27~PAINTBALL

206 29 10
                                    

Selam ponçiklerim :) yeni bir bölümle karşınızdayım :D bu bölümden ve bir dahaki bölümden sonra hiç beklemeyeceğiniz şeyler olacak ...
Umarım bölümü beğenirsiniz vote ve yorum yapmayı esirgemeyin lütfen.
Sizleri seviyorum her birinizi .x

-Harry-
Camdan giren güneş ışığının yüzüme vurmasıyla yavaş yavaş gözlerimi açtım, kollarımın arasında masumca uyuyan Vicki'yi görmemle gülümsedim. Dudaklarına kondurduğum birkaç küçük öpücükle gözlerini açtı, "Günaydın" bana en içten şekilde gülümsedi. "Günaydın" dediği şeyin hemen ardından arsızca dudaklarımı sömürmeye başlayınca fazla bekletmeden ona karşılık verdim. Bana iyi hissettiriyordu ve mutlu olmamı sağlıyordu. Kucağıma çıktığında yavaşça dudaklarımı dudaklarından çektim, "seni seviyorum". parmağıyla gamzelerimi okşadı. "seni seviyorum kıvırcık" Vicki gerçekten iyi bir kızdı, ve değişik bir tarzı vardı. Onu yeni tanısamda nasıl böyle çabuk oldu bilmiyorum fakat onu seviyordum. Bana Lola'yı unutturabilmişti, yataktan kalkıp yere fırlattığı kıyafetlerini giyerken konuştum. "Bugün yapman gereken bir şey varmı?" Pantolonunun düğmesini kapattı. "Hayır yok, neden sordun ki?". O mavi gözlerine baktığımda heyecanı görmek beni eğlendiriyordu. "Beraber bir şeyler yapabiliriz" gözlerini kıstı. "Ne gibi?"
Yerden aldığım pantolonumu giyerken konuştum. "Sex dışında bişeyler" o kahkahalara gömülürken onun bu haline gülüyordum. "Sex pek hoşuna gitmiyor galiba..." ah, böyle hiç utanmadan konuşması ona daha çok büyülenmemi sağlıyordu. "Tam aksine, fakat hayatımın her anında sex yapamam" bana gülerken yanıma gelip ellerini ellerimle birleştirdi. Odamdan çıktığımızda merdivenlerden inerken bize şaşkın gözlerle bakan Zayn ve Emma'yı umursamadan evden çıktık. Arabaya bildiğimizde radyoyu açarak bağıra bağıra şarkıya eşlik etmeye başladı:

I'm on my 14 carats
14 ayardayım

I'm 14 carat
14 ayarım

Doing it up like midas mmm
Midas gibi yap mmm

Now you say I got a touch
Şimdi bir kere dokunmam lazım diyorsun

So good, so good
Çok iyi, çok iyi

Make you never wanna leave
Asla bırakmayı istememeni sağlayacağım

So don't, so don't
Yani olmaz, yani olmaz

Gonna wear that dress you like, skintight
Beğendiğin dar deri elbiseyi giyeceğim

Do my hair up real nice
Saçımı gerçekten, gerçekten güzel yapacağım

And syncopate my skin to your heart beating
Ve tenim kalp atışlarını hızlandıracak

Cause I just wanna look good for you, good for you , uh-huh
Çünkü ben sadece senin için güzel görünmek istiyorum, ah-ha

-Lola-
Dün yine her zamanki gibi sıradan bir gün daha geçmişti ama tuhaf olan şey şuydu ki dünden beri Harry ne aramış, nede bir mesaj göndermişti. Doğrusu bu kadar çabuk unutulacağımı düşünmüyordum. Uyanmış ve kahvaltı hazırlamak için mutfağa giden Zedd'in yanına doğru yürümeye başladım. Mutfağın soğuk yer fayansları çıplak ayaklarımın üşümesini sağlamıştı. "Good morning Zedd" bana dönüp gülümsedi "Günaydın :)" o tekrar arkasını dönüp krepleri kızartırken tezgahın üzerindeki kahve kupalarından birine kahve doldurarak masadaki yerimi aldım. Şuan düşüncelerimi zorlayan tek şey Zedd'in 2 gün sonra gidecek olmasıydı. Onunla gitmemi teklif etmişti ama hiçbirşey olamamış gibi burayı terkedip gidemezdim, onca yaşanmışlığı bir kalmede silebilecek cesarete sahip biri değildim. Krepleri getirerek masaya oturduğunda heyecanla konuştu "burda son iki günüm ve bugün de evde oturarak geçirmeyeceğiz dimi". Haklıydı , bugün Zedd'le beraber Paintball'a gidebilirdik. "Paintball'a ne dersin?" Diliyle dudağının yanındaki pricingle oynamayı bırakıp cevap verdi. "Olabilir" tabağıma aldığım krepleri küçük parçalara ayırarak yemeye başladım.

▲▼▲▼▲▼▲▼▲▼▲▼▲

Evden çıkarken unuttuğum birşey olmadığından emin olduğumda kapıyı çektim, arabaya doğru yürümeye başlamış Zedd'e hızlı adımlarla yetiştim. Ben sürücü koltuğuna geçecekken anahtarı elimden aldı. "Ben kullanabilirim" göz kırparak dediği şeye itiraz etmedim. Arabanın etrafından dolaşıp bildiğimde telefonumdaki navigasyondan gideceğimiz yerin adresini bulup Zedd'e uzattım. Radyoda kanallara bakarken Selena Gomez'in o duru sesi kulaklarıma doldu;

I want you to know that it's our time
Bilmeni istiyorum ki bu bizim zamanımız

You and me bleed the same light
Sen ve ben aynı ışıkta kan kaybettik

I want you to know that I'm all yours
Şunu bilmeni istiyorum ki ben tamamen seninim

You and me run the same course
sen ve ben aynı yönde koşuyoruz

I'm slippin' down a chain reaction
Zincirleme reaksiyonunda aşağıya kayıyorum

And here I go,here I go,here I go, go
Ve burdan gidiyorum, burdan gidiyorum gidiyorum.

İki saatlik bir araba yolculuğunun ardından en sonunda adreste bulduğum yere gelebilmiştik. Şansımıza çok fazla kalabalık değildi , kıyafetleri aldığım yerdeki rehber bir nevi oyun kurucu olan adam kuralları anlatmaya başlamıştı;
-"yüze mermi sıkmak yok"
-"mermileriniz bittiğinde oyundan diskalifiye olursunuz"
-"amacınız rakibinizi yakalamak değil eğlenmek"
-"yaralanmalara karşı verdiğimiz koruyucu kıyafetleri giymeden oyun alanına geçiş yasak"
-"kızlar ve erkekler ayrı grupta rakip olacaklardır"
-"bayrağı ilk alan takımın üyesi takımına oyunu kazandırır"

Zedd takım arkadaşlarıyla konuşurken takımımdaki kızlara baktım. Hiçbir plan yapmaya niyetleri yok gibi görünüyordu , koruyucu kıyafetin yakası boynumu kaşındırırken oyun başlamak üzereydi. Herkes yerlerini aldığında Zedd'le karşı karşıyaydım "benim kazanacağımı bile bile oynaman tebrik edilesi" ona dediğim şeye karşılık tek kaşı havalandı "bak sen, onu oyunun sonunda göreceğiz". Siren sesine benzeyen düdük çaldığında herkes farklı yönlere doğru koşmaya başladı. Bayrak ana merkezdeydi , oraya olan uzaklığım nerdeyse 12m vardı. Ben elimden geldiğince hızlı koşarken sırtıma yediğim boyalı mermiyle arkamı döndüm. Zedd'in takımından olan çocuk alayla sırıtırken onun üzerine defalarca kere nişan aldım ama her seferinde ıskalıyordum. Bana mermi sıkan çocuk rahat bir şekilde mermilerini üzerime boşaltmaya devam ediyordu. Arkamdan gelen varmı diye bakıp aynı zamanda da koşarken taşa takılarak resmen yere yapıştım. Ben dizimi taşa çarptığım için korucu kıyafetin parçasını sıyırırken bana mermi sıkan çocuk yanıma geldi "iyi misin?" Kaşlarım çatık bir şekilde cevap verdim. "Sence nasıl duruyorum!" Ayağa kalkmaya çalışırken destek almak için elini uzattığında elini ittim. Dizim hafif aksasa bile ana merkeze doğru koşmaya başladım.


kiss me (H.S. ff)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin