290224
🔗
Mehru, demişti babam: 'Ben askerim. Doğduğumuz topraklarda doğup-büyüdüysek vatan bize kucak açmış demektir. Onu boş çevirmemeliyiz, biz de kucak açmalıyız ki rahat aldığımız nefeslerin karşılığı olsun. Bu yüzden bizim bu hayatta ki tek gayemiz şehitlik mertebesine ulaşabilmek. Hayatımda annenin ve senin varlığın kendimi korumak için bir işaret olsa da bu toprakları korumazsam sizi korumamın da bir anlamı olmaz kızım. Arkadaşlarım, vatanımız zor durumdaysa benim gitmem gerekiyor çünkü başka insanların da benim yardımıma ihtiyacı var.
Vatan benim canım, siz benim cananım. Can olmadıktan sonra cananın varlığı da yetersiz olur.
Göreve gideceğim ve belki de dönemeyeceğim geri, bu seninle son baba-kız günümüz olacak. Bu üzmesin seni ama her daim göğsünü kabartarak babam şehit oldu diyebilmelisin. Bayrağımız dalgalandıkça ve bu topraklarda bizlerin varlıkları silinmediği müddetçe ben hep yanında olacağım. Belki taşıdığımız al bayrakta belki de kalbinde ama ben mutlaka senin yanında olacağım. Bunu unutma güzel kızım, seni önce Allah'a sonra kendine en sonda annene emanet ediyorum. Kendine iyi bak Mehru'm, arkamdan asla göz yaşı dökme olur mu? Göğsün dik bir şekilde babam şehit oldu diyebilmeyi unutma.' diyerek son gözyaşlarımı o gün dökmem için fırsat vermişti babam. Belki de hissetmişti ve son konuşmamızda benim güçlü olmamı istemişti.
Başarmıştım bunu. Her gün kapımız çaldığında babam sanarak koşmuştum kapıya. Bir gün açtığım kapının arkasında askerleri ve ambulans görevlilerini gördüğümde 13 yaşında olmamı unutarak onlara, 'Babam nereye saklandı, benimle oynamayı mı özledi?' demiştim.
Herkes ağlarken annem ile ben ağlamamıştık. Bize haberini verdiklerinde de ağlamamıştık. Cenazesi kaldırılırken de bir göz yaşı dahi dökmemiştik. Babamın istediği gibi.
Benden büyük gözüken bir erkek gelmişti yanıma o esnada 'Benim annem de asker ve ben onu kaybetseydim çok ağlardım. Bir daha geri gelmeyecek ve ona sarılamayacağım çünkü.' demişti. Bu sözler içimde bir yerleri yakıp küle çevirse de başımı dik tutarak ona bakmıştım.
'Ağlamamamı babam istedi, ağlamam onu çok üzer. Onlar bizi korumak için şehit oluyorlar ben de bununla gurur duyuyorum.' Duymuştum da. 15 yıl boyunca babamın bana bıraktığı al bayrakla yaşamıştım.
Babam şehit oldu diye değil, ayağım taşa takılıp yere düştüm diye ağlamıştım. Arkadaşlarımın başın sağ olsun dediğinde değil, yanlışlıkla dilimi ısırdım diye ağlamıştım ama babam şehit oldu diye ağlamamıştım hiçbir zaman.
Onun yolundan gitmek istesem de bu hayatta ki tek varlığım olan annemin ve kardeşimin bir gün beni de kaybetmesini göze alamayarak Cumhuriyet Savcısı Mehru Saygın olmuştum.
Babamın dediği gibi bu topraklar için savaşan ama onun kadar kutsal bir görev yapamayan Mehru Saygın.
Şehit yüzbaşı Metin Saygın'ın kızı Mehru Saygın. En büyük mertebem de buydu bu hayatta, şanlı taşıdığım en kutsal mertebem.
🔗
merhaba, bir anda gördüğüm rüya sayesinde bismillah çektiğim kurgumu kafamda her şeyi netleşince sizinle buluşturmak istedim.
sizden ricam birbirimizi kırmadan saygı çerçevesi içerisinde yorum yapmanız, değerlendirmeniz. herhangi bir kurgunun adını bu satırlarda anmamanız. bu benim emeğim, o onun emeği; herkesin emeği de kendisine kalsın.
bu ve bundan sonrasında benimle olacaksanız sizden isteğim desteğini eksik etmemeniz. hep beraber yan yana olmamız. sevgilerimle, beyz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AHVER
Azione'Ey Türk gençliği! Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir.' Doğdum, çocuk oldum, büyüdüm; bedenim deği...