~3~

781 46 100
                                    

Düştüğüm yerde tir tir titreyip ağlarken o ise dibime kadar eğilmiş iğneleyici sözlerine devam ediyordu.

"Hayatını zindan edebilmek için her şeyi yapacağım" Onu cevapsız bıraktım. Belliydi zaten. "Anladın mı!" Diye bağırdığında yerimden sıçradım. "Belli zaten" Dedim hıçkırıklarım içinde.

"Ne güzel. Şimdi şu yerden kalk arabada da böyle ağlayıp benim başımı ağrıtma" Kolumdan sıkıca tutarak yerden kaldırıp arabaya doğru götürmüştü.

Arabaya binip konağa doğru sürerken sinirden titrediğini fark etmiştim. Anlaşıldı, bu adam huzur vermeyecekti bana.

"Okula devam edecek miyim?" Doğrudan sormuştum ve oda cevabini dogrudan vermisti. "Kaçsın sen?"

"Lise son"

"Liseyi açıktan bitirirsin, üniversite hayalin varsa unut" Üniversite hayalini unut mu? Her şeyden vazgeçebilirdim ama bundan asla. Söylediğiyle üzüntümden vücudum buz gibi olmuştu.

"Ne demek unut? Bak ben gerekirse burada da giderim üniversiteye yeter ki..." Sözümü bitirmeme müsade etmeden kendisi susturmuştu beni. "Bak sus. Zaten sinirliyim başım çatlıyor yarım bıraktığım işi tamamlattırma bana" MANYAK!

Konağın önünde durdu. "Eve gir. Yengemlerle mi oturursun odanda mı kalırsın bilmem annemden şikayet getirme bana"

"Çocuk değilim merak etme azar yemem ben kimseden" Bu dediğimle kısık bir kahkaha atmıştı. "Az önce bana okula gidecek miyim diye soran kız mı söylüyor bunu?" Kaşlarımı çattım. O ise dalga geçmeye devam ediyordu. "Çocuksun sen ergensin daha" Ağzımı açacakken sözümü böldü. "İçeri gir. Ben akşam döneceğim"

Ona göz devirip arabadan inecekken kolumu sıkıca tutarak kendine çekmiş ve diğer eliyle çenemi sıkmıştı. İnsan dışı hareketleri canımı yakıyordu ve o bundan zevk alıyordu.

"Bana çoluk çocuk hareketler yapma asla tahammülüm yok. O bana devirdiğin güzel gözlerini çıkartırım yerinden. Duydun mu beni?" Kısık ama tehditkar sesi iliklerime kadar beni titretirken başımı olumlu anlamda salladım. Yüzümü ve kolumu ittirirce bıraktığında yüzümü tuttum.

"Kaybol" Demesiyle arabadan hızlıca inip içeri girdim.

Odama çekirken Melike ablayla karşılaşmıştık. "Ceren sonunda. Nerede kaldınız siz? Terasa gel bizimle bir yemekler yapmışız bayılacaksınız"

"Abla sağolun ama ben odama gitsem"

"Sana ne oldu? Kazım mı bir şey söyledi?"

"Ya odun işte berdel yüzünden beni suçluyor" Saçlarımı okşadı. "Kıyamam güzelim senin bir suçun yok. Kazım da alışamadı sadece bir aya toparlanır"

"Abla ama üniversiteyi unut diyor bana"

"Olur mu öyle şey ya? Ben Barış'a söylerim dize getirir o küçük Karataş'ı sen hiç üzülme. Gel yanımıza kafan dağılır" Hafifçe gülümsedim. "Peki peki. Geliyorum"

Melike ablayla beraber yukarı çıktık. Filiz abla bizi görmüştü gelirken. "Gel kız gel hazır annemler yokken gelinler olarak keyfimiz olsun" Yanlarına oturdum. "Onlar nerede ki?"

"Annem gitti yine bir komşuya diğerleri de alışverişe çıktı" Filiz'i Zehra abla devam ettirdi. "Hazırlıklı ol akşam misafir var"

"Ya hayırr" Tepkim onları güldürürken Melike abla konuşmuştu. "Merak etme çok kalabalık olmazlar. Kocanın kuzenleri ve onların eşleri teyzeleri falan"

"Hiç kalabalık değillermiş ya" Tekrar gülmüşlerdi. "Tamam biraz başın ağrır ama iyi insanlardır" Bunu söyleyen Zehra ablaydı. Daha sonra Melike abla devam etti. "Ağrısın kızım biraz gecesine bahanen olur" Dediğinde Melike ablayla beraber diğerleri de gülmeye başlamıştı. Ben ise utanmış, gözlerimi kaçırmıştım.

Berdel/Kazımcan KarataşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin