MAHRA

27

27. BÖLÜM

Yüzüme vuran güneş oldukça rahatsız edici olduğu için uyanmak zorunda kalmıştım. Yan tarafıma baktığımda Boran hala uyuyordu. 

Yataktan kalkıp banyoya girdim. Duş aldığım sırada elim karnıma gittiğinde karnımın ne kadar büyüdüğünü fark ettim. Doğumuma bir ay kalmıştı ve ben hem korkuyordum hem de heyecanlıydım. 

Duş aldıktan sonra bornozumu giyip odaya girdim. Makyaj masasının önüne geçip oturduktan sonra karnımı açıp kremini iyice sürdükten sonra külotumu ve sütyenimi giydim. 

Kafamı Boran'a çevirdiğimde hala uyuyordu. Oldukça rahat kıyafetler giydikten sonra Boran'ın yanına ilerleyip "Boran" diye seslendim uyanması için.

Uyanmayınca eğilip yanağına ve dudağına bir öpücük bıraktım. Bu sefer gözlerini açınca "günaydın" dedim ve makyaj masasının önüne geçip oturdum. 

Boran'a bakıp "Boran, saçımı kurutur musun?" dediğimde Boran ayağa kalkarak yanıma geldi ve "tabi ki" dedikten sonra kurutma makinesini alıp saçlarımı kurutmaya başladı sonrasında ise güzelce taradıktan sonra ördü. 

Boran banyoya gidince ben de odada onu bekledim. Kahvaltı saatine beş dakika kalmışken Boran banyodan çıkıp üstünü giymeye başladı. 

Mutfağa girdiğimizde herkes yeni kahvaltıya oturmuşlardı. Boran'la aynı anda "günaydın" dedikten sonra geçip yerimize oturduk. 

Canım fazla çekmediği için azar azar yiyordum ama Boran ha bire tabağımı dolduruyordu. 

Yemekten sonra Boranlar işe giderken biz de Şilan teyze ve Nujin abla ile kahve içerken telefonumun çalması ile telefonu elime alıp cevap verdim. 

Numara olduğu için "alo" dediğimde karşıdaki kişi "merhaba Zümra hanım, ben kargo şirketinden arıyorum, kargonuz geldi ama kapıdaki beyefendiler kapıyı açmamakta ısrarcılar" dediğinde gülerek "bir saniye hemen yetkili birini size göndereceğim, lütfen kusura bakmayın" dedim.

Telefondaki adam "rahatsızlık verdim, kusura bakmayın" dediğinde "estağfirullah ne rahatsızlığı asıl siz kusurumuza bakmayın iyi günler" dedim ve telefonu kapattım. 

Asiye'ye baktığımda bizim başımızda dikildiğini fark ettim. Ve ona bakarak "Asiye abla, acaba kapıdaki eşyaları alıp ikizlerin odasına çıkartabilir misiniz?" dediğimde gülerek bana baktıktan sonra "tabi ki kızım, hemen gidiyorum" dediğinde gülerek ona baktım ve "sağ ol sana da zahmet verdim" dediğimde gülümseyerek "ne zahmeti kızım" deyip çıkmıştı. 

Şilan teyze bana bakarak "ne aldın ikizlere kızım" dediğinde gülerek "size daha önce de söylemiştim, onların odalarını yapacağımı, onlar için gerekli olan malzemeleri aldım" dediğimde gülümseyerek "peki" demişti. 

...

Akşam olduğu için herkes salonda oturmuş çay içiyorduk. Berfu bana bakarak "yenge ikizler için sipariş ettiğin mobilyalar geldi mi?" diye sorduğunda "evet bugün geldi, birazdan Boran ile beraber düzenleyeceğiz" diye cevap verdim.

Aşir ağa bana bakarak "kızım artık bir isim mi koysan sürekli ikizler deyip duruyoruz" dediğinde heyecanlanıp "isimi ben mi koyacağım?" dediğimde Şilan hanım gülerek bana baktı ve "annesi sen olduğun için senin koyacağını düşündük" dediğinde gülümseyerek onlara ardından yanımda oturan Boran'a baktım. 

Hepsine sırayla baktıktan sonra gülerek Aşir ağaya baktım ve "aslında aklımda bir isim var ama siz uygun görür müsünüz bilmem" dediğimde Aşir ağa bana bakarak "hele sen bi söyle kızım, biz bakarız" dediğinde gülümsemiştim. 

Yanımda oturan Boran'ın elini tuttuktan sonra "erkek olanın adı Alen kız olanın adı ise Helen olsun diyorum" dediğimde gülümseyenler de olmuştu ismi anlamayanlar da olmuştu. 

Aşir ağa bana bakarak "anlamları var mıdır bu isimlerin" diye sorduğunda gülümseyerek ona baktım ve "Alen isminin anlamı: dürüstlük, başarı ve saygınlık, Helen isminin anlamı ise, güneş ile bağlantılı güçlü kadın demek babacım" dediğimde bana baktı ve "tamam ben isimlerini beğendim, sırada hayırlısıyla doğmaları kaldı" dediğinde gülümsemiştim. 

Herkes odasına çıkınca biz de yorgun olduğumuz için direkt olarak gidip uyumuştuk. 

""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""

Bu bölüm bu kadardı. 

Umarım beğenirsiniz. 

Finale çok az kaldı. 

silenoss