GÖKTEN ÜÇ ADAM DÜŞTÜ- Bölüm 1

531 24 50
                                    

Merhabalar yeni bir hikaye ile geldim. Öncelikle siz linçlemeden söyleyeyim hikayede kızlar feminst ama ben feminist değilim. Her duyguda her davranışta radikal olmaya da abartmaya da karşı bir insanım. Benim için insanlar cinsiyetine göre değil gerçekten insan oldukları için değerlidir. Ve her insan değer görmeyi hak eder. 

Bu kurgu ansızın zihnime düşünce yazmadan edemedim zira yeni hikayeye şimdi başlama planım yoktu. Ancak hikaye gelince yazmasam delirecektim durumu oluyor Sait Faik üstadımızın da dediği gibi. Gelen öykü zihninizde durmuyor ve dönüp duruyor. Öyleyse sayfa da dursun siz değerli okurlarım da okusun diye yazdım. İyi yapmışım değil mi? 

Bu sürpriz bir hikaye gün belirlemiyorum. Zaten çok yoğun bir insan olduğumdan verdiğim güne uyamayınca da rahatsız oluyorum çünkü bana göre söz verilince tutulur. Bölümler hazır olur olmaz paylaşırım. 

Yalnız sizlerden de beklentilerim var elbet. Hayalet okuyucular okuyorsanız lütfen varlığınızı belli ederseniz memnun olurum. Çünkü her hikaye sizlerin desteğiyle şekilleniyor. Ve bu mecra iletişimin önemli olduğu bir mecra siz yazara varlığınızı hissettirirseniz yazarın yazma isteği de otomatik olarak artar. Bu nedenle sevdiğiniz hikayeleri desteklemekten imtina etmeyiniz. 

Son olarak bu hikayenin oldukça eğlenceli ve keyifli olacağına inanıyor ve sizi birinci tatlış bölümümüzle baş başa bırakıyorum. Keyifli okumalar. Gülümseyin gülümsemeniz hiç ama hiç solmasın. 


BİRİNCİ BÖLÜM- KEYİFLİ OKUMALAR 


Deniz, Damla, Rüya ve Zeynep hayata tutunmaya çalışan üç kadın ve bir çocuktan oluşan küçük bir aile olmuşlardı. Aile olmak için kan bağının zorunlu olmadığının en yegane kanıtıydı onlar. Hayat her birine acımasızca tokadını atarken onlar da kendilerini korumanın bir yolunu bulmuşlar ve Trabzon'daki yayla evine sığınmışlardı. Deniz'in babası henüz o doğmadan tayini Trabzona çıktığı için Deniz ortaokula geçene dek orada yaşamışlardı. Trabzonlu olmasalar da babası burada öğretmenlik görevini yaparken bu şehri ve insanlarını çok sevmiş ve bu şehirle her zaman bağı olsun diye küçük bir yayla evi satın almıştı. Deniz ortaokula geçtiğinde İstanbul'a tayini çıkan babası her yaz onu yaylaya getirdiğinden burası Deniz'in adeta memleketi olmuştu. 

Elim bir kaza sonucu annesini ve babasını kaybettiklerinde Deniz kardeşi Damla ile hayatta tek başına kalmıştı. Hayat kötü sürprizleri karşısına çıkarmakta çok ustaydı üstelik. Annesini kaybettikten sonra nişanlısı tarafından aldatılan Deniz kardeşi Damlayı ve ortaokuldan beri kardeşi olarak gördüğü Rüya ve Zeynep'i de yanına alıp yayla evine taşındı. Üç arkadaş da erkekler konusunda çok şanssızdı. Zeynep aralarında en erken evlenen olmuştu. Yalnız evlendikten sonra tamamen sakladığı kişiliğini ortaya koyan kocası dayak ve kıskançlıkları ile Zeynep'i delirtmiş ve kızcağız boşanmak zorunda kalmıştı. Zorlukla geçen bir boşanma süreci onu o kadar yıpratmıştı ki, erkeklere olan güveni de yerle bir olmuştu. Rüya için de durum farklı değildi. Rüya liseden beri çıktığı sevgilisinden ayrılmıştı. Deniz'in durumu ise en zor olanıydı. Nişanlısı ile başta her şey çok iyi gidiyordu. Deniz ailesini kaybedip de kardeşi ile ilgilenmeye başladığında bu durum nişanlısına zor gelmiş, Deniz ile açıkça konuşup ona destek olmak yerine onu aldatmayı seçmişti. Hem de birlikte hazırladıkları yeni evlerinde onu aldatmış bunu gören Deniz ise hayata olan inancını dahi yitirmişti. En sonunda iyileşmek için Trabzon'daki yayla evinde almışlardı soluğu. Burada ıssız doğa içerisinde huzur bulmuşlar ve büyük şehrin acımasız ve yoğun koşturmasından kurtulmuşlardı. Üç genç kadın da Damla'ya kendini adamış ve sade yaşamlarında küçük sebepler bularak mutlu olmayı öğrenmişlerdi. 

GÖKTEN ÜÇ ADAM DÜŞTÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin