Sevgilim...
Özür dilerim benim küçük yıldızım seni insanlardan koruyamadım. Bu dünya bizim için çok küçüktü yükseldiğin gökte beni beklediğini biliyorum seni daha fazla bekletmeyeceğim.
~ Lee Felix'in günahı Hwang Hyunjin'den.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Akıttığın bütün bu kanı temizlemeye çalışıyorum Bu şehvet ikimizin de paylaştığı bir yük İki günahkar tek başına yapılan bir duanın kefaretini ödeyemez Gururumuz ve suçluluğumuzla bağlı, iç içe geçmiş ruhlar
Daylight / David Kushner
####
Ölüm ve yaşam arasında olduğumuz bir dünya da kimse ölümünü düşünerek yaşamazdı çünkü herkes üç günlük dünya bir daha geleceğiz kanısıyla ölümü akıllarına dahi getirmezdi. İşledikleri günahlar, kendine edindikleri dertler dünyayı yaşamak isterdiler. Bir daha gelmeyeceğiz diyerek defalarca Tanrıya karşı gelip zevk peşinde koşardılar. Günün birinde Tanrının onları cezalandıracağını bilmelerine rağmen.
Tanrı öyle ki bir gün herkese günahlarının bedelini soracaktı ama bunun ne zaman ne vakit olacağını hiç bir zaman bilmeyecekti. Ölüm denen şey öyle bir anda gelecekti ki en mutlu anım dediğiniz gün ölüm gününüz olabilirdi.
Günahkârların için en büyük örnek Lee Felix'di. Milyonların tanıdığı günahkâr Lee Felix. Tanrının lanetlediği günahla Tanrıya karşı gelmeye çalışıyordu. Tanrı her şeye rağmen ona bir şans vermişti fakat inatla bu günahı devam ettirmek için çabalıyordu o.
Lee Felix her şeyi göze almıştı büyük aşkı için. Ne Tanrının gazabı ona engeldi ne de toplumun ona karşı duruşu. O aşkı için her şeyini feda edecek kadar tutkuyla seviyordu sevdiği adamı. İsterse Tanrı cehenneminin en alt tabakasında yakacak olsun ne de toplumun ona alacağı iğrenç bakışları ve ona yapacağı işkence umrundaydı. Onun büyük aşkını ne kelimeler sığa biliyordu ne de başka bir şey.
Bir kurşunluk canı ile o hem Tanrıya karşı gelmişti hem de milyonlara. Şuan sevgilisin sedye yatırmış olduğu kanlı vicudu her şeyi açıklar durumdaydı. Sevgilisinin göz yaşları ile karışan kanı durmak bilmezcesine akıyordu.
Sevgilisinin kanlar içerisinde yatığı sedye bakan Hwang Hyunjin elinden bir şey gelmeyecek kadar acizdi. Tanrıya karşı gelmenin bedelini o da ödüyordu. O ne kadar zamanında vaz geçmeye çalışsa da içindeki aşkı bittirmemesi de onu günahkâr bir kul yapıyordu. Er ya da geç onlar yine birbirini görecektiler belki de o içindeki aşkı bittirseydi Tanrı onları af edebilirdi fakat ikside günahlar içinde boğulmuş iki günahkârdı. Biri bu günahını belki yaşayarak çekecekti biri de ölümüyle. Tanrının onlar üzerindeki planı hep değişiyordu.
Çok uzak değil sadece 1 saat içinde bitecek olan ameliyat masasında yatan Felix'in hayattı 1 saat sonra bittecek olan ameliyat ile bir doktorun iki dudağı arasındaydı Tanrının onlar üzerindeki planları.
Ameliyathanenin içine giren sedye ile Hwang Hyunjin bacaklarında kalmayan dermanı, yere çöküp sevgilisinin kanı bulanmış kıyafetleri ile yerede ağlamaya başladı. Öyle ağlıyordu ki onu gören sessiz ama içleri parçalayan ağlayışı ile insanların ona anlık bakışı ile bile o insanın kalbinin sızlamasına neden oluyordu.
