hellooo
oy yorum lutfenn
beomgyu herkesin neden yeonjun'dan korktuğunu çok geçmeden anladı.beomgyu zaten adama karşı temkinliydi - soğuk bakışları, beomgyu'ya karşı saldırganlığı ve sırf onu uyandırdığı için neredeyse bileğini kırması ile - ancak diğerlerinin neden ona bu kadar kolay bir şekilde psikopat deyip buna inandıklarını anlamamıştı.
birini öldürdüğüne dair söylentiler bile vardı. soğuk ve kaba görünüyordu - ancak birini öldürecek değildi (ama yanlışlıkla formasını aldığı için beomgyu'nun kafasını koparmaya hazırdı).
maç en başından itibaren kötü geçmişti - beomgyu fark edilebilir bir şekilde nefesini tuttu ve minho'ya oyunun henüz iki dakikasında faul yapıldığından jisung'u sahaya atlamaktan alıkoymak zorunda kaldı.
kaptan hedefinin yanında küçücük görünüyordu ve adam boy avantajını kullanarak omzunu eğip doğrudan minho'yu göğsünden ittiğinde sert bir şekilde düşmüştü. kaptan tamamen nefessiz kalmıştı ve ayağa kalkması birkaç dakika sürdü, kendisini sahadan sürükleyen soobin'e ağır bir şekilde yaslandı.
taehyun ve jisung hemen koşup takım hemşiresinin ona bakabilmesi için onun oturmasına yardım ettiler. genelde çoğu takım kaptanlarından nefret ediyordu; genellikle onlara saygı duyuyordu ama onların güçlerinden yararlanıp etraflarındaki insanlara patronluk taslamalarından da nefret ediyorlardı. ama herkes minho'ya hayrandı; o tamamen bir melekti, nazik sözler söylüyordu ve bağırıp takımını teşvik ediyordu.
bu yüzden onun yere çarptığını görmek diğer takım için iyiye işaret değildi. changbin kaskını çıkarıp hedefinin üstüne çıktığında ve ona bağırdığında maçın sadece on beş dakikası geçmişti.
hakem yumruklar havaya uçmadan aralarına girmiş ve defans oyuncusunu sert bir şekilde uyarmıştı. yirmi dakika sonra rakip takım sonunda yeonjun'a gol attı. kalecinin hiçbir şey söylememesi, sadece topu ağlardan alıp yarı çizgideki hakeme atması daha da kötüydü.
beomgyu on beş metre öteden kalecinin öfkesinin tüm sahaya yayıldığını neredeyse hissedebiliyordu. tezahürat ekibi, oyuncuların isimlerini bağırarak ve tezahüratlarıyla birlikte ponponlarını sallayarak tezahüratlarını sürdürmeye çalıştı. beomgyu zar zor tezahürat yapıyordu, diğer adamların kaybetmesini izlerken oyuna fazlasıyla odaklanmıştı. sonunda yeonjun'un amigo takıma doğru başıboş bir topun uçması ile bakışlarını o tarafa döndürdüğünü gördü.
beomgyu'nun gözleri, yanındaki kızlardan birkaçının çığlık attığını, topun doğrudan onlara doğru geldiğini duyunca fal taşı gibi açıldı.
etrafında hızla döndü ve hemen yakınındaki iki kızı yakalayıp başlarını kendi vücuduyla kapattı.Topun kalçasına çarptığını hissettiğinde bayılacakmış gibi hissetti.
hemen dizlerinin üzerine çöktüğünde inledi, kızlar hemşireye yanına gelmesi için bağırıyor, onu dik tutmaya ve hep birlikte yere yığılmamaya çalışıyorlardı.
lakrosta topların ne kadar hızlı uçtuğunu göz önünde bulundurarak takımların ve amigo takımlarının saha çizgileri üzerinde durmasını her zaman biraz tuhaf bulmuştu - birisi atışı yakalamazsa veya kontrol yanlış gitse ne olacağını her zaman merak etmişti.
bir oyuncu saha dışına itildi. tribünler ve taraftarlar koruyucu ağların arkasındaydı ama takım, yedekler ve antrenörler neredeyse sahadaydı. görünüşe göre cevabını almış; yani hiçbir dolgu maddesi olmadan top kıçına bir çivi gibi saplanmıştı resmen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
lumberjack, yeongyu
Fanfictionyeonjun'un elleri lakros maçlarına çıkmaktan yaralarla doluyken beomgyu kendine yüzük seçerdi