05.09.2024Gözlerimi araladığımda güneş ışıkları gözlerimi yakıyordu, yavaşça yataktan kalktım. Banyoya girip elimi yüzümü yıkayıp telefonumu alıp mutfağa doğru ilerledim. Sıla işe gitmişti. Bir kaç kahvaltılık çıkarıp kahvaltı yaptım. Dizimi izliyordum, erkek olan kızdan vazgeçiyordu. Kız söz verdiği bir şeyi yapmıyordu ve erkek bunun için kızdan vazgeçiyordu. Kız da vazgeçtiği için onu bırakıyordu. Kızın eskiden onu sevdiği adamla karşılaşıyordu ve bir yüzleşme oluyordu.
Kızın fotoğrafına yıllarca bakıyormuş bunu itiraf ediyordu. Her bir cümlesinde kız ezildi. Yıllarca aradığı cevap buydu ve aşık olduğu adam onu tek hatasında sildi.Peki ya aşık olduğun kişiyi tek bir hatasında siler miydi insan? Sevdalıysa hayır ama aşıksa evet çünkü aşk ve sevda arasında dağlar kadar fark vardır. Aşk olduğun bir çiçek, eşya olabilirken , sevda ansızın olur ve tek bir insana olur. Kalbinin yeniden çıktığını hissedersin , ellerin titrer, dilin tutulur, gözlerin konuşur. Sevda işte buydu; tek bir kelimesine , onlarca cümle kurabilmekti.
Ben sevdiğim adamın sessizliğine onca kelimeler sığdırdım, ona aşık olan kadın onu sessizliğe bıraktı.İki günlük aşklara sevda dendi, yıllarca özlemle onu bekleyen , her gece onun için ağlayan, her anı unutmamak için defterlere yazan, hayallerini kuran,yıllar geçse bile onun sadece sesini duymak için çabalayan kişiye aptal dendi yada efsane. Oysa buydu sevebilmek, oysa buydu yıllarca aranan cevap . Sorular yanlış kişilere sorulduğunda cevap alınamaz, bir kuşa nasıl yüzülür diye sorsan cevapsız bırakır. Bizde yanlış kişilere sorduk sorularımızı , cevaplanmadı, yanıtlanmadı, ıssız ve hissiz bırakıldı.
Kızda yanlış kişiye sordu sorularını, bazen soruların yanıtlarını geçmişte kalır.Kızın arkasında bıraktığı onu seven adam vardı, yıllarca onu bekleyen adam, yıllarca onun fotoğraflarına sığınan adamdı.Adam onu yıllarca bekledi , onu gördüğünde öldüğünü sandı. Daha bakışlarında ölen insan, kokusunda, kızın hisselerinde neler yapmazdı ki? Hayallerini süsleyen kadındı o;birini hayallerini süsleyen kadın, birinin sadece ilgi verdiği kişi oldu. Ne tuhaf oysa adam onu yıllarca bir tek kelimesini, kokusunu, gülüşünü, bakışlarına hatta sessizliğine bile razıydı.
Aradığı sorunun cevabı ,seni arayan da vardır...Evdeki sessizlikle , adamın dediklerini düşünüyordum. Sevdiği kadına, " Bura cehennem çünkü senin sevgin yok. Eğer öldüğümde beni seveceksen burda canımı al. Nefes alma sebebim sensin, kalp atışlarım seni için atıyor. Beni bu hayatta tek bir şey bağladı, beni bir gün seçebilmen , belki bir gün seversin beni. Bilmiyorum . Beni bir gün seçer misin? Sevgine değil, yaralarına iyi olabilmek için seçer misin? Beni yara bandı olarak kullanmana da razıyım. Bu aptallıksa , ben aptalım. Beni hiç sevmemiş olan bir kadına hayatımı verecek kadar aptalım. Beni bir gün seç olur mu?" demişti.
Sevgisine layık olarak görmüyordu kendini ama yara bandı olarak kullanıp atılmak için istiyordu. Sadece bir gün seçebilmek istemişti. Sevebilmek ve seçebilmek ikisi arasında tek hir harf vardı. En fazla ne kadar etki edebilir? Birisini hayallerini verir , diğeri hayal kırıklarını verir. Tek bir harf bütün hayatını değiştirir.Gözyaşlarım süzülüyordu, adam o kadar İyi oynuyordu ki canımı yakıyordu. Dizinin bölümü bitmişti, hıçkırıklara boğulmuştum. Gözyaşlarımı elimin tersiyle silip banyoya gittim,elimi yüzümü yıkadım. Koltuğu oturduğumda kendimi garip hissediyordum.
Telefonda bir arama görünce telefonu aldım, arayan kişi Mirandı. Görüntülü arıyordu, açtım.
" Alo,Peri Kızı."
" Efendim"
" Ağladın mı?" dedi kaşlarını çattı.
" Nerden anladın? "
" Gözlerin, burnun, yanakların kızarmış ve gözlerin ufaktan dolu. Ordan anladım." dedi gülümsedim. " Neden ağladın?"
" Bir dizi izledim ondan,"dedim. Arkadan müzik sesleri geliyordu.
" Ne dinliyorsun?" dedim" İlk ve son aşkım sensin." Sanki bunu bana ima edermiş gibi demişti ama ilk aşkı ben değildim.
" Üzüntülü bir şarkı," dedim.
" Senin dizin gibi üzüntülü bir şarkı evet. Birbirimize benziyoruz."
" Ne açıdan"
" Ben yaşanmışlıklara üzülürken , sen yaşanmış hayatlara üzülüyorsun."dedi.
" Yaşanmış hayatlar üzülmem çünkü iyisi , kötüsü ile yaşanmıştır. Ben yaşanmamış hayatlara üzülüyorum. Aramızdaki fark da bu."dedim . Yine o bakışı atıyordu; gözleri kısılmış, gamzesi görünecek şekilde gülüyordu ve ben bundan deli gibi etkileniyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acının Tatlı Tebessümü
Novela JuvenilHastalığı nedeniyle kimseye dokunmayan adam ve psikolog kız. Miran her şeyden vazgeçtiği zaman Almila karşısına çıkar ve bir umut doğar. Miran bu umuda tutunur, tutulur. Almila ve Miran arasında sıralar vardır. Hastalıklar, hayaller, yaşanmışlıklar...