HEY! Ben geldim. Geciken bölüm için özür dilerim❤🐇
Ama sizi seviyorum biliyorsunuz değil mi? (İlk defa tanımadığım insanlara sizi seviyorum diyorum)
Okumaya geçmeden önce şuraya şimdiye kadarki düşüncelerinizi alabilir miyim acabaaa????
Eh düşüncelerinizi yazdıysanız söyleyin düşüncelerinizi değişecek ehehehee....
Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmuyoruz değil mi🤨
Şu bölüme 15 oy gelsin lütfenn.
HADİ İYİ OKUMALAR!!!!
Beklemek... Hayatım bir şeyleri beklemekle geçmişti. İlk yıllarımda konuşmayı beklemiştim. Dilsiz oluşumu kavrayamadığım yıllardı bunlar. Ağzımı açıp annem ve babam gibi sesler çıkarmaya çalışıyordum. Olmuyordu. Ses çıkmıyordu. Annemin dediğine göre ilk doğduğumda sesli bir şekilde ağlamıştım sonra ne olduysa ağzımdan güldüğüm zamanlar haricinde hiç ses çıkmamış. Ne annem ne babam dilsiz olduğumu kabul edebilmişler.
Sonuçta ağlamıştım. Sesli bir şekilde ağlamıştım. Nasıl oluyorda sonradan doktorlar doğuştan dilsiz diyebildiler? Ben doğuştan lalsem nasıl sesli ağlayabilmiştim ki?
Bilmiyorum ve bilemeyeceğim. Ben artık lal olduğumu kabul ediyorum. Ve evet doğuştan lalim. Kendimi buna inandırdım. Tabii bu zaman almıştı.İki yaşındayken ebeveynlerim artık lal olduğumu kabul etmişlerdi. Ne sesli ağlıyordum ne de agu mugu diyordum.
Ben ise altı yaşına kadar ses çıkarmaya çalışıyordum. Beş yaşında okumaya yazmayı öğrendiğim an elime kalem ve defter aldım ve anneme şunu yazdım:
"Annecim ben neden sizin gibi konuşamıyorum? Aaa bile diyemiyorum. Neden peki? Neden?"
Çok acımasızdım. Ama çok da küçüktüm. Bilemezdim ki bu sözlerin annemin kalbine oturduğunu. Onu çok üzdüğümü bilmiyordum. Annem bana cevap vermemişti. Gözleri dolmuştu. Ağlamıştı yanımda. Bana sarılıp ağlamıştı. Sonra babam gelmişti. Ne olduğunu sormuştu. Anneme yazdığım şeyi babama da göstermiştim. "Kızım," demişti babam başka da bir şey diyememişti. Annem beni tutarken o annemi kucağına aldı. Annem beni sıkıca tutuyordu babam ise annemi sıkıca tutyordu.
O gün yatakta beraber uyuduk. Benim uyumam biraz zaman almıştı. Sabahtan beri hiç bir şey yememiştim çok acıkmıştım. Aç olduğum zamanlar asla uyuyamazdım. Ama annem ve babam bana sarıldığı için uyuyabilmiştim. Güzeldi onlarla uyumak. Güven vericiydi. Ama anlamsızdı da.
O zaman yani. O zaman çok anlamsızdı. Annem niye ağlamıştı da babam bizi niye yatağa getirmişti hiç anlam verememiştim.
Ertesi gün anneme sormaktan çekinerek babama şunu yazdım:
"Babacım neden ben de sizin gibi konuşamıyorum?!!!Bir şey istediğimde söylemek istiyorum ama olmuyor, yapamıyorum!!! Ben de konuşmak istiyorum!!! Neden konuşamıyorum?!!!" Bol ünlemli satırlar. ..
Babam ne diyeceğini bilmez halde bana bakmıştı. Sonra beni kucağına aldı. Saçımı okşadı, öptü, kokladı. Ben de kedi gibi babama sırnaştım. Gülmüştü. O zaman onun güldüğünü görünce ben de gülmüştüm. Ama şimdi düşününce onun gülüşü hüzünlüydü. Benim çocuk kalbim onun gülüşünün güzelliğine kanmış ve gülmüştü. Evet, babamın hüzünlü gülüşü bana güzel gelmişti.
Hüzün dolu gülüşü babama yakıştırdığım için asla kendimi affetmeyecektim.
Bir süre babamla oynadık. Kıkırdıyordum. Ses çıkıyordu! Ben sesli bir şekilde güldükçe babam dahasını istiyordu sanki. Babam benim çıkaracağım bir sese muhtaçtı o yüzden beni güldürürdü. Bunu da şimdi anlıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASALIMSI (+16)
Mystery / ThrillerGonca Havin Kurtay şehirden oldukça uzak bir evde tıkılıp kalmıştı. İstediği her şey ayağına gelir ancak o istediği şeylere gidemezdi. Gidemezdi değil gidemiyordu. Gönülsüz bir şekilde evde kalmaya mahkumdu artık bundan kurtulmak istiyordu. Evden çı...