Çiçeği Soldurmak

300 58 165
                                    

Kimsesizler Yetimhanesinin bilmem kaçıncı günü. Sessizliğin ardından gelen bağırışlar... Ailemizin bizi bulma ümidi... Kimsesizliğimizin altında yatan çocuğun döktüğü her gözyaşı... Ve elimizde olan tek şey çaresizlik...

Yetimhanemizin müdüresi Songül Hanım, duyuru yapmak için erken saatte, bahçeye çağırmıştı. Toplanan kalabalığın arkasında bekliyordum. Bunca insanla aynı yerde beklemek hayatın bana sunduğu bir tür işkenceydi. Her birinin bana uyguladığı zorbalığın tarifi yoktu. Beni istemiyorlardı, bunu şiddetle gösteriyorlardı. En çok da bu yakıyordu canımı...

Müdüremiz Songül Hanım, mikrofonu düzeltti. Boğazını temizledi, " Evet Kimsesizler' in biricik çocukları. Bugün sizin için çok güzel bir haberim var." Sesinde mutluluğun verdiği haz vardı. " Biliyorum siz iyi olan hiçbir şeye inanmazsınız. Çünkü iyiliğe olan inancınız kayboldu. Ve ben size gerçekten iyi bir haber getirdim. Artık lise çağındasınız. Sizin gibi olan çocukların gittiği bir lise var. Orada kendinizi eksik veyahut yalnız hissetmeyeceksiniz. Çünkü orada sizin gibi binlerce çocuk var. Bugünden itibaren Kaybolmuşlar Sokağı' nın öğrencisisiniz. " dedi. İsmi bile bizi bu kadar iyi anlatamazdı, Kaybolmuşlar Sokağı...

Herkes müdüreyi alkışladı, bizi ne tür felaketlerin beklediğini bilmeden...

1 HAFTA SONRA

Kimsesizler Sokağı' nın önündeydim. Bize layık bir okuldu. Soyulmuş kahverengi boyası, kırık dökük bir merdiveni vardı. Derin nfes aldım. Cehenneme benzeyen bu yerde nasıl bir eğitim görecektim diye düşünmeden edemedim. Önümden geçen beşli kız grubuna takıldı gözlerim. Saçlarını güzel bir şeklide toplamış , etekleri ütülenmiş bir şekildeydiler. Kendime bakma gereği bile duymadan kafamı farklı yöne çevirdim. Birkaç erkek az önceki baktığım kızları gösterip bir şeyler konuşuyorlardı. Onların yanında oturan kız ise cilveli hareketler yaparak dikkatlerini kendilerine vermeleri için uğraşıyorlardı.

Arkamdakinin belime uyguladığı baskı ile yere düştüm. Yüzümü kapatan saçlarımı geriye doğru atarak omuzumdan onlara bakmaya çalıştım. Bir kız arkama geçip saçımı çekti. Onlara bakmaya çalıştığım için sinirlenmiş olmalılardı. Acı ile inledim. Anneme seslensem beni duyar mıydı?

Yeni atağa geçeceği sıra ayak bileğinden kavrayıp yanıma düşmesini sağladım. Bu sefer kahkahalar onun rezilliği için yankılanmıştı. Sinirle inleyip bana baktı. Kahverengi gözleri ateş saçıyordu. Onu umursamadan yerden destek alarak kalktım. Üstümü silkelediğim sıra az önceki erkek grubunun da burada olduğunu fark ettim. Ona baktığımı fark ettiğinde dudakları kıvrıldı.

O sırada düşürdüğüm kızın arkadaşlarından biri," Sen ne yapıyorsun, geri zekalı!" diyerek üzerime yürümeye başladı. Az önceki çocuk önüme geçti. Bu hareketine anlam veremedim. " Yavaş gelsene sen bir! Hayırdır birilerinin üstüne yürümeler falan... Ben sana demedim mi ayak altında dolaşma diye!" diyerek bağırmaya başladı. Bunların arasında hiç iyi şeyler dönmediği belliydi. Ben adını bile bilmediğim birinin arkasında kedi yavrusu gibi saklanmıştım. Çaresizliğimi çok belli ediyor muydum?

Yere düşen çantamı aldım. Arkama bile bakmadan hızlı adımlarla yürümeye başladım. Okula adım attığım an kaosun içine düşmüştüm. Arkamdan gelen bağırma sesiyle durdum. Az önce önüme geçen çocuk, şimdi bana kaplan kesilmişti.

Önüme geçti, " Hayırdır nereye böyle? Apar topar gidiyorsun falan..." dedi göz kırparak. Dudağımı ıslattım. Cevap vermeli miydim? Emin değildim. Kolumdan tutup beni sarstı. Gözlerimi gözlerine çıkardım. Şu an karşımda duran kişi meraklı gözlerle bakıyordu. Oysa benim karşımda duran yabancıya vereceğim tek bir cevap bile yoktu. Bir adımla yanımda beliriverdi. Gitmeme izin vermişti. okulun giriş kapısına geldiğimde omzumdan ona baktım. Beni izliyordu. Ağzını oynatarak, " Daha çok görüşeceğiz , Dilsiz ." dedi. Önüme döndüm. Yüzümde tatlı bir tebessüm oluştu.

Kaybolmuşlar SokağıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin