Bir Annenin Oğluna Nefreti Günlüğünden Alıntı;
Seni hiçbir zaman sevmeyeceğim, erkek çocuğu.
Sevgiye muhtaçsın. İlgiliye muhtaçsın. Aileye muhtaçsın ama hiçbirini sana vermeyeceğim. Her şeyi mahvettin. Ben kızım ve kocamla çok mutluydum, her şeyi mahvettin. Her şey senin yüzünden. Mutluluğunun içine ettin. Umarım acı çekerek ölürsün. Bunu o kadar çok istiyorum ki. Açık kahve, dolu gözlerinle bakıyorsun suratıma. Anne, diyorsun. Karşılık alamıyorsun. Kırılıyorsun, değil mi? Kırıl, çocuk. İnan bana umrumda bile değilsin.
Sen, seni sevmemi bile hak etmiyorsun.
Aren'den;
Saçlarımın arasında hissettiğim parmaklarla kıpırdandım. Karan'ın sıcak öpücüğünü bu sefer yanağımda hissettim. Yavaşça gülümsedim.
"Günaydın Aren'im."diyen yumuşak sesiyle gülümsemem büyüdü.
"Günaydın." Gözlerimi açtığımda onun kara gözleriyle göz göze geldim. Yanağımı okşayıp üzerime eğildi. Dudağımın kenarına kısa bir öpücük kondurdu.
"Hadi, kahvaltı yapalım."
Başımı sallayıp yataktan kalktım. "Elimi yüzümü yıkayıp geliyorum."
Bir şey demeden kafasını salladı. Hızlı adımlarla tuvalete girdim ve yüzümü yıkadım.
Karan'ın dün gece neden ağladığımı ve yanına geldiğimi merak ettiğini biliyordum. Beni üzmemek için nedenini sormadığını da.
Bugün yine ortak avlu günüydü. Haftada iki kere oluyormuş. Mutluydum, temiz hava almaya ihtiyacım vardı.
Tekrar koğuşa döndüğümde Karan gülümsedi ve eliyle yanındaki boş sandalyeyi işaret etti. Hemen gidip oturdum. Acıkmıştım. Hızlı hızlı yemeye başladığımda güldü. Ona dönüp kötü kötü baktığımda susmak zorunda kaldı.
"Yavaş ye, boğulacaksın."dese de takmadım.
İkimizde kahvaltımızı bitirdiğimizde avlu saati gelmişti.
"Ya gitmesek mi?"dedi Karan beni ikna etmeye çalışırken. Göz devirdim. Fatih'le yan yana gelmemem için yapıyordu. Adamı tanımıyordum bile!
"Karan, zaten sayılı gün gökyüzünü görüyoruz. Yapma ya."
Derin bir nefes alıp isteksizce kafasını salladı. Herkes bir bir dışarı çıkmaya başlarken Karan korumacı bir tavırla elini belime yerleştirmiş, beni kendine çekmişti. Belimdeki eline bakıp gülümsedim.
Koğuştakiler Karan'ın bu hareketiyle aralarında fısıldayarak konuşmaya başladılar. Karan arkaya dönüp sertçe onlara baktığında anında sustular. Bu adamın otoritesine bayılıyordum.
Sonunda gökyüzünü gördüğümüzde kocaman gülümsedim. Karan'la birlikte boş bir yere geçip oturduk. Karan belimdeki elini çekmemiş, askine beni resmen kendine yapıştırmıştı. Herkes anlamıştı Karan'ın kıymetlisi olduğumu.
"Uzun zaman sonra hava güzel. Güneşi özlemişim."dedim tebessüm ederek. Gözleri dudaklarıma indiğinde yavaşça yutkundum.
"Valla ben çok özlemedim. Benim güneşim zaten yanımda."
Bir anda söylediği cümleyle kalbim tekledi. Heyecandan dudağımı ısırdığımda yanaklarımın yandığını hissettim.
"Yerim lan senin utanmanı. Yanaklara bak."diyerek dudaklarını şefkatle yanağıma bastırdı. Bu daha çok heyecanlanmamı sağlarken kıkırdadım.
"Karan'ın güneşi..."diye mırıldandım. Kocaman gülmedim. "Kulağa çok güzel geliyor."
"Seni burda öpmemi istemiyorsan öyle bakma."dediğinde bakışlarımı kaçırdım. Çenemi okşadı ve öptü.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbimin Mahkumu
Roman pour AdolescentsAnnesinin bile sevmediği,isme sahip olmayan namı değer deli hapishaneye düşmüştü. Yeni hayatına alışmaya çalışırken sevgiyide öğrenecekti.