Karanlık ve sıcak bir yerde gözlerini açmıştı Katsuki, öyle sıcacık bir yerdi ki tekrardan annesinin rahminde gibiydi.
Etrafına bakınmak istedi ancak hareket edemedi.
Ellerine ayaklarına baktı, siyah zincirlerle bağlanmıştı."Sonunda geldin."
Gözlerini o tarafa çevirdi. Buda kim? Daha önce hiç görmemişti.
"Birinin ölümüne sebep oldun ve intihar ettin? Cidden tam bir aptalsın. Hayatını yaşamayı seçebilirdin."
Ne diyor bu? Ne intiharı?
"Cehenneme hoşgeldin Katsuki Bakugou."
O şey gözleri önünden kaybolunca ellerindeki zincirlerle yok oldu. Ayağa kalkmaya çalıştı, ancak geri düştü.
O adam ne dedi? Cehennem? Ölmüş müydü?"Nasıl öldüm ben.."
"Oi."
Kafasını çevirdi.
"Sen kimsin? Yaklaşma bana!"
"Merak etme ölmüşsün zaten daha büyük bir zarar veremem sana."
"Ne istiyorsun."
"Lucifer sana bilgi vermem için yolladı, sana cehennemi tanıtacak melekler ve şeytanlar hakkında bilgi vereceğim.
"Anladım."
"Yok birde anlama!"
"Ha-"
"Her neyse."
Karşısındaki şeytan Katsuki'yi kaldırdı. Ve peşinden gelmesini işaret etti. Katsuki her ne kadar güvenmese bile takip etti, başka seçeneği yoktu.
"Şeytanlar ve melekler, onların ne olduğunu elbet biliyorsun. Peki onlar hakkında neler biliyorsun?"
"Şeytanlar kötüdür? Melekler de iyi?"
"Öyle bir saçmalık yok."
"Nasıl?"
"Melekler şeytanlardan daha kötüdür. Şeytanlar hayatı boyunca o kadar iyilik yapmasına rağmen en ufak hata yaptıklarında buraya düşerler."
"Melekler?"
"Onlar öldükten sonra değişir. Herkesten nefret eden götleri havada yaratıklara dönüşürler."
"Oh.."
"Bizim meleklerin yanına, cennete girmemiz yasak. Ancak melekler cehenneme girebilir. Onlar için hayat devam ediyor, daha fazla şey öğrenmek ve bize önceki hayatımızda yaptığımız şeyler için eziyet etmeye gelirler."
Şeytan durdu ve gökyüzüne baktı.
Karanlık bulutların arasından bembeyaz bir nur düşüyordu."Orası cennete giriş kapısı. O nurun ardında büyük elçi var. O baş meleklerden biri. Yücedir. Söylentilere göre oraya giren bir şeytan sonsuza kadar hücreye hapis edilmiş."
"Peki o nerede?"
"Hücrede tabiki gerizekalı!"
"Gördün mü?"
"Bana bak çocuk ilahi şeyleri sorgulama."
"Hh."
"Bir melek var."
"Ne meleği?"
"Öyle temiz, öyle saf ki. Onun yüceliği karşısında boynum kıldan ince. Her hafta bizi ziyarete gelir hal hatır sorar, bize yardımcı olur. Kendisininde melek olmasına rağmen meleklerin hiçbirinden haz almaz."