüyordum.

Tuvaletten çıkıp koğuşa geri döndü.  Bir şeyler konuşuldu fakat hiçbirini algılayamadım. Sırtım yumuşak yatakla buluştuğunda iyice kendimi bıraktım ve kısa süre içinde bilincim kapandı.

Karan'a çok fena borçlanmıştım.

_______________________________________

Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın biraz yakınlaştırdım umarım sevmişsinizdir:)   'Kelebek

Kalbimin MahkumuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin