16.

690 27 7
                                    

Kerem ile yaşadığım bu saçma olayın üzerinden tamı tamına 2 hafta geçmişti. O gün beni tersleyip evinden kovmuştu. Zaniolo yorgunlukla yanıma oturduğunda, elimi tutup öptü. Ona gülümsüyordum ama, aklımdaki Kerem'di. Zaniolo dizlerime uzandığında bizim yanımıza doğru gelen takım arkadaşlarının sesi duyulmuştu. Saçlarımı eline alıyor, kıvırıyordu. Bu çok tatlıydı. Eğilip anlına bir öpücük kondurmuştum. O an hızla yükselip dudağıma bir öpücük kondurdu. O beni öptükten sonra, kendimi çok rahatsız hissettim. Bilirsiniz, biri sizi süzdüğünde gereksiz hissetiğiniz o rahatsızlık var ya şuan onu hissediyordum. Sahaya döndüğümde kaşları çatık bir şekilde bizi izleyen Kerem'i görmüştüm. Zaniolo ayaklandığında, soyunma odasına gideceğini söylemişti. Telefonumla uğraşırken tanıdık bir kokuyu hissetmemle yanıma döndüm. Kerem yanımda oturuyordu. Kolunu çimdiklerken konuştu, " Benim değerim bu kadar mı? "

"Nasıl? " (Teoman edasıyla)

"Diyorum ki, ben sana göre bir hiç miyim? " eğildiğinde irkilmiştim. O bunu farkedecek olmalı ki, daha da eğildi.

"Biz ayrıldık. "

"Ayrılmadık, sadece ayrılmamız en iyisi, dedim. Ancak sana ayrılalım diye bir şey söylemedim fakat sen hemen başka birini buldun. "

Ekledi, "Ve bu kişi takım arkadaşım? "
Ona sarılmak için uzandığımda beni kendinden uzaklaştırdı ve kalbimi acıtacak şeyler ağzından döküldü.

"Ben sadece seninle konuşuyorum, bana duygun kalmasın çünkü ben artık sana karşı bir şey hissetmiyorum. "

"Kerem, yapma bizi harcama. "

"Benden sonra hemen başka birine giderek, bizi sen harcadın kusura bakma. "

Diyip uzaklaşmıştı.

İki saat sonra

Zaniolo duştan çıktıktan sonra yanıma gelip, dizlerime uzandıktan sonra telefonuyla oynamaya başladı. Zaniolo farklıydı, sizi gerçekten mutlu etmek için elinden gelen her şeyi yapıyordu. Bir elim saçlarıyla oynarken, telefonumun çalmasıyla elimi geri çekmek mecburiyetin de kalmıştım. Zaniolo bileğimi tutup, tiz bir tonda "Saçlarımla oynamaya devam et. " Elimi saçına götürdüğünde telefonumu kulağıma götürdüm. "Derin, neredesin yavrum?"

"Zaniolo'nun evindeyim annecim, bir sorun mu var? "

"Akşama isteme var. "

"Ne istemesi? "

"Baba tarafından birinin istemesi var, gitmemiz gerekiyor. "

"İyi, akşam beni buradan alın. "

"Tamam kızım, damat geliyorsa onuda getir, övünelim kız. "

"Allah iyiliğini versin anne, neyse kapatıyorum. "

Zaniolo kalkıp, bana sarıldığında şaşırmıştım. Yaklaşık 2-3 haftadır sevgiliydik. Ve ilk defa onu bu halde görüyordum. Onun geniş omuzlarını sıkmaya başladığımda konuştu.

"Bilmiyorum, bilmiyorum ne yapacağımı bilmiyorum."

"Neyin var? Bebeğim? "

Bebeğim, bunu ilk defa Kerem'e söylemiştim.

"Ben, yoruldum, çok yoruldum her zaman sevdiğim şeylerin kaybolmasından yoruldum. "

Yüzünü avuçlarımın arasına alıp, konuştum.

"Kimse bir yere gitmiyor, sevgilim senin neyden korktuğunu bilmiyorum. "

"Senden, senin gitmenden,beni bırakmandan korkuyorum. "

Kuzen / Kerem AktürkoğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin