12.

976 31 0
                                    

Kerem ile ben sevgiliydik. Ailelerimiz ailecek, tatile gitmişti. En azından bu süre zarfında ilişkimizi rahat bir şekilde yaşabilirdik. Derslerim başladığı için Kerem'i en son 2 hafta önce görmüştüm. Aslında, mesajlaşıyorduk, konuşuyorduk. Fakat, Kerem hep kısa kısa yanıtlar veriyordu. Klavye özürlüsü olduğunu falan düşünüyordum artık. Hafta sonu olduğu için Kerem ile bir şeyler planlamıştım. Binevi randevu sayılırdı. Geriye sadece bunu Kerem'e söylemek kalmıştı. Telefonumu çıkardım ve ona mesaj attım.

Derin:
Canım, nasılsın bugün hazır ben boşken bir şeyler mi, yapsak?

Aktif olmadığı için görmemişti. Ona bir türlü ulaşmalıydım. Yunus'a, Barış'a ve Lucas'a mesaj atmıştım ancak hiçbiri görmemişti. Bu nedenle Kerem'in evine gitmiştim. Kapıya 50 kere vurmama rağmen hâlâ açmamıştı. Sinirle kapıya son kez sert bir şekilde vurduğumda açıldı, uykulu gözlerle bana bakan Kerem bana sarılmak için kendine çekti.

"Çok yorgunum, dinleniyordum. Duymamışım kusura bakma. "

"Tamam, sorun değil. " dememle elimden tutup beni içeriye aldı. Yorgunlukla kendisini koltuğa bıraktığında, "plan iptal oldu" diye fısıldadım. Kerem bana döndü, "Ne planı? "

"Ne planı? Öyle bir şey mi, dedim? "

Bana sorgular gözlerle baktığında yorgunlukla konuştu, "Ben baya yoruldum kendimde değilim, herhalde delirdim. "

"Ben en iyisi bir şeyler hazırlayayım. "

"Yardım edeyim mi? "

Yanağına bir öpücük kondurduktan sonra gerek yok anlamında başımı salladım. Kerem yalnız yaşamasına rağmen arada ailesinin yanına uğruyordu. Evi ise fazla düzenliydi. Kerem için sağlıklı bir kahvaltı hazırlamaya çalıştım, en son diyetteyim falan demişti. Domates, salata, marul, kızarmış tavuk yanına meyve suyu. Tepsiyi elimde götürürken Kerem'in telefonda konuşmasına kulak kesildim.

"Abi, ben şu tarihe kadar hazır olsun dedim, erteleyelim ne demek? ne ayrılması? ayrılacak olsam burda seninle konuşmam. "

"Ben geldim. " dediğimde hızla telefonunu kapadı ve ters çevirdi. Sehpaya tepsiyi koyduğumda, telefonu tekrar çalmaya başladı.

"Kim bu, ne işler çeviriyorsun sen? "

"Ya ne işi çevireyim? emlakçı beni arıyor yeni bir ev bakmaya başladım."

"İyi, bu arada mükemmel bir planım vardı.. " hüzünle ona döndüm. Dudaklarını büzdükten sonra konuştu.

"Ne planıymış bu? "

"At binmek... "

"Çok iyi olur, bende enerjimi topladım zaten. "

"Yok, yorgunsun anlıyorum. "

"Değilim, hadi hazırlanayım gidelim. "

"Tamam."

15 dakika sonra eşofman  sweatshirt giyen Kerem belirdi. Yanıma geldiğinde ellerimizi kenetleyip, evinden çıktık. At çiftliğine doğru geldiğimizde, bir çalışan bizi karşılayıp, hangi ata binmek istediğimizi sordu. Birkaç at ismi saydı.

Beyazı işaret edip, "Amber."

Kahverengi olanı gösterip, "Lucifer."
Son olarak, siyah bir atı gösterip "Berduş." dedi.

Kerem Berduş'u seçmişti. Ben ise Amber'i seçmiştim. Kerem ata binmeye başladığında, Berduş Kerem'i üstünden atmaya çalışıyordu. Toynaklarını yere sürten Berduş neredeyse Kerem'i düşürecekti.

"Kerem, korkuyorum. "

Birkaç dakika sonra Berduş sakinleşti ve sakin sakin koşmaya başladı.

"Korkmana gerek yok, 'pısırık' "

"Ben pısırık değilim. "

"Eee hâlâ niye binemiyorsun o zaman? "

"Gıcık."

Çalışan bize doğru geldiğinde binemediğimi gördüğü için bana yardım etmeye yeltendi. Elleriyle kalçamdan destekleyince Kerem atıyla buraya doğru koştu ve adama bağırmaya başladı.

"Çek ellerini! "

"Yardım ediyor-"

"Bahanene başlatma şimdi, ona bir daha dokunma yoksa kötü olur. "

"Abartmasan mı? "

Adam uzaklaştığında, Kerem beni arkamdan kucakladı ve ata bindirdi.

"Bana söylemek varken? "

"Sinirlerimi bozmasaydın.. "

"Alıyım mı, o sinirlerini? "

"Tamam, var mısın yarışa? "

"İddialı olsun. "

"Sen kazanırsan, bir gün boyunca kölenim, ben kazanırsam, bir gün boyunca Ege ve Burak'ın evinde kalacaksın. "

"Ney ney, sondakini yapmayacağım. "

"Tamam paşam, başka emriniz neydi efenim? "

"Köleliğe alıştırma falan mı? "

"Sen sussana espri yapma. "

"Demekki güldün. Ben espri yaptım demedim. "

Biz kavga etmeye daldığımızda, hakem düdüğünü çaldı. Kerem beni çok az farkla geçiyordu. Amber'in sırtına daha fazla yapıştığımda Amber hızlandı ve Kerem'i geride bıraktık. Bitiş çizgisine çok az kalmıştı ki, Kerem beni geçiyordu. Korkuyla Amber'in yelesini çekiştirdim. Canı yanan Amber istemsiz daha hızlı koşmaya başladı. Kazandım.

Kerem Berduştan inip, "Hocam valla şike var. "

"Ağlama.. "

"Fenerli falan mısın? "

Kerem'in yanına yaklaşıp, koluna girdiğimde konuştum, "Niye ağlıyorsun küçük? "  Belimden tutup kendisine yaklaştırdı. "Gıcıklık demek. "

Yerden aldığı birkaç çimi: kafama ve kazağımı çekiştirip içine attı. Atmasıyla cırlamam bir oldu. Koşarak ona bağırdım. "Ege'yi arıyorum. "

"Özür dilerim, özür dilerim. "

"Siktir! Arıyorum. "

─── ・ 。゚☆: *.☽ .* :☆゚. ───

Cok tatlıs bi bölüm oldu. Kerem bu bölüm cok iyiydi bence. Neyse iyi geceler 💌🌹


Kuzen / Kerem AktürkoğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin