King's Cross ve Platform 9¾

29 6 0
                                    

O gün geldi çattı. Hayatımızın en atraksiyonlu günüydü. Yani düşünsene normal bir insan gibi yaşadığın hayatın tam ortasına hiç tanışmadığın bir yaşam tarzıyla yaşamak zorunda kalıyorsun. Ama bu zorunluluk bana kalırsa her insanın yaşaması gereken -En azından bu yazdıklarımı okuyan her kişinin- bir olay.

Hagrid bize hangi perona nasıl bineceğimize dair en ufak bir bilgi dahi vermeden defolup gitmişti. Düşünün o beş gün boyunca bizimle konuşamayan Vernon enişte bile biletin üzerinde yazan ''peron dokuz üç çeyrek''  yazısını görünce bize kazıklandığımızı söyledi. Aslında ben bile bir zamandan sonra kazıklandığımızı düşünmeye başlamıştım. Ta ki bugüne kadar...

-Yazardan: (Şunu söylemeliyim kitapta karakterleri tanımamız adına felsefe taşıyla giriş yaptım. Kitap üç ana temelden oluşuyor . He bide birkaç bölüm sonra 4. sınıfa direk atlıyıcam haberiniz olsun.iyi okuyuşlar :) )

Vernon enişte bizi Londra'ya indirip King's Cross İstasyonu'na getirdi. Kapının girişine kadar bize eşlik ettikten sonra

- Eh, hadi bakalım gidin bakalım bulabilecek misiniz dokuz üç çeyrek' i. (!)

- Ah, şu adamın ağzını yüzünü dağıtsam azdır.

-  Abartma Eva dalga geçiyor sadece.

- Yine de insanın sinirlerini bozuyor.

Biz bunları söylerken baya yürümüştük.

- Ama bir yandan haklı sen daha önce böyle bir peron duydun mu?

- Hayatımda kaç kere trene bindim ki böyle bir peron duyayım??

- Kitaplar?

- Görende seni Hermione sanar. Alt tarafı 5 kitap okudun?

- O kim be?

- Hatırlamaman normal 3. sınıfta ayrı sınıflara düştüğümüzde benim sıra arkadaşımdı. İnan bana Vernon eniştenin kilosundan daha fazla kitap okumuştur o.

- Abartma ne kadar okumuş olabilir ki o da bizim gibi bi çocuk?

Ben Rry'ı umursamıyordum. Ama şu yanımızdan geçen kızıl saçlı hafif tombul bir kadın ve yanındaki 4 çoçuğunun konuşmaları beynimde ampüle sebep oldu.

- Ah! Şu mugglelar. Hadi hadi oyalanmayın biraz daha yaylanırsanız treni kaçıracaksınız!

Mugglelar mı? Evet Hagrid bunlardan bahsetmişti.

-Rry. Beni takip et.

Kadının durduğu 9 ve 10. peronlar arasında Rry ile beraber geldik. Normalde insanlarla iletişimin kuvvetli olduğu için Rry'ın yerine ben sormak zorunda kaldım.

- Afedersiniz hanımefendi acaba Hogwarst...

- Ah evet tatlım burdan geçiliyor. Tek yapmanız gereken duvara doğru yürümek. Eğer heycanlanırsanız koşmanız daha iyi. Hadi bir oğullarımı izleyinde nasıl yapacağınızı görün.

Ha? Bu neydi şimdi duvara doğru yürüyünce duvar mı gidiyordu? Dalga mı geçiyorsun be teyze?

Evet gidiyormuş.

Oğlanların yürüyerek geçtiği o duvar bir anda yok olmuştu?!

- Evet hadi sıra sizde!

Kadının diğer bizimle yaşıt gibi duran oğlu Rry'la beraber, ben ise tek başıma geçmiştim duvardan.

Eşsiz güzellikte bir tren daha önce görmediğinize o kadar eminimki. Her yerde cadılar ve büyücüler ve yanlarında çoçukları, çocuklarının ellerinde ise bizimkiler gibi devasa sepetler...

- Buraya geldiğime hiç pişman değilim.

- Bende.

Rry ile çok konuşmadan sepetlerimizi görevliye verdik. Ardından trene binip boş bir kompartımana oturduk. Çok geçmeden az önce Harry ile beraber duvardan geçmiş çocuk kapıyı açtı.

- Şey... Diğer her yer dolu da buraya geçebilir miyim?

- Burası boş sadece ikimiz ve sen varsın.

Çocuk hiç beklemiyormuş gibi sevinçle oturuverdi.

- Bu arada ben Ron Weasley.

- Bende Harry Potter.

- Evelyn Potter.

- Ne yoksa siz Potter ikizleri misiniz? Vay canına. Peki şu yara olayı doğru mu? Yani birinizin başında diğerinin kolunda olan..

- Evet doğru. Maalesef.

Ben kolumu Harry ise alnını göstermişti. Biz birbirimizle sohbet ederken baya iyi kaynaşmıştık. Okula gelmemize yakın kapıyı bir kız açtı.

- Merhaba ben Hermione Granger. Hogwarst'a yaklaşıyormuşuz ve kıyafetlerimizi giymemiz gerekiyormuş bildirmemi istediler- Bir dakika Eva?!

- Mione?!

Hermione ile uzun zamandır görüşmüyorduk ve şuan bu trende Harry'den başka bir tanıdığımın olması işime gelmişti.

- Hey sana Eva diyenin bir tek ben olduğumu sanıyordum?

- Evelyn Potter. Hah şaka gibi sıra arkadaşımın aslında bir Potter olduğunu bilmiyordum! Ve sende Harry olmalısın.

- Evet Harry Potter.

- Adımı sormadın ama bende Ron Weasley.

Mione nedense tiksinir gibi oldu ve memnun olduğunu dile getirerek gidiverdi.

- Neden bu kadar kırıcı olmak zorunda ki?

- Tanırsan seversin ;)

~ ~


The Red One  - Draco Malfoy Classic Fanfiction SeriesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin