çocukluk aşkı | kenan yıldız

beş

Hellooo yine ben geldiiim
İlk öncelikle bu bölüm Flashback ağırlıklı olacak. Yani hepsi flashback da olabilir...
Şimdi bölümler pek sık gelmese de benim için gerçekten sık geliyor...
Ama haftaya bölümler azalır malûm okullar... Ve sınava hazırlanıyorum...

Neyseee geçelim bölümee

Flashback

Kenan okuldan eve geleli bir saat olmuştu. Naz, Kenan'ı merak etmişti. Oysa Kenan her okuldan geldiğinde ilk Naz'ın yanına uğrar, ardından eve geçerdi. Bugün yanına gitmemişti ve Naz korkmuştu. Annesinden izin alıp hemen karşı komşularına yani Kenan'a gitti. Kapıya uzun süre vurduktan sonra açıldı.

''Willkommen! "
(Hoşgeldin!)
Naz, Kenan'ın annesini dinlemeden içeri daldı.
Kenan'ın annesi Almandı. Ve ev içerisinde genellikle Almanca konuşulurdu. Naz'da hem okuldan hem de Kenan'dan bir kaç kelime öğrenmişti.

"Hey Naz, wohin gehst du? Was ist passiert?"
(Hey Naz, nereye? Ne oldu?)

Naz koşmayı durdurup arkasına döndü.

"Kenan ist nicht zu mir gekommen. Ist etwas passiert? Ich war neugierig."
(Kenan yanıma gelmedi. Bir şey mi oldu? Merak ettim.)

Genç kadın gülümseyip Naz'ın saçlarını okşadı.

"Kenan ist in seinem seinem Zimmer. Sein Bein tut weh. Komm doch rein."
(Kenan odasında. Bacağı ağrıyormuş. Geç hadi.)

Naz hızlıca Kenan'ın odasına daldı. Kenan, yatağında oturuyor elindeki kitabı okuyordu. Bacağında beyaz bir şey vardı. O da neydi?

"Kenan bacağında ki ne? "

"Bacağım kırıldı" dedi Naz ve ailesinden öğrendiği Türkçe ile.

"Yaa nasıl kırıldı? Acıyor mu? Nasıl yaptın? Nerede oldu? " Naz soruları iki saniyede sıralamıştı. Kenan gülümseyip cevap verdi.

"Okulda top oynarken oldu. Acımıyor." aslında yüzünden belli oluyordu acıdığı.

"Ee sıkılmıyor musun burda? "

"Azıcık. Kitap okuyordum gel sana da okuyayım."

"Neyce o? " Kenan kısa kahkahanın ardından cevap verdi.

"Almanca"

"Hayır olmaz. Türkçe istiyorum ben."

"Kitaplığımdan rapunzeli getir onu okuyayım. Olur mu? "

"Oluur! " Diyip kitaplığa koştu. Aşağıdaki raftan rapunzeli aldı.

"Bir varmış bir yokmuş... "

•

"Prens, Rapunzel'i kuleden çıkaracak olan bir merdiven yapmaya karar verdi. Hemen yapmaya başladılar. Bugün bitecek, ertesi günü de kaçacaklardı. Sözleşip ayrıldılar. Cadı bunları duyunca hırslandı, ne yapacağını bilemedi.