Havlama sesiyle gözümü açtım.
Sonra ise üstüme atlayan tüylü birşeyle tamamen uyandım.
Ah evet bu Paspas'tı. 3 ay boyunca onu hiç görmemiştim ve de çok özlemiştim. Diğerleri de Paspas'ın sesiyle uyanmıştı sanırım. Paspas yüzümü yaladıkça kahkaha atıyordum. Tabi Burak'ın homurdanmasıyla ona döndüm. "Asya, gidin başka yerde oynaşın. Uyuyacağım ben."diyerek diğer tarafına döndü. Bense kaşlarımı çattım. Paspas'ı çok özlemiştim napayım yani." Gerizekalı çocuk bugün okul var ne uyuması ?"derken yataktan kalkıyordum. Ezgi'nin "Ne yani cidden bugün okula mu gideceğiz hemde sen dün gelmişken ?"kafamı 'evet' anlamında aşağı yukarı salladım.
"Ben duşa giriyorum. O zamana kadar napıyorsanız yapın."dedim banyoya ilerken. "Ya Asya ne okulu saçmalama. Bugün birlikte birşeyler yapalım işte. Okulu boşver."Ezgi'nin bu dediğini duymazdan gelerek banyoya girdim.
Vakit kaybetmeden kendimi sıcak suyun altına attım. Şuan o kadar çok rahatlamıştım ki. Suyun altından çıkmak istemiyordum ama sonradan okula gideceğim aklıma geldi ve duştan çıktım. Aslında bende neden bu kadar çok okula gitmek istediğimi bilmiyordum ama istiyordum işte.
Odaya girdiğimde kimse yoktu. Bende giysi dolabımın önüne yürüyüp okul formamı aldım. 'Demir Koleji' evet okul Buraklarındı. Bunu neden dediğimi bilmiyorum.
Okul formalarımı giydim. Merdivenlerden aşağı inerek mutfağa gittim. Herkes mutfaktaydı. Herkese 'Günaydın' diyerek masadan bir tane zeytin ağzıma attım. Kahvaltı etmeyecektim. Çünkü geç kalıyordum. Annemin "Kızım, oturup yesene."demesiyle ona döndüm." Yok annecim geç kalıyorum. Okulda yerim."dedim. "Asya okula gitmekte kararlı mısın hemde daha dün gelmişken ?" anneme bakarken babamın konuşmasıyla ona döndüm. "Evet baba. Evde napacağım ki ama bu dediğini yani okula göndermemeni başka gün seve seve kullanırım."diyip babamı öptüm. Babamsa gülerek kafasını sağ sola çeviriyordu.
Aras'la birlikte kapıdan çıktık. Kapının önüne yatmış bir Paspas beklemiyordum. Onu görünce yüzümde bir gülümseme oluşmuştu. Neden oluşmasın ki ? Paspas'ı 3 aydır görmüyordum. Omu da geçtim. Paspas, Poyraz'la benim köpeğimdi. Evet onu sokakta bulmuştuk daha 7 yaşındayken. Tabi o zamanlar küçücüktü. Bir duvarın kenarına sinmiş havlıyordu. Onu ilk ben görmüştüm. Hemen yanına gittiğimde üstüme atlayacak gibi olmuştu ama atlayamamıştı. Çünkü ayağı sakattı. Onu özel orada bırakamayacağımız için Poyraz hemen kucağına alıp veterinere götürmüştük. O gün eve onunla birlikte gitmiştik. Bahçede oynarken kaçıp gitmişti. Her yerde aramamıza rağmen bulamamıştık Poyraz'la. Ben üzgün üzgün eve giderken bizim kapının önünde beyaz tüylü birşey gördüm. İyice yaklaşınca bu Paspas'tı. Hemen Poyraz'ı çağırıp bakmasını söylemiştim. O anda ikimizin de aklına 'Paspas' gelmişti ve adını öyle koymuştuk.
Paspas'ı da yanımıza alıp Burakları beklemeye başladık. Zaten onlarda hemen gelmişti. Hep birlikte okula doğru yürüyorduk. Tabi Burak'a Ezgi söylenmeyi bırakmıyordu. Neymiş 'Bugün okula mı gidilmiş yeni gelmişim' falan filan. Tabi ben onları duymamazlıktan gelerek yürümeye devam ettim.
Yol ayrımına geldiğimizde durdum. Diğerleri de benimle birlikte durdu. "Çocuklar siz okula gidin. Ben birazdan geleceğim."dedim. Tabi Ezgi durur mu ? "Bizi okula gönderip kendin gezeceksin dimi ? Bari bunu biricik kankana bana yapma Asyacık."diyip dudak büzdü. Dediklerine ise gözlerimi devirdim. "Ezgi salak salak konuşma. Bir yere gidip geleceğim. İlk derse yetişirim merak etmeyin."diyip sağa döndüm." Tamam Bücürük. Kendine dikkat et. Bir şey olursa ara ve de geç kalma."diye arkamdan Burak bağırdı. Anlamıştı. Burak her zamanki gibi beni anlamıştı. Bir şey demeden yanımda Paspas'la mezarlığa doğru yürüdüm.