lumberjack, yeongyu

bir; tanrı kang taehyun'u korusun

HADI BASLIYOOOOOZ

🥍

ders değiştirebileceğiniz veya okulu bırakabileceğiniz ve kredi ödemek zorunda kalmayacağınız son hafta bu haftaydı. beomgyu fazladan dört kredi almak ve programın ciddi şekilde gerisinde kalmak istemiyorsa hemen katılacak yeni bir takım bulması gerekiyordu.

kinesiyoloji bölümündeki tahtaya ölü gözlerle baktı. bir elini dudaklarına götürdü ve başvuru ilanlarına göz atarken tırnağını kemirmek için baş parmağını dişlerinin arasına koydu. seçmelerin çoğu zaten yapılmıştı; insanlar takımlara seçilmiş ve pozisyonlar dolmuştu.

beomgyu'nun gözleri, hâlâ yardıma ihtiyacı olabilecek birkaç kişinin yerleştirdiği ilanların üzerinde gezindi; basketbol takımı top toplayıcı bir çocuk arıyordu, tenis takımının çiftler için yedek oyuncuya ihtiyacı vardı ve görünüşe göre kolejde bir buz pateni takımı vardı. beomgyu, kendisine tam uyabileceğini düşündüğü ilanı aldı - arka tarafta durması için erkek amigo aranıyor. - bu okulun futbol takımı için bile değildi, bu lakros takımı içindi; lakros tartışmasız her şeyden daha kötüydü.

o gece ilandaki numaraya mesaj attı ve kendisine pazar günü kendi sahalarında düzenlenen westfield wolves lakros maçına gelmesi söylendi.

takıma doğru yürürken beomgyu'nun elleri gergin bir şekilde önünde kıvrıldı, el salladı ve takımın kaptanı olarak tanıdığı kişiye kendisini tanıttı.

kaptan lia endişeyle beomgyu'ya bakarak "ah, düşündüğümden daha zayıfsın" dedi. "hızlı mısın?"

"hızlı?" beomgyu gözlerini kırpıştırdı. "ben-ben... sanırım öyleyim?"

"sorun değil, zaten bugün hiçbir şey yapmayacaksın" dedi, ona birkaç ponpon uzatarak, "şimdilik sadece tezahürat yapanlara yardım edebilirsin."

beomgyu erkek soyunma odasına doğru ilerledi, diğer birkaç erkek amigonun orada hazırlanmakta olduğu söylendi ve kelimenin tam anlamıyla kurtlar ile yalnız bırakıldı. odaya girerken dişlerini birbirine gıcırdattı, odadaki saf testosteron miktarıyla hemen boğuldu.

hazırlanmakta olan ve ona merakla bakan lakros oyuncularının arasında yürürken burnunu kırıştırdı; muhtemelen avcunun içindeki aptalca parlak altın rengi ponponlar yüzünden gözler üstündeydi.

"ah, sen yeni başlayan olmalısın, değil mi?" beomgyu omuzlarının üzerine atılan bir kolla irkildi. hızlıca dönüp üzerine yapışan kişiye baktı ve kang taehyun'u hemen tanıdı; birlikte birkaç dersleri vardı ve kızlar her zaman ona yaltaklanıyorlardı.

beomgyu onun kinesiyoloji dersinde olmadığını düşünüyordu çünkü kin birinci sınıf öğrencilerinin temel derslerinden birkaçında yoktu. belki beslenme? yoksa biyoloji mi?

"ah, evet, o benim." beomgyu başını salladı ve gergin bir şekilde gülümsedi. taehyun, beomgyu'ya daha iyi bakabilmek için başını eğerek, "seni seçmelerde gördüğümü hatırlamıyorum," diye mırıldandı, "tezahürat yapacak birine benzemiyorsun."

"hayır," beomgyu devam etti, "bunu asla yapmadım. futbol oynamaya çalışıyordum ama bir süre sonra atıldım."

"ah, sen kin öğrencisi olmalısın, değil mi?" beomgyu cevap olarak mırıldandı, etrafına bakmaya çalıştı ama aynı zamanda kimseye çok sert ya da çok uzun süre bakmamaya çalıştı - lisede eşcinsel olduğunu açıkladıktan sonra erkeklerin soyunma odalarında yeterince boktan deneyimler yaşamıştı. önümüzdeki dört yıl boyunca tekrarlanmasına gerçekten ihtiyacı yoktu.

"sanırım bugün biraz ponpon sallayacağım ama kaptan arka direk olacağımı söyledi?"

"evet, yenisine ihtiyacımız var - eskisi geçen yıl mezun oldu," diye içini çekti taehyun. beomgyu'nun omzuna hafifçe vurdu ve soyunma odasının daha sessiz kısmına doğru başını salladı, "sana zaten bir dolap ve her şey ayarladık - 25 numara. üzerini değiştirip hazırlanmak istersen üniforman orada olmalı"