31

113 24 11
                                    

Selam muzlu pudinglerim :)bölümü #fanfic 'neler popüler' listesindeki #20.liğime adıyorum. Hepinize hikayemi okuduğunuz için minettarım♥ :D sizden bölümden önceki notta da belirttiğim gibi lütfen 'A piece of love' hikayemede bir göz atın. Beğeneceğinizi düşünüyorum. Umarım bölümü beğenirsiniz yazım yanlışlarım varsa affola. Sizleri seviyorum x

-Lola-
Rahat ve bir o kadar da huzurlu uykumu bölen telefon melodim olmuştu. Yatağın yanında ısrarla çalan telefonumu sabahın bu saatinde hangi bok kafalı aradı diye sinirle elime aldım. Bilmediğim bir numaraydı, tedirgin bir şekilde açtım.
"Alo?"
Ufak bir sessizliğin ardından arayan kişi konuştu.
"Lola ben Emma , bu saatte uyandırmak istemezdim ama bilmen gereken şeyler var."
Bir anda başımdan aşağıya kaynar sular dökülür gibi olmuştu. Büyük zorlukla çıkan sesimle konuştum.
"Seni dinliyorum..."
Korkuyordum, diyeceği kelimelerin bana acı çektirmesinden korkuyordum.
"Telefonda olmaz, yüz yüze konuşmamız gerek. Önemli!"
Etrafıma baktım, dışarda yağmur yağıyordu. Bu havada dışarıya çıkmak yapacağım en son şey olurdu.
"Imm benim evime gelebilirsin Emma."
Tedirgin ve bir o kadar da kuşkulu sesiyle konuştu.
"Emin misin? Dışarda bulaşabiliriz?"
Sabahın bu vaktinde uykumdan uyanıp ona zaman ayırıyorsam o benim ayağıma gelmeli.
"Evet eminim, sana evimin adresini mesaj olarak atarım."
Diyeceği zırvalıkları dinlemeden telefonu kapatıp ona adresimi mesaj attım. Hiç istemesem de büyük zorlukla yatağımdan kalktım ve altımdaki on beden büyük pijamadan kurtularak şortlarımdan birini giydim. Merdivenlerden yavaş adımlarla aşağıya indiğimde koltukta uyuyan Zedd'i gördüm. Yere düşmüş olan battaniyeyi elime alarak üzerine örttüm. Nedense bugün uyanır uyanmaz açıkmıştım, hiçbir zaman bu kadar aç hissettiğimi hatırlamıyordum. Mutfağa giderek dolabın karşısına geçtim ve dünden kalan tabakla beraber üç dilim pizzayı alarak dolabı kapattım. Pizza dilimlerini büyük iştahla yerken sanki hiç doymuyor gibi hissediyorum.
Üç dilimi de bitirdiğimde tabağı makineye koymamın ardından bir peçete yardımıyla ağzımı sildim. Bardağa doldurduğum suyu yudumlarken kapı çaldı.
Elimdeki bardağı tezgaha bırakarak kapıyıa doğru ilerledim. Kapıyı açtığımda karşımda her zamanki gibi kırmızı rujuyla herkesin hemen dikkatini çekecek Emma duruyordu. Ona zorla tebessüm ederek geçmesi için kapının önünden çekildim. Yavaşça etrafı süzerek içeriye girdi.
"Yukarı odama çıkalım"
Beni başıyla onayladığında odama doğru merdiven basamaklarını çıkmaya başladım, Emma'da arkamdan bir kuyruk misali beni takip ediyordu. Odama geldiğimizde yatağımın üzerine oturdum ve iğneleyici bir ses tonuyla konuştum.
"Otur lütfen, seni dinliyorum..."
Yavaşça yatakta karşıma oturdu ve kısık çıkan sesiyle söze başladı.
"Bak Lola bu diyeceklerimden sonra belki bana çok kızacaksın ama bunlar asıl doğrular."
Ne zaman tuttuğumu bilmediğim nefesimi bıraktım.
"Dinliyorum..."
Yavaşça dudaklarını ıslatarak söze başladı.
"Herşey o gün başladı. Harry'nin seni okulda gördüğü gün, sana ilk görüşte aşık oldu ama ben senelerdir yanında olmama rağmen onun için sadece sikilip bırakılacak bir kadındım. Seni kıskanıyordum. Asla senin gibi olamayacağım gerçeği beynimi kemiriyordu. Harry'nin sana baktığında gözlerindeki parıltıyı görmek bana acı veriyordu Lola. Ve bu yüzden de sizi ayırmak istedim, ben hamile falan değilim Lola. Senin böyle bir durumda Harry'i bana bırakacağını biliyordum ve bu yüzden ortaya bir yalan attım. Bebeğim falan olmayaca-"
Yanağına geçirdiğim tokatla sözleri yarıda kesildi. Gözümde akan yaşları elimin tersiyle sildim ve öfkeyle konuştum.
"Biz/ben senin yüzünden neler yaşadık haberin varmı? Bunu yapınca eline ne geçti ha? Harry koşa koşa gelip boynuna atlayacak sandın! Ama bak ne oldu?! Biz yine birleşeceğiz, yine eskisi gibi hatta daha iyi olacağı-"
Alayla gülerek konuşmamı kesti.
"O konuda bence pek emin konuşma. Evet artık ben olmayacağım ama bakalım Harry, onu bırakıp seni geri isteyecek mi?"
Bir anda ellerim buz kesmişti, kekeleyerek konuştum.
"O, o k-kim?"
Hâlâ gülmeye devam ediyordu.
"Onu kendin göreceksin Lola"
Yataktan kalktı ve gitmek adına kapıya ilerlerken döndü ve olduğu yerden konuştu.
"Ha, bu arada Harry şuan hastanede bilmek istersin diye düşündüm. "
Ne? Neden hastanedeydi? Ne olmuştu ona? Sanki kalbimin içine bıçak saplanıp çıkıyor gibi hissediyorum.
"Harry neden hastanede?"
Tek kaşını havaya kaldırdı.
"Dün gece bıçaklanmış..."
Nefesim kesiliyordu,  onu kaybetme korkusu içimde git gide büyüyordu. Boğazımda takılı kalan yumruyu yumuşatmaya çalışırken konuştu.
"Sana hastanenin adresini mesaj attım."
Son kelimelerini diyerek odadan uzaklaştı. Hızla dolabımdan kokusu sindiği için yıkmaya kıyamadığım Harry'nin tiyşörtünü alarak üzerime geçirdim ve ardından bir hırka alarak koşar adımlarla merdivenlerden indim. Arabamın anahtarını ve telefonumu alarak hızlı bir şekilde evden çıktım.
Kapının önünde park halinde olan arabamı çalıştırdım ve Emma'nın mesaj attı adresteki hastaneye hiç olmadığı kadar hızlı bir şekilde arabayı sürerek gitmeye başladım.

°•°•°•°•°•°•°•°•°

Hastanenin önüne geldiğimde arabayı park ettim ve hemen arabadan inerek hastaneye ilerledim. Danışma katında olan görevliye hızla sordum.
"Harry,Harry Styles?"
Durdu ve bana baktı.
"Sadece birinci derece yakın alabiliyoruz, nesi oluyorsunuz?"
Dilimle dudağımı ıslatarak konuştum.
"sevgilim!"
Kadın küçük bir şekilde tebessüm etti ve bilgisayardan baktığı şeyi söyledi.
"Bay Styles, 3.katın - 405 numaralı odasında ."
Hiçbirşey demeden koşarak merdivenlere ilerledim asansörün gelmesini bekleyecek kadar ne zamanım ne de sabrım vardı. Merdivenleri ikişer ikişer çıkarken en sonunda 3. kata gelebilmiştim. Birkaç adım attığımda tam karşımda duran 405 numaralı odaya baktım ve derin bir nefes alarak içeriye girdim. Aman tanrım, onu hastane yatağında bu şekilde görmek o kadar çok canımı açıtmıştı ki. Gözümden hızlı hızlı akan yaşları umursamadan yanına ilerledim. Aynı benim gibi gözlerini gözlerime odaklanmıştı.
"Aman Tanrım Harry , sen iyi misin? *hıçkırık*"
Elini avuçlarım arasına alarak öpücükler kondurdum.
"Lola, ben iyiyim..."
Gözyaşlarım sayesinde yanağım tamamen ıslanıyorken elimin tersiyle yanağımı ve akan burnumu sildim.
"Ne oldu *hıçkırık* sana *hıçkırık* böyle? "
Yatağın yanındaki masada duran suya uzanıp eline alarak bana uzattı.
"Önce iç şunu Lola, sakinleş. Bak ben iyiyim,birşeyim yok."
Yavaşça bana uzattığı suyu yudumlarken gözüm yatağın karşısında bize sinirle bakan sarışın kıza kaydı. Elime göstererek konuştum.
"Bu kim?"
Harry cevap vermek yerine, olduğu yerde rahatsızca kıpırdandı.
Elimdeki su dolu bardağı bıraktım ve Harry'nin yüzünü avuçlarım arasına aldım.
"O kadar çok korktum ki, seni kaybetmekten o kadar çok korktum ki..."

kiss me (H.S. ff)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin