Gözlerimi yavaş yavaş açtığımda tepemde ışık vardı. Işık gözlerimi kısmama neden olduğu için hiç hoşlanmamıştım. Gözlerim bulanık görürken netleşmeye başladı. En sonunda da netleşti ve hastane olduğumu anladım. Sol koluma baktığımda koluma bir serum takıldığını gördüm. Gözlerimi kolumdan ayırıp az ötede duran koltuğa baktığımda Çınarın oturduğunu gördüm. Uykuya dalmıştı...
Bazen yemin ederim bu çocuğa sıkı sıkı sarılasım geliyordu. Öyle güzel uyuyordu ki, uyanmasın diye kıpırdamadan durmaya çalışıyordum. Yatağımda onu izlerken canım bir anda su çekti. Bazen öyle canım su çekiyordu ki bardak bardak içesim geliyordu. Bu sadece bende mi var ben anlamıyorum ama güzel bir şey.
Gözlerimi zar zor Çınar'dan aldım ve odada gezdirmeye başladım. En sonunda gözüm su dolu sürahi'yi gördü. İçmek için ayaklarımı yataktan sarkıttım ve terlikleri giydim. Yavaşça kalktım ve tam yüreyecektim ki başım döndü. Başım dönünce yatağa doğru düştüm. Çınar gözlerini açtı ve bana kısık gözleriyle baktı. Benim kalkmaya çalıştığımı anladığında gözleri irileşti ve bir anda ayağa kalktı. "Asmin ne oldu? İyi misin?" Çınar yanıma gelip benim yatağa geri yatmama yardım etti. Dudaklarım öyle bir kurumuştu ki konuşamıyordum. Parmağımla sürahiyi gösterdim. Çınar parmağımın gösterdiği yere bakınca anlayıp onun yanına gitti. Bardağa su doldurdu, yanıma geldi.
Elini sırtıma koyarak doğrulmama yardım etti. Beni doğrultup elindeki bardağı bana vermeden kendi içirmeye başladı. Bardaktaki suyu bitirdiğimde bardağı sürahinin yanına bıraktı. "Bir daha içmek ister misin?" Su içtiğim halde yine de zar zor konuşuyordum. "Teşekkür ederim gerek yok." Başını tamam anlamında sallayıp yanıma doğru geldi.
"Daha demin ne oldu, sana bir şey olmadı değil mi?" Gözlerinin içine bakarak cevap verdim. "Hayır ben iyiyim. Sadece su içmek için ayağa kalkacaktım tam kalktığım anda başım döndü." Çınar her dediğim cümleye endişeyle bakıyordu. "Başın mı döndü?" Çınar neden bu kadar endişe ediyordu ki anlamıyordum. "Evet Çınar başım döndü bu normal bir şey." Çınar ayağa kalkıp kapıdan koştura koştura çıktı. Büyük ihtimalle doktora koşmuştu. En sonunda geldiğinde nefes nefese kalmıştı. "Ne oldu neden gittin koştura koştura?" Nefesini düzene sokmaya çalışarak cevap verdi.
"Başının dönmesi normal mi diye doktora sormaya gittim." Gözlerimi devirerek, "Ee normal miymiş?" Çınar gözlerini kısarak cevap verdi. "Evet normalmiş." Sırıtarak, "Ben demiştim bak." Bu sefer Çınar gözlerini devirerek koltuğa oturdu ve beni izledi. Birkaç dakika sonra kapının kapısı aralandı ve içeriye Buse, Nihan, Emre ve Berlin girdi. Bu kişileri bekliyordum ama hiç beklemediğim biri daha vardı Ecrin. Onun burada ne işi vardı daha tanışmamıştık bile?
"Geçmiş olsun Asmin." Ecrin gözlerini bana dikmişti ve hiç ayırmıyordu aynı zamanda da beni süzüyordu. İçimden bir Tövbe estağfurullah diye söylendim ve teşekkür ettim. "Teşekkür ederim." Bu kızın bir derdi vardı ama ne olduğunu çözücektim. "Rica ederim iyisin değil mi?" İçimden bir daha Allah'ım sen sabır ver yarabbim inşallah kötü niyeti yoktur. "Evet, iyiyim tekrardan sorduğun için teşekkür ederim." Buse ve Nihana baktığımda onların Ecrine Side eye attığını gördüm. Gülmemek için kendimi zor tuttum. Buse hemen gözlerini Ecrinden alıp bana çevirdi. "Asminnnnnn sana bir şey oldu diye çok korktum yemin ederim ya." Elimle Buseyi çağırdım ve ona sarıldım. Buse'nin kulağına doğru fısıldadım.
"Buse siz çıktıktan sonra Nihanla odama gel bir şey soracağım." Buse kafasını tamam anlamında sallayıp Nihan'ın yanına geçti. Nihan hala Ecrine Side eye atmaya devam ediyordu. Aynı zamanda da yüzü ekşiyordu. Nihan da büyük ihtimalle benim gibi düşünüyordu. Buse Nihan'ın yanına gidip "Bak şimdi sana espri yapıcam ama gül tamam mı sadece sana özel bir espri çünkü, gülmezsen seni ben döverim." Nihan Buseye umursamazca bakıp kafasını tamam anlamında salladı. "Gerçi sen beni dövemezsin ama neyseee." Buse Nihana bir anda vurmaya başladı. Nihan en sonunda pes edip, "Tamam tamam hadi söyle." Buse Nihanın kulağına en sonunda yaklaştı ve benim dediğimi ona söyledi. Odadaki herkesin gözleri onlardaydı bu yüzden aşırı tepki çekiyorlardı.
Nihan gülmeyi unutup kafasını tamam anlamında salladı. Buse ona öyle bir bakıyordu ki sanki öldürecekmiş gibi bakıyordu. Nihan en sonunda Buseye bakıp o tepkisini gördüğünde, "Hiç komik değildi ki ben bunun nesine güleyim?" Buse dayanamayıp Nihanı dövmeye başladı. Buse Nihanı döverken bir yandan da odadaki herkes gülüyordu. Çınar yanıma gelip, "Bir şeye ihtiyacın var mı?" Çınara bakıp gülümsedim. "Hayır gerek yok teşekkür ederim."
Çınar yanıma gelip sessizce, "Teşekkür mü? Ben sana ne dedim hanımefendi hatırlayalım lütfen." Yanımdan çekilip diğerlerine baktı. Gülümseyip bende onlara gözümü çevirdim. "E hadi çıkalım artık kız rahatsız olmasın." Nihan belli ki sıkılmış ve bizimle artık konuşmak istiyordu. "Estağfurullah canım ne rahatsız olması." Nihan hemen cevap verdi. "Sen bizden mikrop felan filan koparsın şimdi aman aman olmaz gidelim biz." Ufak kahkaha atarak cevap verdim. "Siz bilirsiniz." O an gözlerimi Ecrine doğru çevirdim. Ecrin gözlerini Çınar'dan ayırmıyordu. İçimden kıza azıcık saydırmış olabilirim ama azıcık ya.
Nihan kapıya doğru adım atmaya başladı. Buse de onu takip etti ama Ecrin hala yerinde durmuş Çınara bakıyordu. Şeytan diyor ki git kızın saçını yol üstüne de dayak at ama işte şuan yataktayım malesef. Buse giderken, "Ecrin gelsene hadi." Buse Ecrini dürttüğü an Ecrin hemen hızlıca gözlerini kırpıştırdı ve kapıya doğru ilerledi. Şuan iş kızlardaydı bir an önce yanıma gelmeleri gerekiyordu. Tam lavaboya gitmek için kalkacaktım ki Çınar hemen bana seslendi. "Asmin nereye hiçbir yere gidemezsin." Çınara Side eye atıp cevap verdim. "Lavaboya gidicektim istiyorsan gitmeyip altıma da yapabilirim Çınar."
"Tamam tamam ona gidebilirsin." Ayağa kalkmaya çalıştığımda Çınar da bana yardım etti. Beni lavabo'nun kapısına kadar bıraktı. "İçeri de gel istersen." Çınar öyle bir bakış attı ki tırsıp içeri girdim ve kapıyı kapattım. Birkaç dakikaya çıktığımda Çınar koltukta oturuyordu bende fırsat bilip kapıdan dışarıya çıkıp nefes almak istemiş ve artık eve gitmek istemiştim. Alt tarafı bir baygınlık geçirdim yani ben neden günlerdir burdayım?
Kapıyı tam açtığım sırada Çınar yerinden hopladı ve kendini yanımda buldu. "Dışarıya nefes almak için çıkacaktım sadece." Çınar gözlerimin içine bakarak doğru mu söylediğimi anlamaya çalıştı. Doğru söylediğimi anlayınca tamam anlamında kafasını salladı. Tam kapıyı kapatıyordum ki arkamdan Çınar seslendi. "Beni bekle beraber çıkalım bahçeye." Elimi anlıma vurarak Çınarı beklemeye başladım. En sonunda geldiğinde ikimiz beraber yürümeye başladık. Çınar arada sırada bana bakıp benim iyi olup olmadığıma bakıyordu.
Bahçeye indiğimizde beraber nefes çekip gezmeye devam ettik. "Çınar," dedim ve durdum. Çınar benim durduğumu anlayıp tam karşıma geçti. "Efendim Asmin." Gözlerimi daha fazla tutamadan gözlerimi kaçırdım ve merak ettiğim soruyu sordum.
"Ben neden hâlâ buradayım benim bir şeyim yokki?" Çınar hafifçe tebessüm etti ve cevap verdi. "Ben istedim Asmin." Bu cevabı hiç beklemediğimden dolayı Çınarın karşısında kalakalmıştım. En sonunda kendime gelip, "Neden ki ben iyiyim gerçekten." Çınar bana iyice yaklaşıp önüme gelen bir tutam saçı kulağımın arkasına sıkıştırdı ve beklemediğim o cevabı verdi.
"Sana bir şey olmasından çok korkuyorum Asmin. Sana bir şey olmasını istemiyorum."
******
Geldik bölümün sonuna umarım sizin için güzel bir bölüm olmuştur. Okuduğunuz için çok ama çok teşekkür ederim. 💗✨🦋
Güzel günler geçirmeniz dileğiyle. ❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahperi | Yarı Texting
Romance"Kendini çok yoruyorsun. Bu kadar yorulmanı istemiyorum. Kendine zarar vermeni istemiyorum." ~ Çınar Karadağ