Bana eskileri hatırlatıyordu. Gözlerindeki karmaşık renkler bana o kızı hatırlatıyordu. Göz bebeğinin etrafındaki kızıl çizgilerin rengi gittikçe açılıyor sonrasında ise sari ve ela karışımı bi tonla etrafa yayılıyordu. Bana neden onu bu kadar hatırlatıyordu bilmiyordum. Ama onu kendi gözlerimle görene kadar normal bir kiz çocuğu olarak görüyordum. Taki kaldığı odaya girene kadar. Ben ne çocukları anlayabilirdim nede onlar gibi olabilirdim. Belkide oda yurtda büyüyen herhangi bir kız çocuğuydu tıpkı benim gibi. Daha doğrusu ben ve kardeşlerim gibi. Bizi yurda bırakanda annemin babasıydı zaten. Her ne kadar umudumuz olmasada idilin hep bir umudu olurdu ve öylede oldu. babamız bizi buldu ve kaldığımız yerden kurtardı. Şimdi gülümseyerek bana bakan o kızın gözlerinde neden huzursuz olduğumu anlayabiliyordum. Onun gözlerinde başkasını ne kadar benzetsemde bakışı benim küçüklüğümle aynıydı. Kurtarılmayı beklerken aniden isteğinin gerçekleştiği andı.
Şimdi ona sorduğum sorunun cevabını beklerken o ise susmayı tercih ediyordu.
"Karar verdin mi?" Diye sordum çömeldiğim yerden ona bakarak.
"Bana sunduğunuz iki isimde çok güzel ama sizin bana seçmeniz daha doğru gelir efendim." Diyerek cevapladığında ardından kafamı iki yana salladım.
"Bu tamamen senin seçimin olmalı ki ömür boyu bu ismi taşıyacaksın unutma simdi soyle bakalım bana hangi ismi beğendin?"
"Çiçekleri ne kadar cok sevsem de geleceğimin bir çiçek kadar renkli geçip geçmeyeceği belirsiz. Çiçekler bir gun solup gider bense daha kalıcı bir isimle kalmak istiyorum 'esila' bunun için daha uygun ben ismimin böyle olmasını istiyorum efendim." Dediğinde bu sefer benim gözlerim parlamıştı. Ne kadarda çocuk olsada buna rağmen akıcı konuşmasıyla karşısındakini etkilemeyi başarabilecek kapasitesi fazlasıyla vardı.
Ona gülümsedikten sonra abime bir hareketle yanıma çağırdım.
"Onu arabaya götür." Dememle goz devirmesi bir oldu. Ona emir verircesine konuşmamdan nefret ederdi hep ama şuan yapacak birşeyim de yoktu. Yurdun müdürü bizi farklı kimliklerle tanıdığı için onunda abim olduğunu bilmiyordu. Abimle esila gittikten sonra asıl planım şimdi başlıyordu benim icin dikkatli olduğum surece kolay olan bir görevdi.
"Ödemeye geçiceksek müdürenin odasına gidelim efendim." Diyen asistana bunu bana öğretme dercesine baktığımda yutkunmuştu.
"Alnımda mal yazıyorsa söyle. Soylede bileyim ne yapacağımı."
"Estağfurullah efendim öyle bir ima etmek istememiştim siz yanlış anladınız."
Uzatmak istemediğim için önden yürüdüm müdürenin odasına kadar. Geldiğimizde ise kapıya açıp girdim. Kapı açıldığında müdürenin bizi gormesiyle tekrardan hoşgeldiniz dercesine tebessüm ettiğinde tepki vermemem yüzünü düşürmüştü.
"Buyrun oturun efendim size birşey ikram edemedim düzgün umarım kusurumuza bakmazsınız. Ne istersiniz çay kahve?" Diye sorduğunda gülümseyip kafa salladım.
"Orta şekerli kahve alabilirim." Dediğimde asistanına baktı.
"Naz hanım bize hemen iki turk kahvesi yapıp getirirmisiniz biri orta şekerli." Dediğinde asistanı naz hanım kafa sallayıp odadan çıkmıştı. Asistanı gelene kadar onunla samimiyet kurmam gerekiyordu çünkü asıl olay kahveler geldiğinde başlayacaktı.
"Yeni özel cocuklar gelicek mi tekrar." Diye sorduğumda her hangi bir dosya çıkartıp iki fotoğraf uzattı.
"Bunlar bu yil gelicek olan yeni numaralar." Dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN KANI
Misteri / ThrillerKaranlığın içine çekiliyordum kurtuluşum yoktu. Ne ben kabuslarımdan kaçabilirdim, nede onlar özgürlüğüne kavuşabilirdi ben kara deliğin ta kendisiydim oysaki..🌪️