yirmi beşinci mektup

135 120 9
                                    

Neden maske takıyordunuz bugün bayım? Hasta olmuş olsanız gerek. İyileşmeniz için bir kez daha yaratıcının huzuruna çıkacağım, merak etmeyin. Satırlarımın ve dualarımın size şifa olması için dileklerde bulunacağım.

Biraz dolaştınız bugün sokaklarda. Kendimi sizin peşinizden giderken buluverdim. Birçok kez içimde hesaplaştım karşınıza çıkıp çıkmamak konusunda fakat gördüğünüz üzere saklanmaya karar verdim. Affedin biraz korkak biriyim, bana kızmanızdan korktum. Ya bana kızsaydınız... O zaman ne yapardım?

Bir kedinin başını okşadınız. Kediye olan her sevgi dolu temasınızda bir kelebek daha eklendi içimdeki kelebek topluluğuna. Çalıların arkasından sizi izledim bir süre, o an kedileri daha çok sevdim.

Sonra bir fırına uğradınız. Torbanızda bir çörek ve bir kruvasan vardı. Artık o fırından alışveriş yapmaya karar verdim. Varlığını bile bilmediğim o fırın nasıl olurda bir anlam kazanır anlayamıyorum. Biraz düşünsem kendimce bir yorum yapabilirim ama dikkatimi dağıtıyorsunuz, sizden başka bir şey düşünemiyorum.

Ardından hastaneye gittiniz. Biraz hastane bahçesinde oturdum, bir süre çıkmanızı bekledim. Çıktığınızda hâlâ maskeniz takılıydı. Oturduğum bankın birkaç bank ilerisine oturdunuz ve sessizce ağladınız. Söyler misiniz neden ağladınız? Kendi içimden birkaç teselli gönderdim, görebildiniz mi? Gözyaşlarınız sadece mutluluktan aksın bayım çünkü benim nezdimde bunu hakediyorsunuz.

posta kutusu | tamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin