Bütün olan bitenleri bir müzikle tekrardan aklımdan geçiriyordum. Bir türlü olaylar aklımdan çıkmak bilmiyordu. Arkada çalan şarkı Dursun Zaman - maNga idi. Şarkıya kendimi kaptırırken birinin bana dokunmasıyla birlikte irkildim ve bana dokunan kişiye baktım. Hostes abla geldiğimizi söyleyerek yanımdan ayrılmıştı, etrafıma baktığımda herkesin çoktan servisten indiğini gördüm. Bende çok geçmeden servisten aşağıya indim.
Okulun içine doğru ilerlerken bir anda herkes beni görüp yanıma gelmeye başladı. Tanımadığım bir çocuk yanıma geldi ve, "Abla bir imzanı alabilir miyim rica etsem?"
"Tabi ki de." eline baktığımda bir kalem ve benim fotoğrafım vardı. Fotoğrafa bakınca Çınarın ben oynarken çektiği bir fotoğraf vardı. Çınarın çektiğine dair bir şüpheye düştüm. Çünkü o sadece video çekmişti ama elbet bu fotoğrafları çekeni bulmam gerekiyordu.İmzamı attım ve çocuğa bakıp gülümsedim. "Abla sana çok teşekkür etmemiz lazım çünkü sen bütün kadınların güçlü olabileceğini ve başka sporları da yapabileceğini gösterdin. O yüzden teşekkür ederiz." Bu kız çocuğunu dinlerken o kadar mutlu oldum ki anlatamam. "Rica ederim, böylelikle kadınların istediği her şeyi yapabileceğini gösterdim senin dediğin gibi."
Birbirimize gülümseyip daha sonra görüşecebileceğimizi söyledik, tam kız gittiği anda bana doğru bir kuyruk olduğunu gördüm. Herkes benden imza almak için toplanmıştı. Herkes bir anda bağırmaya başlayınca nöbetçi hoca beni görüp gülümseyip yanıma geldi. "Yeni fanların şimdiden kurtuk bile oluşturmuşlar." gülümseyip kafamı evet anlamında salladım. Çok geçmeden zil çaldı ve herkes oflayarak İstiklal Marşını okumak için sırasına yerleşmeye başladı. Bende gülümseyerek benim sınıfımın olduğu sıraya doğru ilerlemeye başladım.
İstiklâl Marşı sırasına geldiğimde herkes bana bakarak sırıtıyordu. Hocaların konuşmasıyla beraber herkes kendi yerine geçip İstiklal Marşını söylemeye başladı. Bayrağa bakmakta oldukça zorlanıyordum çünkü tam da güneş gözüme geliyordu. Bu güneşte tam da zamanında geldi gerçekten.
En sonunda İstiklâl Marşını bitirdiğimizde ilk iki ders bedendi o yüzden hemen hızlıca sınıfa gidip bahçede futbol oynamak için can atıyordum. Belki voleybolda oynayabilirdim duruma göre değişir bu durum. Herkes sınıf sınıf ilerlerken bizde okula girdiğimiz anda sıra tabii ki de bozuldu. Her zamanki gibi. Hiç doğru düzgün olmayan o sıra...
Sınıfa girdiğimde hemen sırama doğru ilerleyip çantamı askılığa astım. Sınıfa geleli sadece bir kaç ay olmuştu ve malesef sınav haftası da geliyordu. Tek korktuğum sınavlar Tarih'di şu anlık.
Hava güzel olduğu için montumu da çıkarıp sandalyeme astım. Astıktan sonra kulaklığımı da sıramın altına koyarken arkamdan birinin bana sarıldığını gördüm. "Benim ünlü bebeğim." Buseyle aramız o kadar ısınmıştı ki öbürleriyle bile Buse gibi konuşamıyordum, o konuşmam sadece Buseye özeldi. "Bak seni yerim dikkatli ol!."
"Bende seni yerim." deyip gülümsedik ve bedenimi Buseye çevirdim. "Hadi bahçeye inelim."
Buse'nin koluna girip bahçe kapısına doğru yürürken Nihan da yeni gelmişti okula."Nihan sen yokken biz vardık canım hadi hızlı yürü biraz." Nihan Buseye seni gebertirim anlamında bir bakış yolladı ve sınıfın kapısından girdi. Biz Buseyle bahçeye çıktığımızda herkes aşağıda sıra olmuştu bile. Merdivenlerden inerken bütün gözleri üzerimde hissedip sınıfa doğru baktığımda gerçekten de herkesin bana baktığını gördüm.
Bir ses herkesin dikkatini çekti. "Arkadaşlar hadi ama neden mal gibi duruyorsunuz alkışlayın kızı." Çınar alkışlamaya başlarken, herkes alkışlamaya başladı. Aslında buna gerek yoktu ben sadece oynamıştım. Ellerimi durmaları için kaldırıp, "Tamam teşekkür ederim herkese ama bu kadarı yeterli. Ben sadece Futbol oynadım hani sizin deyişinizle kızlar Futbol oynayamazdı ya ben de kızların Futbol oynayabileceğini göstermek istedim. Sadece Futbol bile değil isterlerse her sporu herkes yapabilir sadece bunu beyninize sokun benim için yeterli."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahperi | Yarı Texting
Romansa"Kendini çok yoruyorsun. Bu kadar yorulmanı istemiyorum. Kendine zarar vermeni istemiyorum." ~ Çınar Karadağ