2.bölüm

229 16 2
                                    

Dalgın bir şekilde iş yaparken dizlerim ıslanınca irkildim.
"Bu kovanın odamın önünde ne işi var?!"
Yutkunarak ıslanan halılara baktım.
Yerleri siliyordum. O kovanın başka ne işi olabilirdi ki?
Başımda dikilen birisini hissedince kafamı kaldırdım. Kovayı deviren beşinci prenses Gladya'dan başkası değildi.
"Özür dilerim prensesim. Bir daha kovayı koyduğum yere dikkat edeceğim."
Burnunu kırıştırırken ayakkabısını bana uzattı. Bezimin suyunu sıktıktan sonra ayakkabısına uzandım. Ayağını geri çekti.
"Hayır. O bezi değiştir."
Belime bağlı önlükteki bezlerden birini alıp hızla ayakkabısını sildim. Diğer ayakkabısını da sildirdikten sonra odasına girdi. Prenses uzaklaştıktan sonra hızla ayağa kalktım. Elbisemin etekleri ıslandığı için ağırlaşmıştı. Hızla yerdeki kovayı kavrayarak sıktım. Yeniden doldurmam gerekiyordu. Duvardaki saate bakarken dudağımı dişledim.

Akşam alıştırma yapmam gerekiyordu. Bu akşam Damian ödevimi kontrol edecekti. Sabah yetiştirememiştim. Birkaç sayfası kalmıştı. Çıkardığım notları da temize geçirmem gerekiyordu. Stresle iç çektim.
Bazen sadece normal bir kız olmak istiyorum.
Saray hizmetçisi veya Damian öğrencisi değil. Yalnızca bir kız...

"Ne duruyorsun burada böyle?!"
Baş hizmetçi koridorun ucunda belirdiğinde hızla toparlandım.
"Yeni kova almaya gidecektim efendim. Üzgünüm."
Sertçe ve aşağılarca bana baktığında koşarak önünden geçtim.
"Koridorun başından tekrar silmeye başla. Ayakların çamur yapıyor."
"Anlaşıldı efendim."

Koşturarak yeni bir kova hazırladım. Merdivenleri çıkarken önümde birinin belirdiğini hissettiğimde elimdeki kovayı daha sıkı kavradım.
"Sırılsıklam olmuşsun. Eteklerinden su damlıyor."
Yere baktım. Sadece bir iki damla duraksadığım için yerde lekeler bırakmıştı.
"Temizleyeceğim prensim."
Dördüncü prens Phillip olduğunu sesinden anlayabilmiştim. Beni gördüğünde laf edecek tek prens oydu.
"Hızlı olsan iyi olur."
Kafamı sallayarak hızla merdivenleri çıkmaya devam ettim.

•••••••••••••••••

Koşturarak kovaları köşeye bırakıp mutfağa girdim. Mutfakta büyük bir koşuşturma vardı. Elime birkaç tabak alarak götürülmesi gereken tezgaha bıraktım. Herkes bir yere bir şey götürürken birisine çarpmamaya dikkat ettim. Herkesin içinden sıyrılarak depoya ilerledim. Depodaki dökülmüş malzemeleri kaldırdıktan sonra hızla dışarı çıktım. Hava buz gibiydi.
"Nereye gidiyorsun?! Hey!"
Yarın sarayda bir parti verilecekti ve herkes hazırlık yapmaya uğraşıyordu.

"Islak ıslak donacaksın."
Arkamdan gelen sesle birlikte duraksadım.
Damian...

Damian'ın Büyülü Kitapları Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin