Beni Hiç Anlamadın!

89 21 274
                                    

Bölüm müziği

1) Mark Eliyahu- Derinlerde

2) Cem Adrian- Kül

3)Duncan Laurence- Arcade

Keyifli okumalar... 

Bu hikayede yer alan her şey hayal ürünüdür. Lütfen ciddiye almayınız!

10. BÖLÜM

" Dünya, yapamadıklarımız ve kavuşamadıklarımız etrafında dönerken, bizim yapabileceğimiz tek şey bunu kabullenmek olur."

AYAZ'DAN

Nutkum tutulmuş halde bir ileri bir geri yürüyordum. Aslında daha çok ne yapmam gerektiğini bulmaya çalışıyordum lakin kafam bu kadar doluyken bunu nasıl becereceğimi bilmiyordum. Çaresizdim ve her çaresizliğe bir ' çare ' yaratmak benim işimin bir parçasıydı ve ben şu anda işimi bile doğru düzgün yapamıyordum. Başka zamanlarda hiç böyle olmamıştım ama söz konusu Savaş olunca elim kolum bağlanıyor, ağzıma bant çekiliyor gibiydi.

Ne savaşabiliyordum ne de geri çekilebiliyordum!

Savaş ile ilgili kararsız düşüncelerimden Yunus'un, " Liderim," sesiyle bir anlığına sıyrıldım. " Ne yapmamızı uygun görürsünüz?"

" Ben..." Derin bir nefes verdikten sonra, " Bilmiyorum." diyebildim güçlükle. Her ne kadar ' bilmiyorum ' kelimesinin söylenmesi kolay olarak görünse de bizim gibiler tarafından normal karşılanmayacak kadar tuhaftı. " Şu an kafam hiçbir şeyi algılamıyor." diye itiraf etmeye başladım. Sonuçta, her ne kadar beni kızdırsa da, sürekli onunla vakit geçiriyordum ve bu yüzden en ufak bir şeyi dahi sezebiliyordu. " Hem Lara da içeride... "

" Sadece yenge mi, içeriye girmeme nedeniniz?" diye sordu ve sorusuna cevap vermeyince, " Ben de öyle düşünmüştüm," dedi sıkkın bir sesle. " Liderim, geçmişten kim kaçabilmiş ki bu zamana kadar siz kaçabileceksiniz. Emin olun deneyen çok olmuştur ama bunun sonucunda başarısız olanlar da..." dediğinde daha çok bana ders verir gibiydi. Başka zaman olsa onu terslerdim ama şu an o kadar haklıydı ki! Diyecek söz bulamıyordum. " Bırakın da geçmiş size gelmesin mi?"

" Gelmesin Yunus," dedim ama sesimin titremelerinin arttığını fark etmiyordum. " Geçmiş bana gelmesin çünkü ben hala annemi gözlerimin önünde intihar ederken görüyorum." Evet, yıllar önce annem bana en güzel günü yaşatarak, gözlerimin önünde veda etmişti. Hem de başında bekletmişti beni! Çocuktum ben daha! Neden annemin boynunda bir ip var diye düşünürken ona yardım etmek asla aklıma gelmemişti çünkü küçüktüm. Ben de bir zamanlar çocuktum ama o büyümüştü hem de annemin ne yaptığını anlayacak kadar! Ama o oturdu, sustu ve izledi.

Annem gözlerine son kez yummadan önce gözlerimin içine bakarken dudaklarını oynatmıştı. " Kimseye güvenme!" demişti bana ama ben anlamamıştım annemi. Neden bunu dediğini çok sorgulamıştım lakin bir türlü cevabı bulamamıştım. Meğersem cevap o gün benim solumda oturan kişiymiş ve ben de bunu fark edemeyecek kadar aptal...

Özür dilerim anne, senin oğlun ona güvenecek kadar aptaldı!

Bugün bir kez daha aptallık yapmayacaktım. Bir kez daha diyorum çünkü ilk aptallığı Lara'ya güvenerek yapmıştım. Onu odama hiç almamam gerekirdi ama ben bu lanet olası kalbe tek bir söz dahi geçirememiştim!

Odama girerek annemden bana kalan tek şeyi de mahvetmişti. Üstelik o elbise annemin intihar için giydiği elbiseydi. Evet, annem o elbiseyi çok sevdiğimi biliyordu ve her şey o gün benim sevdiğim gibi gitsin diye mavi çiçek desenli elbisesini de giymişti. Güzel ve kusursuz bir gün istemişti annem ve bunu başarmıştı da! Tek kusuru, birimiz yaşarken diğerinin ölmüş olmasıydı!

Kaybolmuşlar SokağıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin